Uzayda çok büyük keşif

Uzayda çok büyük keşif
Güncelleme:

Samanyolu kara deliğinin çevresinde ne oldukları bilinmeyen gök cisimleri tespit edildi.

Galaksimizin merkezinde yer alan dev kara deliğin gizemleri her geçen gün dünyayı şaşırtmaya devam ediyor. Bilim insanları tarafından yoğun bir şekilde gözlemlenen merkezde, henüz ne oldukları bilinmeyen çok sayıda cisim keşfedildiği açıklandı.

1970’li yıllarda galaksimizin merkezinde büyük radyasyon kaynağı olduğunun farkına vardık. Sonrasında etrafında döndüğümüz “süper kütleli kara delik” özelliği taşıyan bir cismin varlığını kanıtladık. Bilim insanları Samanyolu’nun merkezinde yer alan bu kara deliğe Sagittarius A adını verdiler.

NASA’ya ait olan Chandra X-ray Gözlemevi tarafından yürütülen yakın tarihli bir araştırmada, Samanyolu'nun yakın çevresinde yer alan yüzlerce hatta binlerce kara deliğin kanıtlarını elde edildi. Bu kara delikler “süper kütleli kara delikler” olarak bilinen dev galaksi merkezlerinden farklı forma sahip ölü yıldızlardı. Geçtiğimiz günlerde Hawaii'deki Keck Gözlemevi'ndeki bilim insanları, “yıldız gibi davranan ve toz bulutunu andıran” bazı gizemli cisimler tespit ettiler.

Çalışmanın sonuçları, “Samanyolu ve Aktif Galaktik Çekirdekler” başlıklı bir basın toplantısında açıklandı. Bildiri metninde söz konunu tuhaf cisimlerden şu şekilde söz edildi:

“Bu kompakt tozsu yıldızımsı nesneler, galaksimizin süper kütleli kara deliğine doğru son derece hızlı ve yakın bir şekilde hareket ediyorlar. Onların yıldan yıla yaptıkları hareketleri gözlemlemek gerçekten de büyüleyici bir şey. Oraya nasıl ulaştıkları, başlarına neler geleceği gibi sorular hala cevap bekliyor.”

Araştırmalar, söz konusu cisimlerin izlerinin bulunduğu 12 senelik görüntü arşivleriyle beslendiler. G3, G4 ve G5 olarak adlandırılan bu garip oluşumlar, hareketleri nedeniyle çevrelerinden kolayca ayırt edilebiliyorlar.

Daha önce benzer özelliklere sahip olan G1 2004’te, G2 ise 2012’de keşfedilmişti. Şimdi ise teknolojinin gelişmesiyle bu cisimlerden üç tanesi daha bir çalışmada keşfedilebildi. Başlangıçta G1 ve G2’nin merkezdeki süper kara deliğin zulmünden kurtulmayı başaran toz bulutları olduğu düşünülüyordu. Sonradan anlaşıldı ki süper kütleli kara deliklerin yer çekimine maruz kalan bir toz bulutunun parçalara ayrılması gerekiyordu. O vakitten sonra G1 ve G2’nin başka şeyler olduğu ortaya çıkmıştı.

Yeni keşfedilen üç tanesiyle birlikte benzer özelliklere sahip G cisimlerinin sayısı 5’e çkmış oldu. Onları sıra dışı yapan şey bilim insanlarına göre şişkin yapıları. Diğer yıldızlardan farklı olarak, sadece G cisimlerinin parlayan toz bulutumsularına sahip olduğu gözlenebiliyor. Bu nesneleri açık bir şekilde görmek için OSIRIS-Volume Display (OsrsVol) adında bir cihaz geliştiriliyor.

Bu cihaz sayesinde oldukça kafa karıştırıcı olan G cisimlerinin ne oldukları, yapıları ve nasıl olup da bir süper kara deliğin yanındayken ışık yaydıkları anlaşılacak.

Asıl sorun: G cisimleri neden bu kadar büyükler?

Araştırma ekibi, bu cisimlerin tipik yıldızlardan beklentinin çok daha fazla büyük olduklarını ve çok daha fazla enerjiye sahip olduklarını söylüyor. Ayrıca birbirleriyle çarpışan iki farklı yıldızın oluşturdukları farklı bir cisim olduklarına dair teoriler bile var. Bu çarpışmalardan sonra ortaya çıkacak nesne tekrar toparlanana kadar milyonlarca yıl boyunca dağılıyor. Haliyle genişliyorlar.

Şiddetli birleşmeler, söz konusu yüksek enerji miktarını ve yıldız parlaklıklarını da açıklıyor. Eğer bu teori çerçevesinde kanıtlar elde edilirse yeni soru, bu yıldızların çarpışmadan önce neden öyle bir yörüngeye girdikleri olacak.

G cisimleri hakkında veri toplamak ve sonuca ulaşmak ise o kadar da kolay değil. Zira son keşfedilen cisimlerin formunu araştırmak adına belki de 10 yıl boyunca hareketlerini gözlemlemek gerekecek.

Webtekno