Tam 47 yıl önce üç büyükler...

Dostluk Cemiyeti Başkanı Emekli General Cahit Çaka'nın Merhum Süleyman Seba'ya gönderdiği matbu davet mektubu hadiseyi tüm çıplaklığı ile ortaya koyuyor Bir başka dostluk belgesi de Güney derbisinde yaşanmış. Namağlup Adana Demirspor, evinde İskenderunspor'a 2-0 yenilmesine rağmen maçı yöneten hakem Haşim Gökalp'e teşekkür mektubu göndermiş...

Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray Cemiyetleri Başkanı Emekli General Cahit Çaka şu satırlarla Süleyman Seba'yı toplantıya çağırıyor:
 
"Sayın Süleyman Seba'nın Beşiktaşlılar Cemiyeti Salonlarında 23.12. 1968 Pazartesi günü saat 19.00-21.00 arasında tertiplenen iş ve güç birliği kokteyline eşleriyle birlikte teşriflerini rica eder."
Adres: Sıraselviler
Cad. 67/3
TAKSİM
 
Üzerinde Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray amblemlerinin bulunduğu matbu davet mektubunda dikkat çeken başlık da şu: Beşiktaş-Fenerbahçe-Galatasaray Cemiyetleri.
 
Yani 47 yıl önce, "Şimdi biz sizle dost değiliz" denen cümleyi tekzip edercesine İstanbul'un 3 büyüğünün arasından su sızmıyor, hatta yedikleri içtikleri ayrı gitmiyormuş. Kurulan Cemiyet sayesinde centilmenlik, şimdiki adıyla Fair-Play, ve barış birlikteliğin en büyük simgesi olmuş. O vakitler taraftar bile birbiriyle sarmaş-dolaş olur, kazanan, mağlup olanı sadece kızdıran cümleler sarfetmekle kalırmış. Döner bıçağı, muşta, taş, sopa ve kamu araçlarına zarar vermekten tutunda, silah ve bıçağın adı bile geçmediği dönemlermiş o yıllar. Yaşları 60 civarında olanlar o günleri anımsayacaklardır. Kravatlı taraftarların tribünde oturduğu, aralarına incecik bir jandarma ya da polislerden oluşan güvenlik duvarının çekildiği yıllar. Maç öncesi ve sonrası, hiçbir olayının çıkmadığı güzide anlar. Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe Başkan, yönetici ve camialarının ileri gelenlerinin birbirlerine ilfatlı sözlerin söylendiği zamanlar.
 
BAKIN 30 YIL ÖNCESİ NASILMIŞ
O dönemleri yaşan Beşiktaş Kongre üyesi Erol Girişgen (Nam-ı Diğer Gaga Erol) nasıl anlatıyor:
"Sakarya Beşiktaşlılar Derneği'ni kurma çalışmalarına 1994'ün sonlarına doğru başladık. 1995 yılında derneği açmadan önce İstanbul'da Süleyman Abi ile birlikte yemekteydik. Beraber eve geldik. Süleyman Abiye, "15 gün sonra derneğin açılışını yapacağız. Aklıma şöyle bir şey geldi, seninle paylaşmak istiyorum. dedim ve devam ettim.Derneğimizin açılışını yaparken, bizden evvel kurulan Sakarya Fenerbahçeliler Derneği'nin Başkanı (Ahmet Nergis) yakın arkadaşım. Açılış kurdelasını sizin birlikte kesmeniz nasıl olur?" dedim. Oturduğu koltuktan kalktı, "Aferin Gaga, Sakarya'da da örnek olursunuz" diye karşılık verdi. Sonra bana bir zarf uzattı. Dostluk Cemiyetinin kurulduğuna dair belgelenen o zarftan bu yazışmalar çıktı"


 
İSTANBUL NEYSE GÜNEY'DE ÖYLE
Sadece Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe değil, Güney'de de buna benzer dostluk rüzgarlarının estiği çok maç oynanmış. Bunlardan en enteresanı ise İskenderunspor maçına kadar namağlup giden AdanaDemirspor'un maçı 2-0 kaybetmesine rağmen maçın hakemi Haşim Gökalp'e  yazdıkları teşekkür mektubu. Şöyle deniyor 14 Kasım 1985 yılında AdanaDemirspor Yönetimi tarafından kaleme alınan mektupta.

Sayın Haşim Gökalp
Sizi 3 Kasım 1985 Pazar günü Adana Stadyumunda oynanan ve 2-0 yenildiğimiz maçta tanımış, müsabaka süresince gösterdiğiniz TARAFSIZ YÖNETİM VE İSABETLİ KARARLAR'LA taktir etmişizdir.

Sahadan yenik ayrılan bir takımın hakem hakkındaki kanaati genellikle müspet tecelli etmez. Ama Demirspor olarak şahsınızda mümtaz bir yönetime şahit olduğumuzu tekrarlarken, hakikatleri dile getirdiğimize inanıyoruz.
Türk Futbolu sizin ve sizler gibi hakemlerle iyiye yönelme olanağına kavuşabilir .Adana Stad'ı öteden beri sizin gösterdiğiniz mükemmel  yönetime hasretti. Siz yalnız Demirspor'un değil, tüm Adana seyircisinin kalbini kazanmış, adeta sevgilisi olmuşsunuz. Temas ettiğimiz her sporseverin ağzından sizinle ilgili taktir hisleri dökülmektedir.
İnandığınız bu asil yolda, aynı iman ve gayretle yürüyeceğinizden eminiz.
Tüm Demirspor camiası adına, sizi candan kutlar, başarınızın devamı diler, Saygılar sunarız.
Adana Demirspor Yön. Kurulu
 
YA ŞİMDİ
30 yıl önceki duruma bakın, bir de Adana Demirspor-Adanaspor düşmanlığına. Ya da 3 İstanbul büyüğünün geldiği noktaya. Hakem, futbolcu, taraftar, başkan ve yönetici profili değişmemiş, adeta çılgın bir hal almış. Fenerbahçe-Galatasaray düşmanlığı had safhaya çıkmış, derbi maçlarının sonucu ne olursa olsun stat ve çevresi savaş alanına dönmüş, 47 yıl önce birbirleriyle sarmaş-dolaş olan seyirciler taşlı-sopalı ve kesici aletlerle birbirlerine saldırmaya devam ediyorlar. O dönemlerle 6222 yoktu ve tribündeki kanunu, centilmen izleyiciler çıkarıyordu. Mazideki dostluk bir şarkı gibiymiş, ne kadar da güzelmiş o yıllar...

DHA