Mansur Yavaş: ''Attıkları iftiralar tutmadı, biz artık bu nefret siyasetinden bıktık''

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, il il sürdürdükleri seçim gezilerinden halkla buluşmaya devam ediyor.

Akşener ve Yavaş son olarak Kayseri Cumhuriyet Meydanı’nda vatandaşlara seslendi.

“KORKU VE NEFRET SİYASETİ DEVAM EDİYOR”

Konuşmasında iktidarın başkalarını hakir görerek siyaset yaptığını kaydeden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Seçime gidiyoruz. Seçim bitecek ve bu millet kimi seçerse seçecek. Sonra herkes evine dönecek. İktidar; başkalarını hakir görerek siyaset yapıyor. Seçime girmek serbest ama kazanmak yasak gibi bir davranış içerisinde…” dedi.

Meral Akşener’in İYİ Parti’yi kurmasının ardından yapılan saldırı, hakaret ve iftiraları hatırlatan Yavaş, “Bunların karşılığında kimsenin cezalandırılmaması… Bunu neden anlatıyorum? Hâlâ korku ve nefret siyaseti devam ediyor. Herkese bir karalama ve çamur… Millet İttifakı’ndan hiç kimse Cumhur İttifakı’na ve destekçilerine ağzını açıp tek bir kötü kelime etmiyor. Bizler illet, zillet gibi bir sürü laflarla karşılaşıyoruz. Artık bundan sonra temiz siyaset gelecek” diye konuştu.

İktidarın koltuğu bırakmak istemediğini kaydeden Mansur Yavaş, “Koltuğu bırakmak istemiyorsanız şu an seçim için verdiğiniz vaatleri gerçekleştirseydiniz. Bunları yapmış olmanın rahatlığıyla seçmenin karşısına çıksaydınız, çok daha güzel olurdu” ifadelerini kullandı.

“İYİ BİR MÜSLÜMAN HAKARET ETMEZ, İFTİRA ATMAZ”

“Niye seçime giriyorsunuz havasında konuşmalar ve propagandalar yapılıyor” diyerek açıklamalarına devam eden Yavaş, şunları kaydetti:

“İddialardan birisi şu; ‘diyaneti kapatacaklar.’ Buradan söylüyorum diyanetin kapatılacağına dair 6 liderden tek bir kelime çıktıysa söz veriyorum, Ankara Büyükşehir Belediyesini de bırakıyorum ve adaylıktan da çekiliyorum. Bu söz cami avlusunda söyleniyor. Benim bildiğim iyi bir Müslüman’ın ağzından bal damlar. Asla ve asla hakaret etmez, iftira atmaz. Nefret söyleminde bulunmaz. Bugün 7 milyar insan var. Cenab-ı Allah 7 milyar insanın hepsini ayrı ayrı yaratmış. Hiç kimse birbirine benzemiyor. Kimse kınanamaz, herkes kendi tercihini yapacak.”

Yavaş, 2019 yılında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olduğunda da benzer sözlerle karşılaştığını kaydetti.  

“NEREDE İHTİYAÇ VARSA ORAYA YETECEK GÜCÜMÜZ VAR”

Adaylık sürecinde kendisi ile ilgili sosyal yardımları keseceği iddialarının ortaya atıldığını anımsatan ABB Başkanı Mansur Yavaş, Başkentte sosyal destek anlayışını değiştirdiklerini şöyle anlattı:

“Sosyal yardımları kesecek, dediler. Eskiden koliler hazırlanıp 158 bin aileye ev ev dağıtılıyordu. Üzerinde de belediyenin yardım aracı, diye yazıyordu. Müslümanlıkta hani bir elin verdiğini diğer el görmüyordu. Hep göstere göstere yaptılar. Biz gelince Başkent Kart çıkardık. Oraya para yatırıyoruz. Ankara’da bir elin verdiğini diğer el görmüyor. Şimdi aynısı ülke genelinde de olacak, merak etmeyin. Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Hiçbir çocuk eğitiminden mahrum kalmayacak. Ekonomi gittikçe bozuldu. Çocukların ısınamadığını, ders çalışamadığını, yeterli şekilde protein alamadıkları için hastalıklardan kurtulamadığını tespit ettik. Kimseyi üşütmüyoruz. Birer kilo et parası yatırıyoruz ki o çocuklar proteinsiz kalmasınlar diye… Kırsal kalkınma destekleri de yapıyoruz. 35 bin çiftçiye sıvı gübre, mazot, fide, tohum gibi her türlü desteği veriyoruz. Desteklerimiz sonucunda 35 bin çiftçi 4,5 milyar lira gelir elde etti. ‘Bizim çılgın projemiz Ankara’dan aldığımız parayı Ankaralılara vermek ve Ankara halkını zengin etmek’ demiştik. Şimdi Kahramanmaraş’a da destek veriyoruz oranın yeniden ayağa kalkması için çalışmalarımız devam ediyor. Nerede ihtiyaç varsa oradayız. Nerede ihtiyaç varsa oraya yetecek gücümüz var.”

“ATTIKLARI İFTİRALAR TUTMADI”

Yavaş, son zamanlarda ortaya atılan iftiralar hakkında da şu açıklamalarda bulundu:

“Biz seçilirsek Ankara’da 30 bin kişi işten atacakmışız. Ben de ‘Bir Allah’ın kulunu atarsam namussuzum şerefsizim’ dedim. Şimdi de kamuda çalışan personel için işten atacağımızı söylüyorlar. Biz kazandıktan sonra tabelalardaki T.C.’yi yeniden taktık. Attıkları iftiralar tutmadı. İstanbul seçimlerinde artık beka demediler. ‘İstanbul düşerse Mekke düşer, Büyük İsrail kurulur’ demeye başladılar. Ekrem Bey seçimin sonucunda bu demokrasi katillerine cevabını verdi. Halkın iradesini kabul etmeyenlere İstanbul halkı cevap verdi. Yok, bunlar PKK’lılarla görüştüler falan aynı sözleri yeniden duyuyoruz. PKK ile en fazla görüşen kim? Kendileri... Ben, Akşener ve Altılı Masa liderleri olduğu sürece bebek katilini kimse dışarı çıkaramaz. Ama ben yine kararlı bir şekilde diyorum çıkarırsa yine bunlar çıkarır. HÜDA-PAR’ın görüşlerini biliyorsunuz. Özerklik istiyorlar. Dün Tuğrul Türkeş ben onun sözlerini kabul etmiyorum dedi. Bugün de Bülent Turan ‘ittifaka dâhil değil’ dedi. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Çünkü çok sıkıştılar. Kandil’dekiler özellikle Millet İttifakı’nın bir araya gelmesini zorlaştıracak konuşmalar başlatıldı. Başladılar demiyorum başlatıldı. Eli kanlıların oyunu istemiyoruz. Tertemiz 6 siyasi parti yan yana geldi ve uzlaştılar. Millet İttifakı 2 bin 400 maddelik mutabakat metnini ortaya koydu. Bu mutabakat metninin dışında kim ne diyorsa yalan söylüyordur.”

“BİZ ARTIK BU NEFRET SİYASETİNDEN BIKTIK”

“Milli savunma politikalarımız aynen devam edecek” diyerek açıklamalarını sürdüren Yavaş, “TOGG’u milletin parasıyla yaptınız. Uçak gemilerini milletin parasıyla yapıyorsunuz. İHA’lar, SİHA’lar yapılıyor. Şimdi hükümet de bize teslim edecek. Allah’ın izniyle bize düşen görev çok daha iyisini yapmak olacak. Sanki bu yapılan tesisleri AK Parti’nin iktidarın kendisi yapmış devlet yapmamış, devletin parasıyla yapılmamış gibi sergiliyorlar. Anadolu gemisi dün boğazdaydı bugün İzmir’e gidiyor. Maşallah seçim otobüsünü geçti” diye konuştu.

Yavaş, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Biz artık bu nefret siyasetinden bıktık. Biz hiç kimseye hakaret etmiyoruz. 21 yıldır ülkeyi bu hükümet yönettiği için elbette bizler belediyede yaptıklarımızı, yapacaklarımızın teminatı olarak sunmak için buraya geldik. Yoksa kendimizi övmek için gelmedik. ‘Yapamaz’ dediklerine inanmayın. Çok daha güzel yapılacağına emin olmanız için geldik bunları anlatıyoruz. Nefret siyasetini ortadan kaldıracak. 14 Mayıs sizin de desteğinizle 13. Cumhurbaşkanı olarak Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu seçeceğiz. Layık olduğu asil yere Çankaya Köşkü’ne oturtacağız. Ben Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak oradayım. Tereddüt ettiğiniz bir konu varsa biz oradayız. Sizlerin istemediği hiçbir şeye de izin vermeyiz.”

 AKŞENER: “YAHU BİZ DÜŞMAN MIYIZ? BİZ BU ÜLKENİN VATANDAŞLARIYIZ”

Konuşmasında İYİ Parti olarak çok önemli bir iddia ortaya koyduklarını kaydeden Genel Başkan Meral Akşener ise "Birinci parti çıkacağız ve ben Başbakan olacağım. Bizim partimiz kurulduğu andan itibaren Türkiye’nin sigortasıdır. İYİ Parti olmasaydı, 2018 seçiminde olmasaydık Meclis çoğunluğu hala AKP’nin elinde olurdu. Ve o tek adam sistemiyle İstanbul ve Ankara belediyeleri bizde olmazdı. Siz yaptınız siz dik durdunuz. 2002’den beri Türkiye’yi yöneten bir iktidar var. Hayırlı yaptıkları her şey için teşekkür ederiz. Ama güç insanı bozuyor. Mutlak güç iki kere bozuyor. Şimdi bakın seçime gidiyoruz bayram gibi olması lazım. Bu meydanlarda her siyasi parti gelip seçmenine konuşmalı ve konuşmanın tamamı projeler üzerinden olmalıdır. Buna karşın Sayın Cumhurbaşkanı Recep Bey çıkıyor bizleri gömmekten bahsediyor. Yahu biz düşman mıyız? Biz bu ülkenin vatandaşlarıyız. Sen kimi gömüyorsun? Sen kendine gel. Bu nasıl bir dildir?” diye konuştu.

“Çalmazsanız çırpmazsanız her şey oluyor” diye konuşan Akşener, şöyle devam etti:

“Mansur Bey Ankara’da hem esnafa para kazandırdı. Hem de çiftçiye 4,5 milyar para kazandırdı. Demek ki çalmayınca oluyormuş. Harama el uzatmayınca oluyormuş. Kul hakkına girmeyince oluyormuş. 3 yıl boyunca ben esnaf esnaf gezdim, Kayseri de dâhil. Ne öğrendik? Seçmen velinimettir, seçmenin derdinin dinlersin ve çözüm önerirsin. Seçim geldiğinde seçmen seni tartar, oy verir. Selam verirsin vermez ‘Amenna’ dersin ‘Bir dahaki sefere gönlünü kazanayım’ dersin. Türkiye’de çok uzun zamandır bu yapılmıyor.”