Ahmet Ağaoğlu'ndan Ali Koç'a Fenerbahçelileri kızdıracak yanıt
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlSpor Toto Süper Lig'de şampiyonluğa ulaşan Trabzonspor'un başkanı Ahmet Ağaoğlu, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'a cevap verdi.
Süper Lig'in şampiyonu Trabzonspor'un Başkanı Ahmet Ağaoğlu, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un açıklamalarına "Biz sustukça onlar üzerimize geldiler. Bizi tuzağın içine çekmeye çalışıyorlardı ama o tuzağa kendileri düştüler. Biz sessiz kaldıkça daha fazla üzerimize geldiler ve enerjilerini tükettik. Kendi işleriyle ilgilenmek yerine sürekli bizle uğraştıkları için arkaya dönüp baktıklarında iş işten geçmişti onlar için." şeklinde yanıt verdi.
Spor Toto Süper Lig'de şampiyonluğa ulaşan Trabzonspor'un başkanı Ahmet Ağaoğlu, tarihi şampiyonluğu değerlendirdi.
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un "Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu, Kulüpler Birliği Başkanı olduğu sürece Kulüpler Birliği çalışmalarına katılmayacağız. Ahmet Bey'in şahsıyla problemim yok. Böyle bir pankarta izin veren kişi, kulüplerin başında olamaz." açıklamalarına yanıt veren Trabzonspor Başkanı Ağaoğlu, "Ben hiçbir şey demiyorum kendisine. Kulüpler Birliği konusunda da masa orada, sandalye orada. İsteyen gelir oturur." dedi.
Fanatik gazetesinden Sefa Can Konuksever'e konuşan Ağaoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"Kulübü teslim aldığımızda nelerle karşılaşacağımızı bilerek geldik. Sportif, idari ve ekonomik anlamda tüm duruma hakimdik. Tüm problemlerin ortadan kalkması için gerekli süre 3-4 seneydi bana göre. Öyle de oldu. Şampiyonluğa oynayacak yapıya kavuştuk. Aslında hesapta pandemi yoktu. Bize ve tüm takımlara hem finansal hem sportif anlamda çok ivme kaybettirdi. Mesela galibiyete 800 bin Euro alıyorduk ligde, 180 bin Euro’ya düştü. 2019’da ürün satışlarını 3’e katlamıştık. Seyirci hasılatı iyi noktadaydı, ortalama 30-32 bindi. Eğer pandemi süreci olmasaydı belki bugün yaşadığımız mutluluğu daha erkene bile çekebilirdik. Olsun, nihayetinde sözümüzü tutmanın rahatlığı var. Ancak önümüzdeki 1-2 sene çok da rahat olmayacak yönetim bazında. Çünkü sadece futbol değil, tüm sektörlerin toparlanması kolay değil. Bunun farkındayız. Sözümüzü tutmanın dışında bir rahatlama asla yok.
ŞAMPİYONLUKTAN SONRA 7 MEZARI ZİYARET ETTİM
Camia çok acı çekti ve bize çok acı çektirdiler. Çok hakkımız yendi. Ben inançlı bir insanım. Bu kadar insanın hakkına göz diktiğiniz yerde, Allah bunun hesabını gün gelir sorar. Ama Allah bunun hesabını soracak diye sizin bir köşede beklemeniz gerçekçi yaklaşım olmaz. İntihar edenler oldu, maça giderken hayatını kaybedenler oldu, bizi şampiyon yapmayacaklar diye Eskişehir maçından sonra kalp krizi geçiren Mustafa ağabeyimiz var. Şampiyonluktan sonra 7 mezarı ziyaret ettim, daha da edeceğim. Çok göz yaşı döktük. Acıları en derinden yaşadığımız günlerin birinde “Allah’ım bana bir gün bu takımın şampiyonluğunda pay sahibi olmayı nasip et” diye temennide bulunmuştum. Bu dileğimin gerçekleşmesinin mutluluğu anlatılamaz. Yıllardır resmi olarak kupanın havaya kalkmasını bekleyen milyonlarca insanın beklentisine, bize vermiş oldukları desteğe ve aradan seneler geçmesine rağmen içlerinde sönmeyen o Trabzonspor sevgisine karşılığını vermiş olmanın yarattığı mutluluk, evlendiğiniz gün veya çocuğunuzun doğduğu günle kıyaslamak ne kadar doğru bilmiyorum. Onlar sizi ve ailenizi ilgilendiren şeyler. Ancak milyonları mutlu etmenin sevinci adlandırılamaz, teraziye koyulamaz, ölçülemez. Bunun karşılığı yok.
BAZILARI BİZİ ÇOK KISKANIYOR
İçindeki o ateş hiç sönmeyen, çok farklı bir taraftar kitlesine sahibiz. Trabzonspor sevdalıların takıma olan bağlılıkları ve aidiyet duygularının örneği yok. Hafta sonu 2 günde, birbirine 1200 kilometre uzaklıktaki 2 ayrı şehirde 120 bin kişi stada taşıyacak yer yüzünde başka bir takım yok. Ancak 2 gün değil hata yapıyorlar. 20 saat içinde oldu bu. Cumartesi günü 20.00’de başladı kutlamalar, Pazar günü de 16.00’da maç vardı Olimpiyat’ta. Biz Altay maçını nerede oynasak o stat taşacaktı. Şanlıurfa’da da olsa, İzmir’de de olsa... Onun dışında Trabzon’da Antalya maçı sonrası 2 farklı meydanda ve sokaklarda 700 binin üzerinde insan vardı. Büyük bir coşku ve olgunlukla kutlandı. Asla aşırılık olmadı ve tüm dünyada ses getirdi. Bana söylenen, Trabzon’daki kısa video 1.5 milyarın üzerinde izlenmiş tüm dünyada. Sadece Avrupa basını değil, pek çok yurt dışındaki kulüp başkanından da tebrikler geliyor. Başka takım bunu başarsa, ben bile gıptayla hatta kıskanarak bakardım. Ki bazıları çok kıskanıyor görüyorum!
KENDİ TAKIMLARIYLA İLGİLENMEK YERİNE BİZLE İLGİLENDİLER
Kesinlikle bu bir stratejiydi. Bu tür tartışmaların içerisine girdiğiniz zaman enerjinizi gereksiz yere farklı bir platformda harcıyorsunuz. Biz sustukça onlar üzerimize geldiler. Kendi takımlarıyla, kendi işleriyle ilgilenmek yerine. O enerjiyi üzerimize gelerek harcadılar. Biz onların enerjilerini bitirdik farkında değiller. Bizi tuzağın içine çekmeye çalışıyorlardı ama o tuzağa kendileri düştüler. Strateji buydu. Biz yönetim, takım, kulüp ve camia olarak kendi işimize odaklandık ve hatalarımızı düzeltmeye çalıştık. Biz sessiz kaldıkça daha fazla üzerimize geldiler ve enerjilerini tükettik. Kendi işleriyle ilgilenmek yerine sürekli bizle uğraştıkları için arkaya dönüp baktıklarında iş işten geçmişti onlar için.
SANDALYE ORADA İSTEYEN GELİR OTURUR
Hayır eğer bu ligde öyle şampiyon olunuyorsa, o zaman dönüp kendilerinin çok ciddi hesap vermeleri gerekiyor geçmişle alakalı başarıları için. Ben hiçbir şey demiyorum kendisine. Kulüpler Birliği konusunda da masa orada, sandalye orada. İsteyen gelir oturur.
KEŞKE GÖREVE GELDİĞİMİZ GÜN ABDULLAH AVCI İLE ÇALIŞABİLSEYDİK
2019-2020’de Türkiye Kupası’nın hemen ardından mevcut kadroyu koruyup, üzerine takviye yapma düşüncemiz vardı. Ve Abdullah Avcı bu planlamanın içerisindeydi. Ancak geçmiş dönemle alakalı UEFA’dan men cezası alınca her şey alt üst oldu. Ama aradan 8 hafta geçtikten sonra hoca göreve geldi. Keşke biz ilk göreve geldiğimizde, bu yapılanmanın içerisinde Abdullah Avcı olsaydı yani 2018-2019 sezonunda. Keşke o dönem imkanlar ve şartlar elverseydi. Ancak o dönem kulüp uçurumun kenarındaydı. 6 aydır maaşlar ödenmiyordu. Sonuç olarak istikrarın artık oturması lazım. Yönetim istikrarı demiyorum. Başkan gelsin 10 sene kalsın değil. Sportif istikrar ve idari anlamda belli bir yapı oluşmalı. Çünkü sürekli hoca değiştirmek size 1-2 yıl kaybettirir.
ABDULLAH AVCI BİZİ RAHATLATTI
Bu tür şeyler genelde yönetimlerin görev süreleriyle sınırlıdır. Hocamızla konuşuyoruz, çok yakın zamanda olacak. Abdullah hoca geldiğinden beri yönetim olarak bizim işimizi çok rahatlattı. Üzerine almış olduğu yük ve sorumluluklarla, sportif taraf için bize hiç enerji harcatmadı. Kadro uyumu, teknik konular, takımın psikolojik yönetimi, planlamalar. Düşünsenize lige başlarken önünüze transfer listesi gelse, çok sıkışık süreçte sağlıklı bir şey yapma şansınız çok az. Bir hoca düşünün ki ihtiyacı olan oyuncuların veya ayrılacakların listesini sezon bitmeden 2-3 ay önce veriyor. Sizin de yönetim olarak önünüzde ciddi zaman oluyor.
Şampiyonluk sürecinde de birbirimizi karşılıklı şekilde motive ettik. Biz de hocaya verdiğimiz sözleri yerine getirmek için elimizden geleni yaptık. ‘Hoca kimi istediyse, yönetim ikiletmeden yerine getirdi’ deniyor. Taleplerinin tamamına yakın bölümünü karşıladık. Ancak hoca bizden asla karşılayamayacağımız talepte bulunmadı. Bütçeyi biliyor, ekonomik yapımızı biliyor. Kulüp içi maaş dengesinde çok hassas zaten. Bizden asla 10-15 milyon Euro bonservisi olan oyuncu talebinde bulunmadı. Sportif anlamda ekonomik direktörlük görevini de üstlenmiş bir isim Abdullah Avcı. Hatta geçtiğimiz dönem hocanın listesindeki bir oyuncuyla uzun süre pazarlık ettik. Bonservisi ve oyuncu maaşını söyledik, altına çekemiyoruz dedik. “Çok büyük para Başkanım, gereği yok. Alternatifleri var” dedi.
BİZ LİGE EKSİKSİZ GİRDİK VE FARK BÖYLE OLUŞTU
Onların neden yarıştan koptuğunu iyi analiz etmek lazım. Bana kalırsa bir ölçüde 2018-2019’a kadar yaşadığımız sıkıntıları bu yıllarda yaşamış olmaları büyük etken. Diğer taraftan, anlamaları lazım. Şubat-Mart ayında planlama yaptık. Her şeyimiz hazırdı, transferler 1-2 oyuncu hariç kamptaydı. Biz hazırlık maçı oynarken, hocası belli olmayan takımlar vardı. Hocanız belli değil, transfer yapıyorsunuz. Ligin ikinci, üçüncü maçı oynanıyor hâlâ anahtar oyuncuları kadronuza katamamışsınız. Rakipler zayıftı kısmına katılmıyorum. Bana göre lig zorluydu. Ama her sene kafadan favori gösterilen takımların lig başlamadan yaşadıklarını iyi analiz etmesi lazım. Biz lige eksiksiz girdik ve fark böyle oluştu.
BUNDAN SONRAKİ HER SENE DE TRABZONSPOR O ŞAMPİYONLUK YARIŞININ İÇERİSİNDE OLACAK
Alacağı tahsil ettik, iş bitti diye bir şey yok. Futbolda dün yok. Her zaman yarın var. Taraftar her zaman en iyisini bekler. Gelmiş olduğunuz noktanın bir adım ötesine gitmediğiniz takdirde verilen çabaların, atılan farkların anlamı yok. Sözümüzü tuttuk ama iş bitmiyor ki. Önemli olan sürdürülebilir başarı. Şampiyon olduk diye dikkat etmezseniz, zafer sarhoşluğu ile hareket ederseniz, Allah korusun çöküntüye girerseniz ve 2-3 yıl toparlayamazsınız. Bizim öyle bir lüksümüz yok. Yük ağırlaşıyor. Arkada bıraktığınız lig şampiyonluğu başarısı var. Ancak hem hoca hem de bizim açımızdan işimiz yeni başlıyor. Hani taraftarımız söylediği, ‘O sene bu sene, bundan sonra her sene’ sözü var. Evet o sene bu seneydi. Bundan sonraki her sene de Trabzonspor o şampiyonluk yarışının içerisinde olacak”
20 PUAN ÖNDEYKEN BİLE ŞAMPİYONLUĞU TELAFFUZ ETMEK SAYGISIZLIK OLURDU
‘Ama ‘bu sene şampiyonuz’ diye konuştuğunuz zaman orada kimse kusura bakmasın, taraftara hayal satıyorsunuz. Bunu hiç yapmadık, yapmam. Sporun ruhunda bu yok, etik ve ahlak olarak yok. Rakiplerinize karşı mücadele verdiğiniz yerde onlara saygı duymak zorundasınız. Sevmek zorunda değilsiniz ama düşmanın da değil. Bu bir spor. Yarışa başlarken de, devam ederken de, bittikten sonra da saygılı olmalısınız. Biz bu saygıyı kaybetmeyeceğiz. Sezon başlarken kendi aramızda ‘şampiyon olacağız’ diye yola çıktık ama dışarıya hiç öyle konuşmadık. 20 puan öndeyken bile şampiyonluğu telaffuz etmek saygısızlık olurdu. Yoksa bunu asla kendimize güven duymadığımız için söylememezlik yapmadık. Ben sezon boyunca şampiyonluktan asla şüphe duymadım.
TRABZONSPOR ARTIK HEP O MÜCADELENİN İÇİNDE OLACAK
Bir limandan kalkıp bir limana gideceksiniz. Geminize güveniyorsunuz, geminin kaptanına, çarkçı başına, mürettebatınıza güveniyorsunuz. Hava şartları ne olursa olsun bu gemi o limana gidiyor diyorsunuz. Daha gidilecek çok liman var. Yapılacak çok iş var. Trabzonspor taraftarının beklentisi her zaman yüksektir. Sürdürülebilir başarı sözümüz vardı. Bunu art arda gelen şampiyonluklar olarak algılamasın kimse. Olmanız için önce şampiyonluk için mücadele etmeniz lazım, orada olmanız lazım. Trabzonspor artık hep o mücadelenin içinde olacak. Bu ateş hiç sönmeyecek.
BİRAZ DAHA GENİŞ BİR KADRO İLE YOLA ÇIKACAĞIZ
Biraz daha geniş bir kadro ile yola çıkacağız. Yani alternatiflerimiz fazla olacak. Zaten 5 tane genç oyuncu devre arasında almıştık, önümüzdeki sezon için. Ve hocanın belli mevkilerde ihtiyaç duyduğu oyuncular var. Onlarla görüşmeler sürüyor. Anlaşma noktasına geldiğimiz isimler var. İlk etapta hocanın verdiği 3-4 isim var. Bunların üçüyle görüşmeler devam ediyor. Belli bir noktaya geldik. Tahmin ediyorum ki kamp başlamadan önce transferlerin tamamına yakın bölümünü gerçekleştireceği. Kalkar Devler Ligi var diye ona göre kadro yapalım, yıldızları da getirelim derseniz. Finansal olarak ciddi olumsuzluğun içine girersiniz. Şampiyonlar Ligi’nde Play-Off oynayacağız mevcut durumda. İnşallah oradan gruplara gideriz. Eğer olmazsa Avrupa Ligi’nde gruplara gidiyorsunuz. Yani kafadan 2 ayrı ligde mücadele edeceksiniz. 2 ayrı kulvarı kaldıracak bir kadronuz olmalı.
Yıldız oyuncu konusunda Hamsik farklı figürdü. O ayarda ve o maliyette her zaman karşılaşamayabilirsiniz. Karakterinden, performansından ve profesyonelliğinden emin olarak biz Hamsik’i transfer ettik. Fazla bir artış söz konusu değil. Gidecekler var çünkü, gelecekler olacak. Benim tahminim kadro maliyeti yüzde 15-20 oranında artar. Şu anda 27 milyon Euro. Yani 35 milyon Euro’ları bulmaz. Bonservis konusunda da rakamları 4-5 seneye bölerek ancak alabiliriz. Cornelius transferinde olduğu gibi. 5 milyon Euro’ya aldık ama yıllara böldük. Direkt 5 milyon Euro verecek durumda değiliz."
Fanatik
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol