Sarıgül
Güncelleme:
Şu andaki siyasi partilerin çoğu, kabul etmek gerekir ki; topluma umut veren partiler değil. Manzara böyle olunca AKP’den “kurtulmaya çalışan” çevrelerin yeni umut kapısı Sarıgül’ün kuracağı parti oldu.
Sarıgül neredeyse bir yıldır meydan meydan dolaşıyordu, yerel seçimlerden sonra hareketine hız verdi. TDH hareketinin partileşme tarihi olarak 10 Ocak verilmişti ama parti tabelaları hala ortalarda görünmüyor!
Çaresiz kalmış ve umudunu yitirmiş bir halk yığını sorgulamadan kabul eder yeni isimleri. Oysa Sarıgül ve TDH hareketindeki isimler yeni isimler değil!
Hafta sonu Maltepe’de düzenlediği açık hava toplantısında CHP Maltepe ilçe teşkilatına dönüp “Ankara’ya iktidarı teslim almaya gittiğimizde sizi de bekleriz” demesi bana Genel Başkanlığa adaylığını koyduğu CHP Kongresindeki Sarıgül’ü hatırlattı. Kibirli, hırsına yenilmiş, sokak ağzı ile konuşan bir yerel siyasetçi vardı o kongrede.
Günler önce Vatan Gazetesi yazarı Can Ataklı bazı iddiaları taşıdı köşesine. Sarıgül’ün iddialara cevapları daha sonra, Ataklı’nın köşesinde yayınlandı. Sağlam temelli, ciddi ve toplumda yaygın kabul gören bu iddialara verilen cevaplar çok tatmin edici değildi. Daha sonra Güneş Gazetesi yazarı Talat Atilla Köşesine başka iddialarla birlikte taşıdı, sorguladı Sarıgül’ü!
Hakkındaki iddialar bitmek bilmiyor. Mesela, 8sutun.com sitesinde 04 Ocak günü yayınlanan haberde Başbakan Erdoğan’ın eski bir danışmanı aracılığı ile Fethullah Gülen ile görüşmüş. Bir gün sonra Zapsu aynı sitede yayınlanan açıklamasına göre aracının kesinlikle kendisi olmadığını açıklamış. Fakat bir görüşme olduğu kesin.
Gördüğüm manzara şudur: AKP’den kurtulmak için her partiye evet diyen basının bir bölümü, umut gördükleri Sarıgül’e sırtını dönmeye hazırlanıyor. Sarıgül, umudu tüketiyor.
Sarıgül matematik hatası yapıyor.
İddialar dahil, her şey bir yana hedefini yüzde 46 olarak belirleyen bir siyasi iktidar toplumu önyargısız kucaklamalı ve herkese eşit davranabilmelidir. TDH’nin delege sistemini reddetmesi ve üye referansına güvenmesi sadece vekil olmayı göz koymuş olanlar için cazip gelebilir.
Sıradan yurttaşlar, oy verdiği veya vermeyi düşündüğü partinin ulusal sorunlara reçete yazmasını, işsizliğe çare olmasını, Kürt sorununu bitirmesini, terör sorununu yok etmesini ve halkı refaha kavuşturmasını bekler. Oysa Sarıgül MHP ve CHP’yi eleştirirken, iktidar AKP’yi eleştirmekten uzak durmasıyla 2002’den beri sürdürülen politikaların çoğunu dolaylı kabul etmiş oluyor. Genellikle CHP’yi “sert” eleştirmesinin eski bir hesapla alakalı olduğu kanaati gün geçtikçe güç kazanıyor.
Sarıgül’ün AKP’yi eleştirmekten özenle kaçınıyor olması, bunun yanında CHP’yi acımasız eleştirmesi belki bazı kesimlere şirin görünebilir ama Sarıgül’ün hareketine destek veren, umut bağlayan sosyal demokrat tabanda umutsuzluk yaratıyor.
TDH içindeki kurucu kadronun ağırlıklı olarak sosyal demokrat siyasetçiler olması, TDH’nin daha çok sosyal demokrat tabandan beklentisi olduğunu gösteriyor.
Kaba hesapla CHP’nin yüzde 20-25 oy potansiyeli var. Bu oyun hepsini TDH alsa geriye kalan ortalama yüzde 26 nereden gelecek? Zaten sosyal demokrat partilerin toplam oyu yüzde 30’u geçmiyor! Bu basit hesap bile Sarıgül’e iktidarın uzak olduğunu gösteriyor.
Diğer Yazıları