İmamoğlu: ''İstanbul’u hızlı biçimde tahrip etmeye çalışan bir zihinle mücadele ediyoruz''

İmamoğlu: ''İstanbul’u hızlı biçimde tahrip etmeye çalışan bir zihinle mücadele ediyoruz''
Güncelleme:

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB Miras tarafından düzenlenen ‘UNESCO Dünya Mirası Süleymaniye Koruma ve Tasarım Çalışma Grubu’ toplantısında konuştu.

Süleymaniye’yi, kentin barındırdığı nitelikli insan kaynağıyla ayağa kaldırma hedefinde olduklarını vurgulayan İmamoğlu, “İstanbul’un acelesi var. Çünkü İstanbul'u, bu akla, bu ortak akla, bu ortak düşünceye, birikime, deneyime güzel işler yapma becerisine sahip insanların tam aksine, çok hızlı bir şekilde yıkmaya, tahrip etmeye, kendi aklıyla süreci kovalamaya çalışan bir zihinle mücadele ediyoruz. Zor bir mücadele bu. ‘Ben en iyisini yaparım’ anlayışıyla yola çıkan bir kısım insan, bir anda burayı belki de yüzyılın tahrip gücünden daha büyük bir tahribatla birkaç sene içerisinde yerle yeksan etti. Geçmişte medreseleri, kütüphaneleriyle ilim yayan bu bölge, şu anda karmaşayla ve yoksullukla, hatta sonrasıyla ilgili de rantla anılır oldu. Bir site tasarlanır gibi, tasarlandı” dedi. 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) kuruluşu İBB Miras, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tarihi Süleymaniye bölgesinde yapılacak koruma ve tasarım uygulamalarına katkı sunacak bilim insanlarına yönelik çalışma toplantısı düzenledi. Florya’daki İstanbul Planlama Ajansı (İPA) yerleşkesinde gerçekleştirilen toplantıda, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da bir konuşma yaptı. Buluşmayı “heyecan verici” olarak niteleyen İmamoğlu, Süleymaniye’nin tüm dünyanın ortak mirası olduğunun altını çizdi. Bölgenin geriye doğru en az 500 yıllık bir geçmişe sahip olduğu bilgisini paylaşan İmamoğlu, “İstanbul'un siluetini oluşturan, Roma'dan Bizans’a, Bizans'tan Osmanlı'ya, hatta Cumhuriyet dönemini görebileceğimiz bir alandan bahsediyoruz. Orada anıları, ayak seslerini hissedebiliriz, duyabiliriz. Fetih öncesi, Fetih sonrası, Osmanlı'dan sonra özellikle Süleymaniye'ye yüklenen özel misyon, kuşkusuz oradaki Süleymaniye Camii, neticede hepimiz için hayal edilen siluet” dedi.

AHMET İSVAN’I ANDI

Söz konusu siluetin, özel bir miras olarak bugüne ulaştığını aktaran İmamoğlu, “Bu ortak miras, sonrasında biraz döküldü, yıkıldı, kırıldı. O tehdidi ve tehlikeyi hisseden insanlar tarafından özel çalışma yapıldı ve bu çalışmayla beraber, 1985 yılında, UNESCO tarafından ‘Üstün evrensel değerler’ gerekçesiyle ‘dünya miras alanı’ olarak belirlendi” bilgisini paylaştı. 70’li yıllarda, dönemin İstanbul Belediye Başkanı merhum Ahmet İsvan ve arkadaşlarının yaptığı çalışmayla Süleymaniye’ye özel ‘koruma planı’ oluşturulduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “Arşive dönüp baktığımızda bunları görüyoruz. Ve de ciddi bir kayıt altına alınma süreci var. Bu da bizim için değerli bir arşiv. Çok kıymetli. Ancak ne acı ki, bu zaman diliminden sonra, yine de biraz eskimeler, kırılmalar, yıkılmalar, dökülmeler devam ederken, doğanın ya da ilgisizliğin ya da zamanın yıkıp döktüğü süreci, ‘Ben en iyisini yaparım’ anlayışıyla yola çıkan bir kısım insan, bir anda burayı belki de yüzyılın tahrip gücünden daha büyük bir tahribatla birkaç sene içerisinde yerle yeksan etti. Garip bir sonuca ulaştı. 8-10 yılda geri dönülmesi güç bir sürece bizi yürüttü. Geçmişte medreseleri, kütüphaneleriyle ilim yayan bu bölge, şu anda karmaşayla ve yoksullukla, hatta sonrasıyla ilgili de rantla anılır oldu. Bir site tasarlanır gibi, tasarlandı” şeklinde konuştu.

DOĞRU BİR İŞ YAPMADIKLARINI KABUL ETTİKLERİNİ GÖRDÜK”

“Bu nedenle, ‘Süleymaniye yenileme alanı’ için tüm paydaşlarla bir ortak akıl üretmemiz gerektiğini düşündük” diyen İmamoğlu, yaklaşık 2,5 senelik süreçte, konunun tüm paydaşlarıyla, kurdukları ortak masalarda bir araya geldiklerinin altını çizdi. “Gelinen noktada doğru bir iş yapılmadığının, doğru bir iş yapmadıklarının da açıkçası onlar tarafından masada kabul edildiğini gördük” diyen İmamoğlu, “Bu, bence önemli bir durum tespiti. En azından doğru bir iş yapılmadığını, doğru bir tasarım olup oturtulmadığını ve ne yazık ki orada rantçı bir akılla hareket edilerek, ‘Osmanlı Mahallesi’ diye anılan bu konuma sahip Süleymaniye'yi, böyle çirkinliğe, yıkıma teslim etmeme konusundaki duruşumuzu net gösterince, ‘Beraberce nasıl çözüm bulabiliriz’ anlayışına süreci taşıdık. Bu amaçla, ‘Çağdaş koruma yaklaşımlarıyla hareket edelim’ diye arkadaşlarımın, yol arkadaşlarımın bir yorumu oldu ve bu yorum üzerinde yürüyoruz” diye konuştu.

“BENİM GÜCÜM SİZLERLE BÜYÜK”

Süleymaniye’yi, kentin barındırdığı nitelikli insan kaynağıyla ayağa kaldırma hedefinde olduklarını vurgulayan İmamoğlu, şunları söyledi:

“İstanbul’un acelesi var. Çünkü İstanbul'u, bu akla, bu ortak akla, bu ortak düşünceye, birikime, deneyime güzel işler yapma becerisine sahip insanların tam aksine, çok hızlı bir şekilde yıkmaya, tahrip etmeye kendi aklıyla süreci kovalamaya çalışan bir zihinle mücadele ediyoruz. Zor bir mücadele bu. Her gün kent adına bir stresle ayağa kalkıyorsunuz ve bir yandan mücadele ederken, bir yandan iyi şeyler yapmak adına bir ortamı yönetiyorsunuz. Sorumluluğumuz çok büyük. Ben, tabii ki bu sorumluluğu taşıyan, milletimizin verdiği yetkiyle bu süreci yöneten bir hemşehrinizim, Belediye Başkanı’nızım. Ama benim gücüm, sizlerle var ve sizlerle büyük. O bakımdan lütfen hep birlikte buradaki deneyimlerimizi, birikimlerimizi, yeteneklerimizi, en güçlü şekilde ortaya koyup, karar verme mekanizmasında her bireyin birbirine destek olduğu bir ortamla bu süreci yöneterek, karşımızdaki aklın aceleciliğini hızlıca, tabiri caizse ‘tuş’ etmeliyiz. Ve esas bu aklın ne kadar faydalı, ne kadar verimli, bu şehri başka süreçlere taşıyabileceğini ortaya koymalıyız. Yani 500 yıllık mirası, bu kadar geniş, hatta tartışmadan, 500 yıllık anıları, duyguları yok sayarak üretmeyi kendine hak gören bir akıl, tabii ki şehrin göbeğindeki 12-13 milyon metrekarelik bir alanı da bir gecede, kendine göre imar etme, imar etme ya da yok etme ya da yıkma, kırma hakkını görür. İnanın yarın bu büyüklükler, daha da büyüyerek devam eder. Bunu bir şekilde artık sona erdirmek zorundayız. Zaten sona erdirmenin aklını, duruşunu insanlarımız ortaya koydu ve koymaya da devam ediyor.”

“İSTANBUL’UN GELECEĞİNE BORÇLUYUZ”

“İstanbul'un geleceğine bu anlamda borçluyuz, bunu yapmalıyız” diyen İmamoğlu, “Geçmişteki Mimar Sinan'a ve İstanbul'un geçmişine de bu anlamda borçluyuz. İnanıyorum ki hep birlikte hem koruma duygusunu hem de gelecek nesillere taşıma duygusuyla hazırlayacağız. Kimseyi de dışlamıyoruz, onu söyleyeyim. Sizlerden aldığımız güçle, inşallah İstanbul'u ve Süleymaniye'yi, Süleymaniye'den başlayarak İstanbul'u geleceğe hep beraber taşırız diye umut ediyorum” diye konuştu.

POLAT: “YİĞİT, DÜŞTÜĞÜ YERDEN KALKAR”

Toplantıda, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat da bir konuşma yaptı. “Süleymaniye gibi bir alanın, bugün içine düştüğü durumdan kurtulabilmesi üzerine bir strateji ve yol haritasının belirlenmesi noktasında bir araya geldiklerini vurgulayan Polat, “Öteki taraftan da bir o kadar da üzücü bir konu” dedi. “Bu bir çalıştay değil. Bu aslında İBB’nin Süleymaniye’yi yenileme alanındaki projelendirme süreçlerinin, proje çalışma ekibinin ilk defa yan yana gelmesi üzerine bir mimari tasarım toplantısı” diyen Polat, kendilerine bu konuda destek veren İmamoğlu’na teşekkürlerini sundu. Polat, “İnşallah biz, bu meseleyi hep iyi fikirlerle aşacağız. Ve Süleymaniye için söylemek gerekirse; ‘Yiğit, düştüğü yerden kalkar. Türkiye ve İstanbul da bu kadar birikimle, bu meseleyi çok kaliteli bir şekilde toparlayacak ve ilham verecek bir proje ortaya koyacak. Buna inanıyorum” ifadelerini kullandı.

FATİH BELEDİYESİ DE MASADA

İmamoğlu ve Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan, geçtiğimiz 6 Mart’ta, kentin simge yapısı Süleymaniye Camii’nin siluetini bozan inşaat gündemiyle bir araya gelmişti. Yaklaşık 2 saatlik toplantının ardından tarihi Süleymaniye sokaklarında gazetecilere değerlendirmelerde bulunan İmamoğlu, “600 yüz yılı aşkın bir tarihe sahip Osmanlı’nın en simgesel, en kadim görüntüsü Süleymaniye’dir. Bu silueti hepimiz hem şehrin bireyleri olarak sahipleniyoruz -bütün tarihini sahiplendiğimiz gibi- hem de manevi olarak inancımızla da sahipleniyoruz bu görüntüyü. Sahiplendiğimiz bu duygunun siyaseti yok. Süleymaniye'yi gerçek anlamda tarihi kimliğine, maksimum oranda kavuşturabilme ve ortak çabayı gösterebilme konusunda ‘maksimum kararlılık’ kararını aldık. Her aşamasını vatandaşımızla paylaşarak, çok güzel bir sonucu İstanbul halkına burada sunmak istiyoruz” demişti.