Okullarda salgın başladı; hızla yayılıyor

Okullarda salgın başladı; hızla yayılıyor
Güncelleme:

Son dönemde okullarda görülen el, ayak ve ağız hastalığında artış yaşanıyor. Hem velileri, hem de eğitimcileri uyaran Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Filiz Özdemir, hijyen kurallarının önemine dikkat çekti.

Güven Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünden Uzman Dr. Filiz Özdemir, el, ayak ve ağız hastalığının genellikle kreş ve ilkokul çağındaki çocuklarda görüldüğünü belirterek, “Bu hastalık, çoğunlukla yaz ve sonbahar aylarında ortaya çıkıyor, ancak son dönemde okullarda artan vakalar, yayılmanın hızlandığını gösteriyor” dedi. Dr. Özdemir, hastalığın en yaygın belirtileri arasında yüksek ateş, boğaz ağrısı, el ve ayaklarda döküntü ve ağız içinde yaralar bulunduğunu ifade etti. “Bu belirtiler genellikle hafif seyretse de çocuklar arasında hızlı bir şekilde bulaşabiliyor” diye konuştu. Hastalığın yayılmasında okul tuvaletleri ve ortak kullanılan alanların önemli bir rol oynadığını vurgulayan Dr. Özdemir, “Özellikle ortak alanlar hijyen açısından dikkat edilmediğinde hastalığın yayılması çok daha kolay oluyor. Çocuklar bu tür virüslerle temas ettikten sonra ellerini yıkamadan ağızlarına götürdüklerinde hastalık hızla bulaşabiliyor” dedi.

‘DOĞRU EL YIKAMA ALIŞKANLIĞI KAZANDIRILMALI’

Özdemir, el yıkamanın hastalıktan korunmada en önemli önlem olduğunu belirtti ve ailelere çocuklarına doğru el yıkama alışkanlığı kazandırmalarını tavsiye etti. Dr. Filiz Özdemir, okul yönetimlerine de büyük görevler düştüğünü belirterek, “Okul yönetimlerinin, tuvaletlerin ve ortak alanların hijyenine büyük önem vermesi gerekiyor. Bu alanların düzenli olarak dezenfekte edilmesi, hastalığın yayılmasını önlemek için çok önemli” diye konuştu. Özdemir, çocukların hastalık belirtileri göstermesi halinde mutlaka okula gönderilmemesi gerektiğini de hatırlatarak, bu şekilde bulaşmanın önlenebileceğini vurguladı.

El, ayak ve ağız hastalığının genellikle hafif seyrettiğini ancak bağışıklık sistemi zayıf çocuklarda ve bebeklerde daha ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirten Dr. Özdemir, “Aileler, çocuklarının hastalık belirtilerini dikkatle izlemeli ve herhangi bir şüphe durumunda bir sağlık kuruluşuna başvurmalı” dedi.

Son dönemde okullarda görülen el, ayak ve ağız hastalığında artış yaşanıyor. Hem velileri, hem de eğitimcileri uyaran Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Filiz Özdemir, hijyen kurallarının önemine dikkat çekti.

EL AYAK AĞIZ HASTALIĞI NEDİR?

El, ayak, ağız hastalığı genellikle 2-10 yaş arasındaki çocukları, özellikle de  5 yaşın altındaki çocukları etkileyen ancak bazen yetişkinlerde de görülebilen yaygın bir viral hastalıktır. Hastalık sıklıkla yaz ve sonbabaraylarında görülmekte olup, küresel ısınma ile mevsim özelliklerin değişmesiyle beraber, hastalığın görüldüğü mevsim de değişiklik göstermektedir

El, ayak, ağız hastalığı tüm dünya ülkelerinde görülmekle birlikte tropikal bölgelerde ve düşük hijyenli bölgelerde daha şiddetli seyretmektedir.

El, ayak ve ağız hastalığına enterovirus cinsi virüsler neden olur. Hastalık en sık enterovirüs 71 veya koksaki virüs A grup 16 ile meydana gelir

BELİRTİLERİ NELERDİR?

El, ayak ve ağız hastalığı genellikle ateş (38-39 derece) , iştahsızlık, belli belirsiz bir kırıklık hali ve boğaz ağrısı ile başlar. Karın ağrısı ve öksürükte olabilir. Ateşin başlamasından 1-2 gün sonra, ağızda herpanjina adı verilen ağrılı, içi su dolu döküntüler meydana gelir. Döküntüler genellikle ağızın arka kısmında küçük kırmızı lekeler olarak başlar, daha sonra içi su dolu kabarcıklar haline gelir ve sıklıkla kabuğu patlayarak ülserleşir. Deri döküntüleri ise 1-2 gün sonra gelişir. Ayak tabanı ve ellerde avuç içinde düz kırmızı noktalar halinde başlayan döküntüler, daha sonra su toplar. Bazen döküntüler dizlerde, dirseklerde, kalçada veya genital bölgede de oluşabilir. El ve ayaklardaki döküntüler genellikle 5-7 gün içerisinde kendiliğinden iyileşir.

Özellikle küçük çocuklar ağızlarındaki ağrılı yaralar nedeni ile su içmekte zorlanabilir ve dehidratasyon oluşabilir.

Her ne kadar adı El-Ayak-Ağız Hastalığı da olsa her zaman tüm bu alanlarda döküntü görülmeyebilir. Sadece ağız yaraları veya sadece deride döküntüler şeklinde gelişebilir.

NASIL BULAŞIR?

Solunum yoluyla, tükürükle, yakın temasla ve dışkı yoluyla bulaşabilir. Yazın havuz sezonunun açılması ve enfekte havuz sularının yutulması ise ayrı bir risk oluşturmaktadır. Yoğunlaşan virüslerle hastalık salgına da dönüşebilmektedir. Bu nedenle anne ve babalara, çocuklarına ellerini sık sık yıkama alışkanlığı kazandırmaları konusunda büyük görev düşmektedir

TANISI NASIL KONULUR?

Alınacak ayrıntılı bir hastalık öyküsü ve fizik muayene, ağızda, ellerde ve ayaklarda karakteristik döküntüler, genellikle hastalığın teşhisi için yeterlidir. Aftöz stomatit, su çiçeği, eritema multiforme ve herpes simplex gibi hastalıklarla ayırıcı tanısı yapılmalıdır. Genellikle, hiçbir laboratuvar çalışması gerekmez. Lökosit sayısı 4000-16,000 / ml arasındadır. Bazen, atipik lenfositler mevcuttur. Son çalışmalar, C-reaktif protein (CRP) ve açlık kan şekerinin şiddetli vakalarda hafif vakalara oranla anlamlı olarak daha yüksek olduğunu göstermektedir. Virüsün bulunması muhtemel alanlardan ( burun-boğaz sürüntüsü, gaita, döküntü sıvıları..) alınan numunelerde PCR yöntemi ile virüs izole edilebilir veya kanda hastalığa sebep olan virüslere (coxackie, enterovirüs..) karşı oluşan antikor (bağışıklık sistemi yanıtı) tespit edilebilir.

TEDAVİSİ NASILDIR?

Hastalığın spesifik bir tedavisi ve aşısı yoktur. Hasta kişilerin şikayetlerine yönelik ve varsa komplikasyonlara yönelik tedaviler uygulanabilir.

KORUNMA YOLLARI NELERDİR?

Hasta bireyler ile temastan kaçınarak ve bazı temel temizlik kurallarına dikkat ederek hastalıktan korunulabilir.

  • Eller özellikle tuvalet kullanımı sonrası veya bez değiştirdikten sonra, yemek hazırlamadan veya yemekten önce mutlaka su ve sabunla yıkanmalıdır.

  • Oyuncaklarda dahil olmak üzere kullanılan tüm malzemelerin yüzey temizliğine dikkat edilmelidir.

  • Hastalarla yakın temastan (öpüşme, sarılma gibi…) ve ortak tabak bardak kullanımından kaçınılmalıdır.

  • Ellerin sık sık yıkanması, kirli ellerin ağza ve yüze sürülmemesi çok büyük önem taşır.

  • Bulaşıcı olduğundan el-ayak-ağız hastalığına yakalanan kişilerden uzak durulması gerekir.

  • Ortak yaşam alanlarını sık sık havalandırarak içeri temiz hava girmesini sağlamak gerekir.

  • Okul ve kreşlerde ortam yüzeylerinin günlük temizliği sağlanmalıdır.

  • El-ayak-ağız hastalığına karşı en etkili yöntem hijyendir. Gerekli hijyen ve temizlik kurallarına uyulması durumunda el-ayak-ağız hastalığı riski azalır.  El, ayak, ağız hastalığı ile ilgili, Halk Sağlığı Müdürlükleri tarafından, ihtiyaçlar doğrultusunda sağlık personeline ve halka yönelik eğitimler planlanmakta ve uygulanmaktadır.

 

DHA