Türkiye'de kan stokları alarm veriyor!
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlTürk Kızılayı Kuzey Marmara Bölge Kan Merkezi Müdürü Uzm. Dr. İlhan Birinci, koronavirüs salgınının ardından kan stoklarının erimeye başladığını, bağış oranının yüzde 30 düştüğünü söyledi.
Koronavirüs salgını talasemi, lösemi gibi düzenli kan alması gereken hastalarda "virüs kapar mıyım" endişesine neden olurken uzmanlar, virüsün kan yoluyla bulaşmadığını söylüyor. Ancak son günlerde en büyük sıkıntı, düzenli kan bağışındaki azalma. Türk Kızılayı Kuzey Marmara Bölge Kan Merkezi Müdürü Uzm. Dr. İlhan Birinci, bağışlarda şimdiden yüzde 30 düşüş yaşadıklarını söyleyerek stokların erimeye başladığını vurguladı ve 18-50 yaş arası sağlıklı herkesi "sosyal hijyen" kurallarını bozmadan kan vermeye davet etti.
Koronavirüs enfeksiyonunun kan nakli ile bulaşan bir enfeksiyon olmadığını belirten Dr. Birinci, "Bundan dolayı tam kandan ürettiğimiz kan ürünlerinde koronavirüs enfeksiyonlarına ait herhangi bir test de uygulamıyoruz. Dünyadaki standart uygulama da bu şekilde zaten. Sağlık Bakanlığı'nın zorunlu testleri var, bunun yanında ilave muayene ve sorgulama formları ile kanı en güvenli şekilde alıyor ve saklıyoruz. Talasemi, lösemi, kanser, kanama gibi nedenlerle kronik olarak kan ihtiyacı olan hastalarımız kesinlikle endişe etmesinler, kan güvenliği açısından Covid-19 pandemisi nedeni ile onları riske atacak herhangi hiçbir işlem yapmadığımız gibi, işlerimizde her zamanki gibi çok dikkatli ve çok hijyenik şartlarda ve en güvenli kanı kendilerine sunuyoruz, o konuda gönülleri rahat olsun" dedi.
"18-50 YAŞ ARASI SAĞLIKLI HERKESİ BEKLİYORUZ"
Türkiye'de Mart ayının başında ilk koronavirüs vakasının görülmesiyle beraber Türk Kızılayı'nın da kan stoklarının tükenmeye başladığını vurgulayan Dr. Birinci, "Stoklarımız belli bir seviyedeydi ama bu pandeminin etkisiyle özellikle bağışçı bulma konusunda sıkıntı yaşamaya başladık. Bundan dolayı da kan stoklarımız günden güne azalıyor. Bugünkü ortamda yüzde 30'luk bir azalma söz konusu. 2020 yılı için 3 milyon ünitelik kan bağışı hedefimiz vardı ama bağışlardaki bu düşüşten dolayı bu hedeflerin tutturulması zorlaşacak. Bu tür kronik hastalar olsun, acil ameliyat geçirip kan ihtiyacı duyacak hastalar olsun, sıkıntı yaşamamak adına düzenli kan bağışlarının devam etmesi gerçekten çok önemli. Özellikle 18-50 yaş arasındaki vatandaşlarımıza çağrı yapıyoruz bu nedenle. Aslında 65 yaşa kadar kan alabiliyoruz ama koronavirüs risk grubunda olmaları nedeniyle bu dönemde 50 yaşında kadar olan vatandaşlarımızı sabit kan bağış noktalarımıza davet ediyoruz" diye konuştu.
'EVDE KALACAĞIZ SADECE KAN BAĞIŞI İÇİN ÇIKACAĞIZ'
"Evde kalacağız ama bunun tek bir istisnası olmalı, kan bağışı için Türk Kızılayı kan bağışı noktalarına ulaşacağız" diyen Dr. Birinci, "Buralarda en hijyenik ortamda kan verebilir vatandaşlarımız. Ayrıca kan bağışının bağışıklık sistemine bir yan etkisi veya olumsuz etkisi yok. Vatandaşlarımız ikamet ettikleri noktalara en yakın yerlerdeki kan bağış noktalarımızı www.kanver.org sitesinden görebilirler. Bağış saatleri de belirtiliyor orada. Kaynağı sadece 'insan' olan kanın bulunamadığı bu sıkıntılı dönemleri de böylece ulusça hep beraber atlatmış oluruz" dedi. Dr. İlhan Birinci, Sağlık Bakanlığı'nın hastanelerdeki acil olmayan planlı ameliyatları ertelemesi ve kanın klinik kullanımı ile ilgili daha özenli davranmasıyla şu an kan ihtiyacında belli bir azalma olduğunu ancak sürekli kana ihtiyacı olan hastalara yetecek miktarda stok olmadığını söyleyerek "Vatandaşlarımızdan isteğimiz, sosyal izolasyon gereği kendilerine en yakın bağış noktalarını seçsinler. Mümkünse özel araçlarıyla veya taksiyle gitmeye çalışsınlar, kalabalık ortamlardan toplu taşıma araçlarından uzak durarak, genel ve kişisel hijyen kurallarına uyarak gerçekleştirsinler ki salgın açısından alınan önlemlere de riayet etmiş olalım. Gribal enfeksiyon semptomlarının gösterilmesi, ateş ölçümünü de zaten standart olarak yapıyoruz, hayati bulgularda riskli bir durum ortaya çıkması halinde zaten o bağışçımızdan kan almıyoruz. Ama Covid-19 pandemisinin toplumda nasıl yayılacağını ne şekilde bir seyir göstereceğini önceden kestiremediğimiz için çok daha tedbirli davranıyoruz. Hem kanı kullanacağımız hastalarımız açısından, hem de bağışçılarımızın güvenliğini riske atmamak için bütün bunlara ekstra dikkat ediyoruz" diyerek sözlerini noktaladı.
KAN BAĞIŞI İÇİN EVDEN ÇIKTIK
15 yıldır düzenli kan bağışçısı olduğunu söyleyen Selim Halıcı, "Bu bir insanlık görevi. Öncelikle kan değerlerimize bakılıyor, daha sonra dezenfeksiyon işlemleri yapılır, burası havalandırılmış alanlar, kalabalık yok. Hiç korkmadan bağış yapmaya gelebilir gönüllüler. Salgın açısından panik yapacak bir durum yok. Bu bir insanlık görevidir" dedi.
Ferhat Avcı işini evden yürütmeye çalıştığını söyleyerek "Mecbur olmadıkça dışarı çıkmamaya çalışıyoruz. İlk defa kan veriyorum, bu nedenle çıktım. Buraya gelirken iki üç kere düşündüm, acaba bir şey olur mu, hastalık kapar mıyım diye. Sonra tabii korkumu yendim. Sonuçta testlerimiz yapılıyor zaten, kan değerlerimiz düşükse alınmıyor. Değerlerim de iyi çıktı. İçimden geldi ve kan veriyorum çünkü bir gün hepimizin ihtiyacı olabilir" diye konuştu.
DHA
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol