Yılmaz Vural'dan çarpıcı Hakan Şükür açıklaması

Yılmaz Vural'dan çarpıcı Hakan Şükür açıklaması
Güncelleme:

Teknik direktör Yılmaz Vural, konuk olduğu birtelevizyon programında eski futbolcu Hakan Şükür ve Ömer Çatkıç ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Teknik direktör Yılmaz Vural, canlı yayında Habertürk televizyonunda konuk olduğu programda önemli açıklamalar yaptı.

Yorumcu ve eski futbolcu Rıdvan Dilmen’in geçtiğimiz günlerde yaptığı “Erdoğan’a baktığımda parkasız Deniz Gezmiş görüyorum” yorumunu değerlendiren Vural, Dilmen’e destek verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile aralarındaki ilişkinin özel olduğunu belirten Vural, “FETÖ’den firari olan eski futbolcu Hakan Şükür’ü daha önce bu konuda uyardığını dile getirdi.

İşte Vural’ın Türk futbolu ve gündemle ilgili çok konuşulacak açıklamaları;

“HAKAN ŞÜKÜR VATAN HAİNİ KONUMUNA GELDİ”

“Ömer Çatkıç 17 yaşındayken benim talebemdi. Onu ilk oynatanlardan birisi de benim. Ömer de böyle bir sıkıntı içinde. Hakan Şükür ona keza. Artık ‘vatan haini’ konumuna geldi. Ve maalesef, bir sürü oyuncu arkadaşımız o dönemlerde bu oluşumun içinde oldukları için şu anda önemli sıkıntılar yaşıyorlar. Tabii tercihleri buydu. Hakan Şükür’ün oyuncu olmasının başlangıcıyımdır. Sakarya’da basketbol oynarken, onu alıp Bursaspor’a götürdüm. Hakan Şükür 10-15 yıl Türk futbolunu taşıdı. Allahı var. Onun tercihi onu bu duruma düşürdü. O zamanlarda onu uyardık. ‘Sen Hakan Şükür’sün’ dedim. Vatan haini oldu. Sokaklara ismi verilmişti. Her şeyi silindi. Gittin Amerika’lara… Ben hayatım boyunca sıra dışı olmaya çalıştım. Kimsenin beni idare etmesini istemem. Herkesin bir derdi var. Türkiye’de yönetmek çok zor. Yöneten konumundaysanız, Türkiye’de sıkıntı yaşarsınız. Bir ülkeyi idare ederken, ceza ve ödül çok önemlidir. Ceza veriyorsunuz, adam caymıyor, ödül veriyorsunuz adam ikna olmuyor. Yanlış yapılıyor. Bize de geldiler. Takımı çalıştırıyorum, takımı yukarı çıkardım. Beni gönderdiler, benden sonra benim yerime gelen hoca, FETÖ tarafından getirildi. Bunu biliyorum. ‘Himmet’ adı verilen para karşılığında göreve getirildi. Güç neredeyse insanlar oraya gitmeyi sever.”

GÖZTEPE’DEN NEDEN AYRILDI?

“Sırf Göztepe değil ben 33 tane takımla çalıştım. Hepsinde sorun aynı. Futbolu yönetenlerin yönetme sebepleri ya siyasi ya ticari kaygılar barındırıyor. Bu yüzden olmuyor. Göztepe ile oturduk ve bana ‘şartların neler hocam?’ dediler. Bana sakın ‘Hocamız şartlarımızı kabul etmedi kurnazlığını yapmayın’ dedim. Onlar da bana senin şartlarını öğrenelim dediler. O günden sonra bir daha benimle konuşmadılar. Bana o dönemde ‘İnanın sizin gibi hocayla çalışmadım’ dedi. Bana ardından ‘Sizin popülariteniz takımın önüne geçiyor’ dedi. Bana ‘Neden büyük takımlarla çalışmadığınızı anladım’ dedi. Sportif düşünen bir başkan şöyle düşünür. Bir hocanın popülaritesinin yüksek olması takıma bir şey kazandırıyorsa; ben ondan mutlu olurum. Bu kadar imkansızlıklar içerisinde takımı bir yere getirdiyse; daha ne istiyorsunuz?”

“SPORCU SİYASETİN İÇİNDE OLAMAZ”

“Sporcu siyasetin içinde olamaz. Biz herkesin Yılmaz Vural’ıyız… Sporcular da herkesin sporcusu. Sağ, sol veya başkası, bu işlerin içinde sporcular olamaz. Takımlarda sağ-sol çatışması olmaz. Buna bizler zaten müsaade etmeyiz. Siyaseti takımın dışında yapacaksın. Bir tane oyum var, giderim oyumu atarım kimse buna karışamaz. Futbol takımları çok politize olmuş değiller. Antrenörlerin bu konuda siyasallaştığı olmaz. Tabii ki herkesin inanışı ve siyasi görüşü var ve buna saygı duymak lazım. Fakat biz onu takım içine sokarsak iş farklı boyuta geliyor. Herkes sizin gibi düşünmüyor ki…”

“TÜRKİYE BUNA HAZIR DEĞİL”

“O benim kendi sorunum. Siyasi görüşümü hiçbir yerde açıklamadım. Hiçbir yerde de açıklamam. Türkiye’nin sorunu bu. Hangi takımı ve partiyi tuttuğumu karım bile bilmiyor. Türkiye buna hazır değil. Türkiye sizi maalesef bir taraf haline getiri ve size karşı olanları da karşınıza getirir. Her şeyi çok açık konuşursanız; ülkenin yarısını karşınıza alırsınız. Hele bizim yaptığımız iş. Sağ, sol herkes bu işin içinde. Rıdvan da bu işin içinde. Tayyip Bey’in de çok sevdiği bir isim. Tayyip Bey’in de siyasi hayati dışında önemli bir hayatı var. Bizimle konuşurken çok mutlu olduğunu biz de biliyoruz. Bize bazen ‘Gelin bu işin içinde olun, ihtiyacım var size’ dediği olmuştur. Bizim siyasi görüşümüz aynıdır, farklıdır farklı dava. Rıdvan bunu seslendirince bir sürü insan ona karşı oldu. Herkes ‘Sen spor adamısın niye bu işlere giriyorsun?’ dediler.

“BU İŞLER SİYASİLEŞİNCE OLMUYOR”

Bize Tayyip Bey ‘öl’ dese ölürüz’ biz. Yanlış anlamayın. Bizim insani boyutumuzdan bahsediyorum. Kendi düşüncene karşı düşünen biriyle arkadaşlığın yok mu? Bizim dostluğumuz bu seviyededir. Siz özel kalemden randevu alır, görüşemezsiniz ama biz bir telefonla onunla görüşürüz, yeri gelir ‘geyik muhabbeti’ yaparız. Bu işler siyasileşince olmuyor. Farklı boyuta giriyor.

Habertürk