Türkiye’nin nabzı Konyaaltı’nda tutuldu
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlKonyaaltı Belediyesi ile Çağdaş Gazeteciler Derneği Akdeniz Şubesi’nin iş birliğinde düzenlenen ‘Gazeteciler Sıcak Gündemi Değerlendiriyor’ söyleşisine katılan Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, ‘dezenformasyon’ yasa tasarısını bir kez daha eleştirerek “Ne yaparlarsa yapsınlar, doğruyu söylemekten asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Konyaaltı Belediyesi ile Çağdaş Gazeteciler Derneği Akdeniz Şubesi’nin ikincisini düzenlediği ‘Gazeteciler Sıcak Gündemi Değerlendiriyor’ söyleşisine katılan Gazeteci Ozan Gündoğdu ve Yavuz Oğhan, Türkiye gündemini değerlendirerek katılımcıların sorularını yanıtladı. Toplantıda kısa bir konuşama yapan Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, gündemdeki en sıcak konulardan biri olan ‘dezenformasyon’ yasa tasarısına bir kez daha değinerek tepkisini dile getirdi. ‘Dezenformasyon’ yasası adı altında çıkarılan ‘sansür’ yasasının çok sessiz bir şekilde getirilmeye çalışıldığını belirten Esen, konuşan herkese bu yasa kapsamında ceza kovuşturması açılabileceğine dikkat çekti. Yasa tasarısının içeriğine değinen Başkan Esen, “Halka yanıltıcı bilgileri yayan herkese şu kadar hapis cezası, diyen bir sansür yasası geliyor. Bu yasa kapsamında değerlendirecek olursanız, örneğin bir belediye başkanının, belediye meclisinde söylediği sözler de o çerçeve içerisine girebilecek. Halkı yanıltmaya yönelik gerçek dışı beyan olarak kabul edilebilecek. Buna bağlı olarak bir ceza sebebi olabilecektir. Bir sendika başkanının, ‘halk aç, yeterince para kazanamıyor’ şeklindeki sözü de halkı yanlış yönlendirmeye yönelik kabul edilebilecektir. Bir gazetecinin herhangi bir konuda yaptığı bir araştırma sonucu yazdığı yazılar da gerçeğe aykırı, halkı yanıltmaya yönelik, diye aynı şekilde ceza kovuşturmasına sebep olabilecektir” şeklinde konuştu.
“DOĞRULARI SÖYLEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”
Yasa çıksa da mücadelelerinin bitmeyeceğini ifade eden Esen, söylenecek her söze bir ceza vererek halkı susturacaklarını sanmamaları gerektiğini vurguladı. Hiçbir gücün, tarih boyunca baskı ile halkı tamamen susturamadığını dile getiren Başkan Esen, baskı ve sansür ile fikirlerin yok edilemediğini belirtti. Gündemdeki gerçek dışı konulardan dolayı üzüntü duyduklarını söyleyen Esen, sözlerine şöyle devam etti; “Evet doğru, üzüldüğümüz günlerdeyiz. Keşke bunlar olmasaydı, dediğimiz günlerdeyiz. Keşke ülkenin gerçek sorunlarını konuşsaydık, dediğimiz günlerdeyiz. Ama maalesef soyut konular, etiketler ve sıfatlar ile uğraşan bir siyaset, çareden uzak bir şekilde bir tarafta dururken, diğer tarafta sorunlarının çok acil çözülmesini bekleyen bir halk kitlesi var. Ne yaparlarsa yapsınlar her zaman gerçekleri söyleyeceğiz. Her ne kadar yerel yöneticiler, belediye başkanları olsak da biz doğruya doğru yanlışa yanlış demekten vazgeçmeyeceğiz. Bu noktada çağdaş gazeteciler gibi sanatçılar gibi duruşunu bozmayan insanlardan da destek alıyor olmaktan mutluluk duyuyoruz. Burada olduğunuz için hepinize teşekkür ediyorum.”
“BU YASA İLE HERKESİ SİNDİRMEK İSTİYORLAR”
Son dönemde gündeme gelen ‘dezenformasyon’ yasa tasarısı ile hala konuşmaya cesareti olanları da sindirmek istediklerini belirten Gazeteci Yavuz Oğhan, zaten yıllardır bu konu ile ilgili bir cezalandırma sisteminin olduğuna dikkat çekti. Parlamenter sistemde olsaydı ‘dezenformasyon’ yasa tasarısının kolay bir şekilde geçip geçemeyeceği ile ilgili gelen bir soruyu yanıtlayan Oğhan, şöyle konuştu, “Parlamenter sistemde bunu böyle yaptığınızda başka partiler de ayağa kalkar ve farklı bir denetleme sistemi çalışabilir. Çok zor olduğunu kabul etmek lazım. Niye? Çünkü 360’tan fazla milletvekiline ihtiyaç var. Dengeler var. HDP dengesi, İYİ Parti ile yaşanan sıkıntıları biliyoruz. Seçimler kazanıldıktan sonra bu iş birliği orada devam edebilir mi, böyle devam ettiği için bir takım sıkıntılar doğar mı, bunlar var. Ama AK Parti’yi bilen ve takip eden birçok insan da eğer başkanlığı kaybederse parlamenter sistemi önce AK Parti’nin isteyeceği yönünde bir tahmin söz konusu.”
“TÜRKİYE HER AÇIDAN FARKLI BİR ÜLKE”
Sansür ve sosyal medya yasakları ile ilgili gelen bir soruya, Türkiye’nin diğer Ortadoğu ülkelerine benzemediğini söyleyen gazeteci Yavuz Oğhan, şöyle cevap verdi; “Çok da taze bir örneğimiz var. Şu anda İran’da insanlar mücadele ediyor. Hangi şartlarda mücadele ediyorlar? Çok zor şartlarda mücadele ediyorlar. Haberleşme ve sosyal medya kullanımı çok zor. Bazı köprüler ortadan kalktığında bedeli çok daha ağır oluyor. Ama her zaman o mücadeleyi yapmak mümkün. Türkiye oraya göre de farklı. Türkiye de bir takım uygulamaları yapmak için meşruiyete sahip olmak istiyor. Güç sahipleri yani yönetenler. O da Türkiye’de öyle kolay olmuyor. Şu an uygulanan sisteme baktığınızda kurallar geçerli değil. Kuralların dışında bir sistem işliyor. Türkiye’nin sizin söylediğiniz noktaya gelebilmesi için, yani bu yasa çıkacak, sonrasında sosyal medya kapatılacak ki en büyük risklerden birisi bu. O süreçte sosyal medya kapatılırsa bütün sorumluluk doğrudan siyasi partilerin üstüne yıkılacak.
“İKTİDARIN KIRILGAN YANLARINI KONUŞMALIYIZ”
‘Dezenformasyon’ yasasının, iktidarın bir niyet beyanı olduğunu söyleyen Gazeteci Ozan Gündoğdu, iktidarın güçlü yanlarını konuşmak yerine güçsüz taraflarını konuşmak gerektiğini vurguladı. Gündoğdu sözlerine şöyle devam etti; “ İktidarın gaddarlığını, otoriterliğini, gücünü anlatmaktan ziyade bence haber değeri taşıyan artık güçsüzlüğü, kırılganlığı ve yaralı hali konuşulmalı. O yüzden bu sansür yasasına baktığınızda tablo çok vahim. Vahim olduğu ortada, bunun yanında bu sansür yasası bir niyet beyanıdır. İktidarın bir zihniyet beyanıdır. Tarihin ilginç bir döneminden geçtiğimizi düşünüyorum. Buna benzer faşist yükselişler genelde toplumsal muhalefetin sert bir şekilde yükselmesinin ardından gelir. Örneğin 12 Eylül, 12 Mart buna benzer şeyler. Fakat Türkiye’de ilginç şekilde faşizm yükseliyor. Niyetini belli ediyor. Açık faşizm ile tehdit ediyor. Ayrıca böyle bir niyet de var. Fakat şu an toplumsal muhalefet yok. Böyle orijinal bir durum söz konusu. Yani o toplumsal muhalefeti bastırmak üzere yapmıyor bunu. Zaten kendisinin bir ajandası var ve o ajandayı takip ediyor. Ama önünde de bir toplumsal muhalefet yok.”
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol