Akşener ile Yavaş Konyalılarla buluştu: ''Olmadık iftiralar attılar''

Akşener ile Yavaş Konyalılarla buluştu: ''Olmadık iftiralar attılar''
Güncelleme:

İl il gezerek halkla buluşmalarını sürdüren Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Ramazan Bayramı’nın son günündeki adresi Konya oldu. Yavaş, “Çöp projelere para ayıramayız. Önce insan hayatı, önce insan sağlığı… Önceliklerimiz sizlerin hayatı…” dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener seçim gezilerine ve bayramlaşma programlarına devam ediyor.

Akşener ve Yavaş’ın Ramazan Bayramı’nın son gününde adresleri Konya oldu. Seçim Koordinasyon Merkezi açılışını gerçekleştiren iki lider, bayramlaşma programı kapsamında da Konya halkıyla bir araya geldi.

 “OLMADIK İFTİRALAR ATTILAR, ŞİMDİ DE AYNISINI YAPIYORLAR”

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, burada yaptığı konuşmada “14 Mayıs’ta bir seçime gidiyoruz. Seçime giderken Türkiye’nin en önemli sorunları; Suriyelilere vatandaşlık verilmesi, kiraların artması, pahalılık, işsizlik, liyakatsizlik… Bunların hepsini bir kenara ittiler. Sanki bunlar yaşanmıyormuş gibi 2019 seçimlerinde bizler hakkında yaptıkları karalamaların aynısını yine bu seçimde de yapmaya başladılar” dedi. 2019 yılında iktidarın Ankara’da belediyeyi bırakmak istemediğine dikkat çeken Yavaş, “Niye bırakmak istemiyordu? Kendi deyimleriyle Ankara parsel parsel satılıyordu, yolsuzluklar diz boyu… Muhafazakâr insanlara bile çalıyor ama çalışıyor dedirtmeyi başardılar. Orayı bırakmak istemiyorlardı ve bu nedenle olmadık iftiralar attılar. Şimdi de aynısını yapıyorlar” diye konuştu.

 “SÖYLEYECEK SÖZÜ KALMAYANLARI İFTİRALARI”

Yavaş, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Dediler ki ‘işçileri çıkaracak’. Ankara’da siyasi nedenle hiçbir işçi çıkarılmadığı gibi hiçbiri artık zorla ne maçlara ne siyasi mitinglere hiçbir yere götürülmüyor. Sadece Ankara halkı için çalışıyor ve alın terlerinin karşılığını da alıyorlar. ‘Eğer Ankara’yı kaybedersek sosyal yardımlar kesilecek’ de dediler. Şimdi de diyorlar ki hükümet değişirse ‘Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının yaptığı yardımları kesecekler, kamu dairelerinde memurları atacaklar’. Söyleyecek sözü kalmayanların iftiraları bunlar. Dediler ki; ‘Ankara’da sayaçları PKK’lılar okuyacak faturaları DHKP-C’liler getirecek.’ Hiçbiri olmadı. Şu anda sayaçları okuyan da faturaları götüren de Ankara’nın tertemiz vatansever gençleri… Bu tutmadı, ‘Devletin bekası gidecek’ dediler, ‘eğer İstanbul Ankara düşerse şöyle olur böyle olur’ dediler. Ancak Ankara Büyükşehir belediyesi ilk önce tabelalarından sökülen T.C. yazısını yerine taktı. İstanbul’da ikinci seçime gidildi. Baktılar ki Millet İttifakı belediyelerin hiç birisinde o korkuttukları şeyler olmuyor. Ne işçiler çıkarılıyor ne teröristler yuvarlanıyor… Baktılar hiçbirisi olmadı. Beka söylemeni İstanbul seçiminde bıraktılar. Başladılar bu sefer ‘İstanbul düşerse Kudüs düşer, İstanbul elden giderse Mekke düşer’. Ne Kudüs ne Mekke düştü. Dediler ki ‘Büyük İsrail kurulur.’ İsrail ile teması kendileri yapmaya başladılar. O yetmedi İstanbul’da tabela astılar. Ya Binali ya Sisi… Sisi’yi mi Binali’yi mi seçeceksiniz dediler. İstanbul halkı kararını verdi Sayın İmamoğlu’nu seçti. Kendileri de şimdi Sisi ile el sıkışmak durumunda kaldılar. Yine aynı şeyleri söylüyorlar biz gidersek şöyle olur biz gidersek böyle olur.”

 “DEVLETİN GÜVENLİK POLİTİKASI HİÇ KİMSEYE GÖRE DEĞİŞMEZ”

“Devletin güvenlik politikası hiç kimseye göre değişmez” diyerek sözlerine devam eden Yavaş, şöyle konuştu:

“Daha önceki dönemlerde nasıl cumhuriyetten beri bu kadar eseri yapanlar kendisinden sonraki iktidarlara bunları devrettiyse, çok teşekkür ediyoruz yaptıkları işlerden dolayı o TOGG bunların partisinin malı değil, İHA’lar, SİHA’lar bir partinin malı değil devletin malıdır. Nasıl ASELSAN, HAVELSAN 80’li yıllarda kurulup Türkiye’de bundan sonraki hükümetlerin emrine verildiyse aynen yine bu elde edilen kazanımların hepsi hükümetin eline bırakılacak. Dün Kırıkkale’de de söyledim silah bırakmadığı takdirde Kandil’in başına füze olarak yağacak. Çözüm süresi içerisinde yaptıkları PKK ve Öcalan güzellemelerini unutmadık. Onlar mevsimlik vatansever, yerine göre düşman olurlar yerine göre vatansever olurlar. Biz sapına kadar vatanseveriz, her zaman vatanseveriz. PKK’ya PKK deriz. Teröriste de terörist deriz. HDP gitti ayrı parti olarak seçime giriyor. PKK’nın görüşleri belli özerklik, federasyon Türk kelimesinden gıcık kapan, Türk bayrağından gıcık kapan insanlar… Öyle bir zihniyete sahipler HÜDA-PAR da aynısı… PKK da, HÜDA-PAR da ne mutlu Türküm diyenden rahatsızlar. HÜDA-PAR’a kendi listelerinde yer veriyorlar. Bu büyük bir samimiyetsizlik. Niye böyle yapıyorlar çakarlı araçları kaybetmek istemiyorlar, çocuklarına 3-5 maaş vermeye devam etmek istiyorlar. Liyakatsiz insanları iş başına getirmeye devam etmek istiyorlar.”

 “MİLLETVEKİLLERİ PAZARLARI DOLAŞSA VATANDAŞIN ARASINA GİRSE GERÇEK SIKINTIYI GÖRECEKLER”

Ankara’da hayata geçirdiği kırsal kalkınma desteklerinden de bahseden Yavaş, şu ifadeleri kullandı:

“Sokaktaki sıkıntıyı görmüyorlar. Soğan pahalı diyorsunuz, soğan pahalı diyen insanlara bunlar soğan kafalı diye hakaret etmeye başladılar. Diyorsunuz ki pahalılık var… ‘Yok, biz de öyle bir şey yok’ diyorlar onların baktığı yerden öyle görünüyor milletvekilleri inse pazarları dolaşsa vatandaşın içine girse gerçek sıkıntıyı görecekler. Ama işte bunları unutturmak için bu şekilde karalamalarına devam ediyorlar. Kırsal kalkınmada ben Ankara’da yaptıklarımı anlatacağım. Biz iş başına geldik hani biz gelince 3 koyunu güdemezdik ya… Biz iş başına geldikten sonra Ankara’daki 35 bin kayıtlı çiftçiye tohum vermeye başladık… Nohut tohumları verdik sonra ellerinde kalmasın diye belediye olarak bunları satın aldık. Başkent Marketlerde sattığımız gibi sosyal destek alan insanlara dağıttık. Çiftçimizi koruduk. Mazot yardımı yaptık, fide yardımı yaptık, her türlü desteği yapıyoruz. Dört yıl içerisinde 600 milyon liralık çiftçi desteğinin karşılığında 35 bin çiftçinin 4,5 milyar lira gelir elde etmesini sağladık. İşte şimdiden çiftçiye destekliyoruz biz isterdik ki hükümet bunları desteklesin. Biz Ankara Büyükşehir belediyesi olarak o kaynakları başka yerlerde kullanalım. İşte millet ittifakının hazırladığı 2 bin 400 maddelik mutabakat metni içerisinde tarıma nasıl destekler verileceği açıklanıyor. Şimdi seçime gidiyoruz hükümet bolca tarımda şunları yapacağız bunları yapacağız diye vaat ediyor. 21 yıldır iktidardasınız şimdi mi aklınıza geldi? Şu anda ayrıca çiftçimize güneş enerjisi de vermeye başladık. Yeter ki üretmeye devam etsin…”

Yavaş, Türkiye’yi yasa boğan depremlerin ardından bölgeye yaptıkları yardımları şu sözlerle anlattı:

“Hayvancılık konusunda da yaptıklarımızı söyleyeyim kendi tesislerimizde ürettiğimiz silajları küçük işletmelere ücretsiz veriyoruz. Tarımsal kalkınma da yaptığımız işlere ek olarak Allah bize bir deprem verdi depremden dolayı biz de Kahramanmaraş’ta görevlendirildik. 450 ton sıvı gübreyi Kahramanmaraş’a ulaştırdık. Oralarında ayakta kalması için uğraşıyoruz. 4-5 milyon sebze fidesi göndereceğiz. Deprem bölgesi deyince biliyorsunuz deprem bölgesinde bizleri görmemişler şimdi eğer Sayın cumhurbaşkanı Kahramanmaraş’a gelecek diye yolun kenarındaki Ankara Büyükşehir çadırlarını ortadan kaldırırsanız onun yerine AFAD’ı koyarsanız görmez, doğru bilgilendirmiyorlar. Bir Hatay Havaalanı meselesi oldu o kadar fotoğraf var o kadar görüntü var hayır dediler Ankara Büyükşehir belediyesi orada yok biz siz övün diye gitmedik oraya… Depremden dolayı zorluk çeken insanlara bir an evvel yardımcı olmak için gittik. Böyle günde biz orada olmayacağız da ne zaman olacağız? Yangınlara itfaiye gönderdik ne işiniz var burada dediler. Şunu istiyorlar afet de olsa Millet İttifakı’nın belediyeleri orada olmasın görünmesin. Ölürse ölsün onları biz çıkarırsak çıkarırız mantığına sahip oldular. Böyle bir körlük olamaz orada yaşayan insanlar kimdir, nedir, hiç birisine bakmadan kimlik sormadan hepsine el uzattık.”

 “BİZİM DİNİMİZDE VAR MI GÖSTERE GÖSTERE YARDIM ETMEK?”

Ankara’da yapılan desteklerin insani olarak yapıldığına da dikkat çeken Yavaş, şu açıklamalarda bulundu:

“Geçen yıl öğrenciler açıkta kaldı bu yıl bizden öğrendiler bütün otelleri kiralayıp yerleştirdiler. Türkiye’nin neresinden gelirse gelsin Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak sahiplendik ve gerek kendi tesislerimizde gerekse otellerde misafir ederek en az bir yıl kaybetmemelerini sağladık. Nerede bir problem var onlar yukardan talimat bekleyinceye kadar Millet İttifakı belediyeleri zaten gereğini yapmış oluyor. ‘Sosyal yardımları kesecek’ dediler. Sosyal yardımlar neydi? Şimdi hazırlanan ramazan kolileri gibi kolilerdi. Yılda dört defa Ankara’da 158 bin aileye dağıtılırdı. Koli koli belediyenin arabası geliyor evlere paket bırakıyor. Yani diyor ki biz bu ailelere yardım ediyoruz. Bu bizim dinimizde var mı, göstere göstere yardım etmek? Biz şunu yaptık gelir gelmez Başkent Kart çıkardık. Ankara’da en az 5 milyon kişi önümüzdeki günlerde onu kullanmaya başlayacak. Kim yardım alıyor kim yardım almıyor kimse anlamayacak. Elde edilen komisyonda tekrar sosyal yardımlarda kullanılıyor. Destek alan sayısı bugün 200 bin aileyi geçti maalesef…”

Vatandaşların gerçek ihtiyaçlarını tespit ederek ona göre hareket ettiklerini vurgulayan Yavaş, sözlerine şöyle devam etti:

“Aşağı yukarı 16 aydır düzenli olarak 200 bin aileye birer kilo et parasını yatırıyoruz. Kimseyi aç ve açıkta bırakmayacağız diye söz vermiştik yine geçen yıl ekonomik sıkıntılar nedeniyle insanlar evlerde ısınamıyor doğal gaz alamıyorlar 200 bin destek alan ailenin çocuklarının üşümesine engel olduk. Bu sene de söz vermişlerdi Mayıs ayına gelince bir aylık bedava verdiler, havalar ısındıktan sonra… Bir de mutfaktaki gazları… İyi gaz veriyorlar Allah razı olsun… Çocuklar okusun diye kırtasiye yardımı yapıyoruz bunu hemen hemen bütün Türkiye’deki belediyeler yapıyor ancak biz farklı bir şey daha yapıyoruz. O ilkokula giden çocuklar aç gidiyor, öğrenme güçlüğü çekiyor diye şu anda 15 bin aile tespit ettiğimiz 60 bin olacak ayda 330 lira günlük 15 lira çocukların cebine harçlık verip onların da kantinde diğer çocuklar gibi para harcamalarını sağlıyoruz. Destek alan tam 60 bin çocuk belediye otobüslerinden ücretsiz yararlanıyor. 16 bin tane öğrencinin servis ücretini Ankara Büyükşehir Belediyesi karşılıyor. Yine bizden destek alan ailelere tonu 10 TL’ye su vermeye devam ediyoruz. Yeter ki onlar ayakta kalsın aç kalmasın açıkta kalmasın çocuğu okusun diye çünkü babası yardım aldı hiç olmasa küçük yavru bile yardım alacak aile olarak yetişmesin okusun hem kendine hem ailesine faydası olsun diye… Bu bayramda da gelen mesajlar üzerine 100 bin çocuğa da bayram harçlığını gönderdik. Eskisi gibi paket vermek yerine insan onurunu incitmeden bu desteklere devam ediyoruz.”

 “DESTEKLER HİÇ KİMSEYİ İNCİTMEDEN KİMSEYİ AYIRMADAN HERKESE EŞİT ŞEKİLDE VERİLECEK”

Desteklerin mutabakat metninde ülke çapında yapılacağına da dikkat çeken Yavaş, “Hiçbir vatandaşın aç ve açıkta bırakılmayacağı resmen yazılı… Destekler artık hiç kimseyi incitmeden kimseyi ayırmadan herkese eşit şekilde verilecek. Bizim anladığımız sosyal belediyecilik işte budur. Bunlardan ihtiyacı olan herkesin yararlanması gerekiyor. İnşallah 15 Mayıs’tan sonra bunlar artık kurumsallaşarak kimsenin neci olduğuna bakılmadan ihtiyaç sahibine göre devam edecek” dedi.

 “15 MAYIS’TAN SONRA MÜLAKATLA KAÇ KİŞİYİ İŞE ALMIŞLAR BUNLARI GÖSTERECEĞİZ”

Yavaş, şöyle konuştu:

“Mülakatı da şimdi kaldırdılar ama bu ayda da biliyorsunuz epey bir mülakatta insanı işe aldılar. 15 Mayıs’tan sonra inşallah doğrudan atama yoluyla, mülakatla kaç kişiyi işe almışlar bunları göstereceğiz. Görsün insanlar nasıl ayrılmış bazı insanların nasıl ayrıcalığı var. İktidardaki bir partilinin yakınıysanız işiniz hazır. Artık nefret ve korku siyasetini bırakmanın zamanı geldi. Bizler televizyonlarda her gün kendileri gibi düşünmeyen kendilerine oy vermeyenlere hakaret edilmesinden bıktık. Yeter artık. Cenab-ı Allah herkesi ayrı ayrı yaratmış. Kimse birbirine benzemez. Huyu da benzemez karakteri de benzemez. Hayata bakışı farklı olabilir, siyasi düşüncesi farklı olabilir. Bize düşen Allah’ın yarattığına saygı duymaktır ama sizler bize oy vermiyorsunuz demek ki karşı tarafı destekliyorsunuz demek siz şunlarla berabersiniz siz illetsiniz siz zilletsiniz gibi lafları duymaktan bıktık. Bugüne kadar Millet İttifakı’nın hiçbir temsilcisi kendilerine oy vermeyen kişilere karşı tek kelime kötü söz söylemedi.”

 “ÖNCE İNSAN HAYATI ÖNCE İNSAN SAĞLIĞI”

Yaşanılan ekonomik sıkıntılara da konuşmasında yer veren Yavaş,

“Müslüman merhametli olur ağzından kötü söz çıkmaz şefkatli olur herkesi kucaklar. Bu nasıl bir dil? Kendilerini Allah’ın yerine koyup herkesi yaftalamaya başladılar. Bitti artık söyleyecek sözü kalmayan insan bağırırmış… Dolayısıyla bağırıp hakaret ederek insanları yönlendiremezsiniz. Bu insanlar sokakta yaşadıklarını biliyor. Doldurdunuz Suriyelileri ev kiraları uçtu. Ödediği kirayı biliyor.  Eskiden bakkala markete manava gittiği zaman kiloyla alanlar şimdi bir tane bile zor alır hale geldi. Ama onlar suçlu değil Polatlı’da Soğancılar vardı terörist ilan edildiler bizim 2019 seçiminden önce pazarcılara terörist muamelesi yaptılar şimdi et fiyatları arttı acaba bizim bu tarımsal politikalarımızda hiç kabahatimiz var mı diye düşünmeden şimdi bu haftanın teröristi kasaplar oldu” diye konuştu.

“Döviz artar ya dışardan operasyon vardır ya birileri operasyon yapıyordur” diyen Yavaş, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Bu kadar güçlü bir hükümet yıllardır bu döviz artışını engelleyemedi mi? Her şeye gücünüz yetiyor da bunlara mı yetmiyor ama öyle değil öncelikleri farklı… Bir lokma bir hırka diyerek geldiler ama yöneticilerin hepsinin altında lüks arabalar, çakarlı arabalar başka bir evrene geçtiler vatandaşı halkı unuttular. İşte 14 Mayıs bunlara sizin cevap verme zamanınız. Bunları boş verin herkes bizi de biliyor Akşener’i de biliyor diğer Millet İttifakının genel başkanlarını da biliyor. İnşallah artık bugüne kadar ağzından muhalefete tek kelime kötü söz çıkmayan 13. cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu Çankaya’ya Kızılay’dan kortej halinde götürüp yerine oturtacağız. Külliyeyi de Ankaralara ve bütün ülkemizin hayrına faaliyetlerde bulunacağı bir kurum haline dönüştüreceğiz. Rantlı işlere betonlara alışmışlar ki Sayın cumhurbaşkanı bakın bunların belediyelerin de yapılmış bir şey var mı diye sordular. Ankapark’ı kast ediyorsanız öyle çöp projelere biz para ayırmayız. Ankara’nın ilçelerinde su yok, Ankara’nın ilçelerinde kanalizasyon sorunu var. Önce insan hayatı önce insan sağlığı… Ankapark’ı yapacağız diye 2013’ten itibaren bir tane otobüs alınmamış belediyeye… 400 tane otobüs aldık bizim önceliklerimiz farklı öncelikle sizlerin hayatınız, eğitiminiz, sağlığınız.”

 AKŞENER: “BİZ SAVAŞA GİTMİYORUZ SEÇİME GİDİYORUZ”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise şunları kaydetti:

“Geldik 21 gün kaldı 14 Mayıs'taki seçime... Burada birçok insan bilir ki ben şuradaki dükkânları 3 sene boyunca gezdim. O dükkânların içerisinde kendi partimi bir kere bile övmedim başka partiyi yermedim. Sadece o esnafın ve orada müşteri olarak bulunan vatandaşın dertlerini, sorunlarını dinledim. Daha sonra bunu kamuoyuyla paylaştık. Çözümlerini projelerini yaptık ve iktidara döndük dedik ki; böyle dertler var bunları yerine getirin. Bir kısmını yerine getirdiler, bir kısmını yerine getirmediler. Biz savaşa gitmiyoruz, cenge gitmiyoruz seçime gidiyoruz. Burada kimin ne olduğunu kimse bilmiyor.  Dertleriniz var, partilerimizden umudunuz var. Buraya geldiniz bizi dinliyorsunuz. Bir karar alıp gideceksiniz. Ama 21 yıldır şuculuktan buculuktan yorulduk kardeşim. Seçime gidiyoruz söylenecek tek laf yok. Neler gündemde? PKK'lı olmak gündemde, kâfir olmak gündemde, Kandil’le ahbaplık gündemde… Ben Meral Akşener'im… Açtırma kutuyu söyletmeye kötüyü. Bu ele, bugüne kadar terörist eli değmedi. Allah hakkı için değmedi. O terörist eli bu ele değse vallahi keserim billahi keserim. Allah şahit olsun keserim. Recep Bey iftira atıp duruyorsun günahtır günah. Senin bu elinde PKK'nın eli var. Abdullah Öcalan'ın kardeşine 'bizim Mehmet' dedin. Biz gereğini yapacağız. Oy kullanarak gereğini yapacağız. Bir elinde de Hizbullah var. İki elinde de terör örgütü... Bizim için PKK bir terör örgütüdür. Kahrolsun ve kahredeceğiz. Ama Konca Kurişler’in, Gaffar Okkanlar’ın katilleri de bizim için katil ve terör örgütüdür. Bundan da çok rahatsız oluyorlar: Ne mutlu Türk’üm diyene! Kadınlar değiştirecek bu işleri… Bir kadının namusuna şerefine el uzatmayacaksın! Konya, Suriyeli sığınmacılarda 12. şehir… 2 sene içinde kesinlikle göndereceğiz! Devamlı bize dil uzatıyorsunuz, dindarlık üzerinden ahkâm kesiyorsunuz. Harama el uzatıyorsunuz”