Başkan Ahmet Aras'tan ''Çalışan Gazeteciler Günü'' mesajı

Çalışan gazetecilerin ‘Hak ve Emek Bayramı’ olarak gördüğüm 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü Kutlarım.

Çalışan Gazeteciler Günü, öncelikle bir mesleki hak ve özgürlükler bayramıdır. Kazanılmış hakların bir süre sonra kısmen geri alınmasına kadar “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olan bu önemli günde demokratik bir toplumun dördüncü kuvveti olarak öne çıkan basın sektörünün, çalışan emekçilerinin örgütlü mücadelesi örnek bir mücadele olarak tarihimizdeki yerini almıştır.

Sermayesi ‘bilgi’ olan gazetecilik mesleğinin önemi kuşkusuz günümüzde daha da artmıştır. Çalışan gazeteci emekçilerimizin görevlerini, evrensel meslek ilkelerini ve toplum yararını gözeterek yerine getirebilmeleri için gerekli sosyal haklarını edinebilmeleri ve özgür bağımsız bir şekilde çalışabilmelerinin önündeki tüm engellerin kaldırılması her vatandaşımız için hayati bir öneme sahiptir.

“Bu nedenledir ki basın özgürlüğünün, özgürlüğümüzün en büyük savunma araçlarından biri ve hiçbir şekilde sınırlandırılamaz” olduğu ilkesini unutmamak gerekir.

Çalışan Gazeteciler Toplumun Vicdanıdır.

Çalışan gazeteciler; olmadığımız her yerde olan, gözümüz, kulağımız ve vicdanımızdır. Demokratik bir toplumda vicdanımızın sesi olan gazetecilerimizin, gazetecilik mesleğini yapabilmeleri için ifade ve basın özgürlüğünün olmazsa olmaz olduğu yaşadığımız dönemin en büyük gerçeklerinden biridir.

Bugün; basınımızın emekçi kesiminin kronikleşmiş çözülmeyi bekleyen birçok problemi var. Çalışan gazetecilerimizin toplumsal işlevlerinin yanı sıra; gecesi gündüzüne karışan, sosyal ve mesleki iş güvenceleri anlamında belirsizliklerle dolu bir iş ortamında çalıştıklarını da bilmeliyiz.

Çalışma şartlarındaki birçok zorlukla mücadele ederken; editoryal bağımsızlık sorunu, gazetecileri doğrunun peşinden koşmak yerine, çalıştıkları yerle bağdaşan haber yapmaya zorlanmaları noktasına getirmektedir. Bu noktada doğruluk, güvenirlik, tarafsızlık kavramları problemli bir alanı ortaya çıkarmakta; dolayısıyla haberlerin gerçeklikle olan ilişkisine gölge düşürmektedir.

Haktan, hukuktan, adaletten, özgürlüklerden söz edebilmemiz için başta, editoryal ve siyasi her türlü baskıdan sıyrılmış bağımsız bir habercilik ortamı demokrasinin vazgeçilemez temel değerlerindendir. Bu nedenledir ki gazetecilik faaliyetini yürüten hiçbir gazeteci için asılsız iddialarla yapılan gözaltılar ve tutuklamalar bir cezalandırmaya dönüştürülmemelidir.

Bu duygu ve düşüncelerle; meslekleri uğrunda öldürülen, işsiz kalan, tutuklanan, düşüncelerini dile getirdiği için ceza alan düşünce ve demokrasi emekçisi gazetecilerimizin mesleki haklar mücadelesinin bir günü olarak anılan, “Çalışan Gazeteciler Günü’nde yerel ve ulusal basınımızın tüm çalışan gazetecilerinin hak ve emek mücadelelerini saygıyla selamlıyorum.