Fenerbahçe'ye iki büyük sponsor

Fenerbahçe'ye iki büyük sponsor
Güncelleme:

Fenerbahçe’nin gelecek yıldan itibaren 2 büyük sponsoru olacak...

Habertürk yazarı Serdar Ali Çeliker'in konuyla ilgili yazısı şöyle;

Ülker’i zaten biliyoruz. Ataşehir Ülker Arena’ya ismini veren firma, basketbol sponsorluğundan çekildi. Ama basketbol takımının formasına 16 milyon Dolar karşılığı Godiva ismini vermek istiyor. Bu anlaşmanın 2 yıl olması öngörülüyor. Ama Ülker’in tek destek fikri bu değil. Stadyumun isminin de Ülker olması muhtemel. Ayrıca forma ön reklamı da pazarlık dahilinde.
Diğer talip ise Dubai menşeili gayrimenkul firması olan Emaar. Emirates’in de hissesinin bulunduğu Emaar’ın Türkiye’de yatırımları var. Halihazırda Soyak Grubu ile yaptıkları yeni projenin tanıtımı için de iyi bir tanıtım fırsatı olacağını düşündüklerinden Fenerbahçe’nin hem stadına hem de formasının ön tarafına talipler. Duyduğum, 150 milyon Dolar’lık bir bedelle 10 yıllık sözleşme istedikleri. Emaar’ın Türkiye Ceo’su Ozan Balaban’ın ciddi bir Aziz Yıldırım muhalifiyken Yıldırım listesinden seçime girmesi ve hatta A.Ş.’nin yönetimine de dahil olması açıkçası beni şaşırtmıştı. Sebebi Emaar’ın bu işbirliği arayışıymış belli ki. Öte yandan Aziz Bey her iki sponsorunu da işin içine dahil etmeyi planlıyormuş. Bana göre 18 yıllık başkanlık hayatında en büyük başarısı ‘para vermek isteyen herkesi’ kırmadan, dökmeden onları da asgari müşterek de memnun ederek ‘oyuna dahil etmek’ olan Aziz Bey’in her iki firmayla da anlaşabileceği söyleniyor. Stat ismi Ülker’de olursa forma sırtı reklamı da Ülker’de kalır, formanın ön reklamı Emaar olabilir. Tersi de mümkün. Tabii bu rekabet Fenerbahçe’ye maddi katkı olarak geri dönecek. 150 milyon Dolar’ın artması ya da 10 yıl yerine 5 yıl yapılması söz konusu olacak.
 
Nani’ler; Van Persie’ler, işte bu nedenle rahat telaffuz ediliyor. Tabii ki uzun vadeli sponsorluk sözleşmelerinin bir transfer döneminde harcanması-temlik edilmesi ‘geleceği satmak’ olarak değerlendirilebilir. Ama Yıldırım’ın hiç kredisinin kalmadığı bir ortamda bu tür harcama kaynağını ‘geleceğe matuf yatırıma’ kullanmasını beklemek de hayalcilik olur.