Bodrum'da 8 Mart etkinlikleri Mor Cepken Şöleni ile başladı

Bodrum'da 8 Mart etkinlikleri Mor Cepken Şöleni ile başladı
Güncelleme:

Bodrum Belediyesi tarafından düzenlenen 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinlikleri, Herodot Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Mor Cepken Şöleni ile başladı.

Açılış konuşmalarıyla başlayan panel, Mor Cepken’i Anlatan Video Gösterimi ile devam etti. Türk Kadın Akademisyenler Birliği (TÜRKAB) Başkanı Prof. Dr. Mualla Uydu Yücel programın oluşmasında emeği olan herkese teşekkür ederek Türk Kadın Akademisyenler Birliği hakkında kısa bilgiler verdi. Prof. Dr. Yücel geçmişten bugüne kültürümüzün en önemli parçalarından birisi olan Mor Cepken Şöleni ile burada olmaktan son derece mutlu olduklarını ifade ederek şunları söyledi:

“İnsan olmak zor, hele coğrafyanız bizim gibi doğu coğrafyası ise insan olmanın yanı sıra kadın olmak da zor. Bugün, evet, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle sizlerin huzurundayız. Ancak Türk kültürünün, Türk insanının kadına ve erkeğe yaratılıştan gelen belli başlı özellikleri doğrultusunda adil ve adaletli bir şekilde verdiği değeri, geçmişten devraldığımız bu değeri devam ettirmemiz gerektiğine şahsen kendi adıma inanıyor ve bunun için de Türk Kadın Akademisyenler Birliği olarak elimizden gelen her türlü faaliyeti yapacağımızı da burada ifade etmek istiyorum. Evet, son dönemlerde sabah kalktığımızda televizyon programlarında maalesef kadına karşı işlenen cinayetlerin ve şiddetin haddi hesabı yok. Bunun için çözüm önerilerinin mutlaka ortaya konulması gerekiyor. Bizler, yine Türkiye’nin akademisyen kadınları olarak bu noktada da elimizden gelen her türlü gayreti göstereceğimizi ifade etmek isterim. Ben, mutfakta emeği geçen bu programın oluşmasında emeği geçen bütün Bodrum Belediyesi’nin değerli üyelerine, çalışanlarına çok teşekkür ediyorum. Sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”

Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras konuşmasında gelinen süreçte kadının toplumdaki yerinin bu kadar çok tartışıldığı bir süreçte, şiddetin bu kadar ön planda olduğu süreçte bu paneli ve bunun gibi etkinlikleri düzenlemenin aslında kendilerinin biraz da bu konuda bilgi sahibi olmasıyla başladığını ifade ederek şöyle devam etti:

“Bodrum’da ben seçildiğimden beri Bodrum Kadın Dayanışma Derneği ve Kent Konseyi Kadın Meclisinin çalışmaları sayesinde bizler, belki de Türkiye’nin en batısında, en medeni diye düşündüğümüz Bodrum’da kadınlarla ilgili, toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili veya çocuk istismarıyla ilgili ve bunun gibi toplumsal sorunların çok daha fazla olduğunu gördük ve anladık. Bunun üzerine konuyu içselleştirerek çalışmaya başladık. Hiçbir şeyi ‘mış gibi’ yapmıyoruz biz Bodrum’da. Sağ olsunlar Kadın Dayanışma Derneğimizin, Kent Konseyi Kadın Meclisimizin ve tabii ki belediyemizin içerisindeki başkan yardımcısından Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Biriminde çalışan arkadaşlarımıza kadar herkes, buraya çok önemli bir enerji ve güç veriyor. Buna ben çok büyük bir saygı duyuyorum.”

Kadın haklarının aslında insan hakları noktasında ele alınması gerektiğini belirten Başkan Aras, “Son dönemde doğanın da ne kadar önemli olduğu anlaşıldı. Bütüncül yaşam hakkı diye değerlendirmek lazım belki de. Sokaktaki hayvandan dağdaki deli zeytinden, denizdeki balıktan ya da insandan- erkeği, kadını, çocuğu, yaşlısı, engellisi- hepsini bir değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Sadece tek noktadan değil, biraz daha geniş bir pencereden bakmanın daha doğru olacağını düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

Kadın ve erkek arasındaki problemlerin çok eskiye dayandığını söyleyen Başkan Aras, bunun dünyanın kuruluşundan beri gelen olaylar olduğunu söyleyerek, “Âdem ile Havva meselelerinde bile bunu görürsünüz. Aynı zamanda daha öncesinde Yunan mitolojisinde de kadın tanrılar arkasından erkek egemen tanrı sistemi ve bunun üzerine tekrar değişen kadın erkek dengesi. Bu, işin felsefesinde var. Dünyanın gelişiminde, toplumların gelişiminde de kadın aslında hep bir iş gücü olarak algılanıyor. Bu, özellikle avcı toplayıcı toplumlardan beri gelen bir şey. O zamandan beri erkek savaşıyor ama kadının görevi evde çocuk bakmak veya evin işlerini düzenlemek. Sanayi Devrimiyle beraber kadın biraz daha iş gücüne katılıyor. Çünkü fabrikalarda çalışacak ucuz iş gücüne ihtiyaç var. Böyle bir değerlendirme var burada da. Bence çok önemli bir değerlendirme. Ucuz iş gücü için bu sefer kadını evden alıyoruz, fabrikalara koyuyoruz. Zaten 8 Mart’ı da biliyorsunuz, tam da böyle bir mücadelenin sonunda anma günü olarak hayatımıza sokuyoruz.Arkasından sürekli değişen piyasa ve sermaye koşulları, ekonomik koşullar kadının toplumdaki yerini hep tekrar tartışmaya açıyor. Aslında evde çocuk bakması gereken kadın- sözde bakış açısıyla- daha sonra bakıyorlar ki artık erkeğin aldığı maaş yetmiyor günümüz ekonomik koşullarında. Kadının da ekonomik hayata katılması için daha önce kadınını çalıştıran erkek aşağılanırken son dönemde kadının çalışması elzem oluyor.” dedi.

İş dünyasında, yönetici pozisyonlarında, siyasette kadın erkek eşitliğinin tezahür etmesinin çok daha değerli olduğunu belirten Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, “Kadın tamamıyla eşit yönetime katılmalı. Şu an Bodrum Belediye Başkanlığında iki tane Başkan Yardımcım var. Mümkün olduğu kadar çok kadın müdürümüz var. Belediyemizin büyük bir yüzdesi kadın çalışan. Öncelikle onların haklarını, pozisyonlarını güçlendirmeleri gerekiyor.” diye konuştu.

Çalışmaları yerelden başlatmak gerektiğinin de altını çizerek şunları söyledi:

“O yüzden yerel yönetimlerin önemini burada kavramış bulunuyorum bu göreve geldikten sonra. Yerel yönetimler, öncelikle kendi iç oluşumunda toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili çalışmaları yapacak. Belediyeden girildiği anda insan hakları bağlamında toplumsal cinsiyet eşitliği uygulanıyor diye algılanması lazım. Sonra yerel yönetim olarak alacağımız önlemlerle kadının toplumdaki yerini güçlendirmemiz gerekiyor. Son dönemde okul öncesi kreşler, gündüz bakım evleri gibi merkezlerin özellikle dezavantajlı toplum katmanları için daha uygun fiyatlı, erişilebilir olacak şekilde artırılması gerekiyor. Çünkü çocuğunu bir yere bırakamayan kadın mecburen evde kalıyor. Kadının sosyal ve ekonomik hayata katılması için bizler, bazı önlemler alıyoruz. Ben, çok önemsiyorum. Biz şimdi iki tane açtık gündüz bakım evi. Sayısını daha arttıracağız. Aynı zamanda anneler de isterse oraya geliyorlar. Meslek edindirme kurslarıyla beraber orada hem diğer toplumsal şiddet, kadına şiddet olaylarının da çok doğru ve bilimsel bir şekilde yaklaşılarak değerlendirilmesi sonucunda insanları evlerinden çıkardığınız takdirde sorunları artık ortaya koymaya başlayabiliyorsunuz. Önce tabii ki sorun alanlarını tespit etmek gerekiyor. Bununla ilgili çalışmalarımız sürmekte şu anda. Ben çok önemsiyorum. Çünkü kadın oraya gidecek ve meslek edinecek ya da çocuğunu bırakıp çalışacak. Böylece toplumsal hayata katılmış olacak. Bu sene özellikle hedefimizi bu konuda büyüttük ve Bodrum’un birçok bölgesinde özellikle hayırseverlerimizin de destekleriyle gündüz bakım evleri ve kreşler oluşturacağız. Bunu dışında Halk Eğitim Müdürlüğümüzle ve Milli Eğitim Müdürlüğümüzle yaptığımız protokol ile Bodrum’da yaklaşık 27 bin yetişkin her yıl eğitim alıyor. El sanatları, hobi, meslek edindirme kursları devam ediyor. Aynı zamanda bizim Kadın Danışma Derneğimiz ve Kent Konseyi Kadın Konseyimizle beraber önce bir manifesto imzaladık. Eşitlikçi Kent için manifesto imzalamıştık. O manifestoda yazan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bürosunu kurmuş olduk. Belediye meclisimizde kurulan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği komisyonumuz oldu ve burada da yine Bodrum’daki diğer inisiyatiflerle çalışmalar başladı. Arkasından Avrupa Yerel Yaşamda Kadın Erkek Eşitliği Sözleşmesi’ni de imzaladık. Türkiye’de bunu imzalayan 29. belediye olduk.  Bu manifestoyla bizim önümüze konan yol haritası ile Acil Yardım Hattı protokolünü de imzalamış olduk. İhtiyacı olan, bize ulaşmak isteyen, şiddete uğrayan bir kadın anında Acil Yardım Hattı’na ulaşıp oradan her türlü psikolojik, sosyal ya da hukuksal desteği alabiliyor şu anda. Bu işler şu anda Bodrum’da çok iyi gidiyor.”

“Kadın Sığınma Evini hizmete soktuk”

Kadın sığınma evini de geçtiğimiz hafta itibariyle hizmete soktuklarını söyleyen Başkan Ahmet Aras, “Artık Bodrum’da da bir kadın sığınma evimiz var. Ben, çok önemli bir eksiğin tamamlandığını düşüyorum. Üç senedir bazı sebeplerle faaliyete geçirememiştik. Ama geçtiğimiz hafta itibariyle onu da faaliyete geçirdik.” dedi.

Başkan Aras Bodrum Belediyesi olarak gerçekleştirilen diğer çalışmalara da değinerek şunları söyledi:

“Bizim çalışkan kadınlarımız Sabancı Vakfı ile beraber önemli bir projeyi Bodrum’a kazandırdılar. O çalışma da devam ediyor. Anketler yapılıyor şiddetin önlenmesiyle ilgili ve bu projemizin ismi de ‘Bodrum’dan Dünyaya Eşitlikçi Şiddetsiz Bir Kent’ oluşturuyoruz diye bir proje yapmıştık.Bu da sürmekte. Aynı zamanda son dönemde tabii ki yoğunlaşan ekonomik şartlar sosyal yardım ihtiyaçlarını çok artırdı. İhtiyaçları detaylı bir şekilde çözemezseniz bu hiçbir işe yaramaz. Biz sevgili Hacer Fogo’nun da yardımıyla derin yoksulluk ağını Bodrum’a getirdik. Arkadaşlarımız sahaya çıkıyor ve mahalle mahalle dolaşıyorlar ve evlerdeki ihtiyaçları detaylı bir şekilde tespit ediyor. İhtiyacı olanları detaylı olarak öğrenemezsek sadece bir koli göndererek sadece vicdanımızı rahatlatırız. Bu nedenle ben, bunu çok önemsiyorum. O yüzden de sonuna kadar derin yoksulluk ağı ile ilgili çalışmaları daha da yoğunlaştırarak devam edeceğiz. Yine Beşiktaş Belediyemizle yaptığımız saha çözüm ekibi çalışmamız var. Bir protokol imzaladık. Burada da şimdi Ummahan Başkan yönetiminde ekip sahaya çıkacak. Ev ev, kapı kapı dolaşıp tekrar bir envanter çıkaracak, anket yapacak. Oralarda insanlara ulaşacağız. Bu paneli düzenleyen değerli arkadaşlarıma ve sevgili hocalarıma çok teşekkür ediyorum. Bu çalışmalar sürecek Bodrum’da. Biz yaşam boyu bu çalışmaları sürdürmek zorundayız.”

Bodrum Kaymakamı Bilgehan Bayar günün anlam ve önemine binaen yaptığı konuşmasında duygu ve düşüncelerini şöyle ifade etti:

“Keyifli, kadına farklı bir açıdan bakan yürüyen Türk Yörüklerin kadına vermiş olduğu değer tarihten itibaren keyifle dinledim. Ata’mız diyor ki: Dünyada her şeyin mimarı kadındır. Baktığınız zaman, derinlemesine düşündüğünüz zaman çocuğu dünyaya getiren, çocuğu büyüten, eğiten kadındır. Kadın olmadan toplum olmuyor. Ben bu vesileyle kadın emekçilerinin Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum. İnşallah kadınların bütün dünya ülkelerinde eşit ve haklarını en iyi şekilde koruyacağı bir dünyaya kavuşuruz. Bütün kadınlar baş tacı. Hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.

“MOR CEPKEN”

Konuşmaların ardından “Tarihte Kadın” konulu ilk panel oturumu gerçekleşti. Prof.Dr.Günseli Öztekin Gelgel’in başkanlığını yaptığı ilk oturumda, İstanbul Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Fatma Aysel Dıngıl Ilgın “Mor Cepken’in Türk Kültüründeki Yeri” hakkında önemli bilgiler verdi. Mor Cepken’in ne olduğunu katılımcılarla paylaşan Dıngıl; “Cepken aslında efelerin giydiği bir üst giysisi. Omuzlardan açık, kolları yanlardan sallanan, etekleri belden biraz daha yukarıda kalan bir tür yelek. Çünkü Yörük toplumunda efenin kadını da erkeği de oluyor, cinsiyet yok. Çünkü bu topraklarda efelik yürek işidir, cinsiyet işi değildir. O yüzden mor cepken de yörük kadınlarının erkeklere karşı kullandığı bir zırh olarak karşımıza çıkıyor. Kadın eğer zorla evlendirilmişse, kocasını istemiyorsa, psikolojik veya fiziki şiddet görüyorsa, kocasından memnun değilse, aldatılmışsa mor cepkenini giyip herkesin görebileceği bir köy meydanına veya damlarda bulunan yuvak taşı üzerine çıkıp oturuyor. Sessiz bir protesto gibi. Buraya oturduğu zaman o köyde, obada, ilçede hayat duruyor. Çünkü mor cepken giymek zorunda kalan bir kadın var. Her kadın işini gücünü bırakıyor ve herkes mor cepken  giymek zorunda kalan kadının yanına gidiyor. İşin daha önemli yanı, mor cepken giymek zorunda kadının kocası eğer ki o mor cepkeni kadını ikna edip çıkarttıramazsa köyde bir daha kimse onunla konuşmuyor, kimse onunla evlenmiyor, kahvehaneye giremiyor, kimse selamını alıp vermiyor.” Dedi.

İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mualla Uydu Yücel “Türk Tarihinin Öncü Kadınları” ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi’nden Dr.Öğr.Üyesi Dilara Uslu“Kuvay-ı Milliye’de Mor Cepken’in Gücü” konularında katılımcılarla önemli bilgiler paylaştılar.

“Kadın Hakları” temalı ikinci oturumda, Haliç Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ebru Zeren “Türk Tarihinde Kadın ve Hakları”, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nden Prof. Dr. Pınar Ülgen “Ortaçağ Avrupası’nda Kadına Bakış”, İstanbul Üniversitesi’nden Günseli Öztekin Gelgel “Günümüzde Kadın Hakları” konularında katılımcılara önemli bilgiler verdiler.

Yaklaşık 5 saat süren ve Bodrum Belediyesi sosyal medya hesaplarından canlı yayınlanan program, müzik dinletisinin ardından sona erdi. Bodrum Belediyesi’nin düzenlediği 8 Mart Dünya Kadınlar Günü programı aşağıdaki etkinliklerle devam edecek.

7 Mart 2022

Tiyatro: Kurdele Ya Da Artı Sonsuz (Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları)

Saat: 20:00- Nurol Kültür Merkezi

8 Mart 2022

Fotoğraf Sergisi: Bodrum Belediyesi Sözlü Tarih Çalışmaları “Anılarla Bodrum Sohbetleri” Çalışma Grubu

Geçmişten Günümüze Bodrum’da Kadın ve Yaşam- Sergi Açılışı

Saat: 10:30- Trafo Kafe

YEEP Basın Toplantısı

Saat: 11:00- Trafo Kafe

Katılımcılar: Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, Belediye Başkan Yardımcıları Ummahan Yurt, İlknur Ülküm Seferoğlu, Kadın Koalisyonu Koordinatörü, İlknur Üstün, Avrupa Kadınlar Lobisi Uzman Dr. Selda Acuner, RWI Program Danışmanı Bahar Özden Coşgun

9 Mart 2022

Resim Sergisi: MSKÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Kadın Sanatçılar Sergi Açılışı

Saat: 13:00 – Herodot Kültür Merkezi

Söyleşi: Sanatta, Siyasette ve Hayatta Kadınların Yolculuğu

Saat: 14:00 – Herodot Kültür Merkezi

Katılımcılar: Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, Eski Bakan İmren Aykut, Şair/Akademisyen Yelda Karataş, Gazeteci /Yazar Ayşe Düzkan, Akademisyen Doç. Dr. Esra Sağlık, Müzisyen/ Yazar Jehan Barbur, Sporcu Yeliz Yılmaz

 10 Mart 2022

Tiyatro Oyunu: Hayal Satıcısı- Berna Laçin

Saat: 17:00 Nurol Kültür Merkezi

11 Mart 2022

Konser: Neveser Kadın Topluluğu

Saat: 20:00 Herodot Kültür Merkezi

Etiketler bodrum belediyesi