Medikal Estetik Güzellik Endüstrisinde Devrim Yarattı
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlMedikal estetiğin kapsamına, insanların kozmetik görünümünü iyileştirmeyi amaçlayan tedaviler girer.
İnsanlar gençliklerini ve güzelliklerini korumak için etkili çözümler sunan medikal estetik prosedürlere giderek daha sık başvurmaktadır. Yaşlanma belirtilerinin ortaya çıkmaya başladığı yaş grubuna dahil olanlara kıyasla genç nesil de medikal estetik prosedürlere çok yatkındır. En popüler tedaviler arasında botox, lipoliz, PRP, mezoterapi ve dolgu yer alıyor. Uzm. Dr. Şafak Göktaş, heyecan ve umut verici yaşlanma karşıtı çözümler arayan farklı yaş gruplarındaki kişiler için en etkili ve uygun medikal estetik prosedürleri başarılı bir şekilde uyguluyor. Hastanın ihtiyacına göre belirlediği prosedürlerle doğal, genç ve göz alıcı bir görünüme kavuşulmasında önemli bir rol oynuyor.
Düzenli diyete ve spor aktivitesine rağmen inatçı yağ birikintilerinin giderilmesinin mümkün olmadığı bölgeler vardır. Bu sözde sorunlu bölgeler inatçı yağlar nedeniyle çoğu zaman kişide görünümünden memnun olmamaya ve öz güven kaybına neden olur. Genellikle çok sınırlı olan bu alanlara liposuction uygulanması önerilmez. Lipoliz ise hedeflenen vücut modülasyonu için ideal bir alternatiftir. Sonuç elde edilene kadar yaklaşık 6 hafta kadar süren yağ giderme etkisi, özellikle gereksiz yağ depolarını parçalayan kimyasal işlemden kaynaklanır. Yağ hücreleri bir kez parçalandıktan sonra yenilenmez. Bu nedenle lipoliz enjeksiyonu ile uygulama bölgesindeki yağ birikimlerinin kalıcı olarak azaltılması ve etkili sonuçlar elde edilmesi mümkündür.
Lipoliz Kilo Verme Yöntemi Değildir
Lipoliz etkili bir vücut şekillendirme prosedürüdür. Lokal olarak sınırlı, inatçı yağ birikintilerini etkili ve sürdürülebilir bir şekilde ortadan kaldırabilir. Ancak tüm avantajlarına rağmen lipoliz, kilo verme amacıyla kullanılabilecek bir yöntem değildir. Genellikle küçük ve orta büyüklükteki yağ birikintilerinin başarılı bir şekilde tedavi edilmesi için lipoliz tercih edilir.
Bir zayıflama yöntemi olarak düşünülmemesi gereken lipoliz genellikle normal kilosunda ancak vücudunda sorunlu yağ bölgeleri olan kişiler için uygundur. Prensip olarak genel sağlık durumu yerinde olan her hasta için uygun olan lipoliz prosedürü; kan pıhtılaşma bozuklukları, soya ürünlerine alerji, gebelik, karaciğer hastalığı, kardiyovasküler hastalık gibi sorunlar yaşayan kişilere uygulanamaz.
Lipoliz tedavisi ayakta tedavi kapsamında yer alan basit ve ağrısız bir işlemdir. Tedavi edilmek istenilen bölgenin detaylı bir şekilde analiz edilmesinden sonra uygulama bölgesi belirlenir ve analiz edilir. Soya bitkisinden elde edilen fosfatidilkolin aktif maddesini içeren solüsyon eritilmek istenilen yağ dokusuna enjekte edilir. Enjeksiyondan sonra ultrason yardımıyla masaj yapılır ve solüsyon uygulama bölgesine eşit bir şekilde dağıtılır.
Tedavi edilen bölgede enjeksiyondan sonra şişlik ve bazı hastalarda hafif morarma görülebilir. Bu etki birkaç gün sonra kendiliğinden azalır. Dekonjestan etkinin hızlandırılması için tedavi edilen bölgeler terapiden sonra soğutulabilir. Tedavinin neden olabileceği geçici ve hafif şiddetli rahatsılıklara karşın lipoliz prosedürünün riski ve yan etkisi çok azdır. Ayrıca enjekte edilen solüsyondaki aktif bileşen vücut tarafından son derece iyi şekilde tolere edilebilmektedir. Lipoliz tedavisinden sonra hafif şişlik, ciltte kızarıklık, minik hematomlar, hassasiyet ve kaşıntı görülebilir. Geçici olan bu semptomlar basit ağrı kesiciler kullanılarak giderilebilir.
Lipoliz enjeksiyonundan yaklaşık 3 hafta sonra etkiler görülmeye başlansa da nihai değerlendirme 6-8 hafta sonunda yapılmalıdır. Lipoliz tedavisinden sonra hasta günlük yaşantısına kaldığı yerden devam edebilir. Ancak ilk hafta solaryum, sauna, yüzme havuzu ve fiziksel efor gerektiren diğer spor aktivitelerinden kaçınılmalıdır. Aynı şekilde tedavi sonrası erken dönemde uzun araba ve uçak yolculuklarından uzak durulmalıdır. Tedavi bölgesinde sıkı, basınç uygulayacak giysiler kullanılmamalı ve diğer mekanik baskılardan kaçınılmalıdır. Tedavi edilen bölgelere gereksiz yere dokunulmamalı, iterek ve bastırarak sürekli kontrol edilmemelidir.
Yüz Bölgesi Botoks Uygulamaları
Yüzdeki yaşlanma belirtilerinin henüz oluşmadan önlenmesi ya da oluşan belirtilerin giderilmesi böylece genç görünümün korunması amacıyla medikal estetik bir prosedür olan botoks kullanılır. Zaman içinde ciltte ortaya çıkan mimik kaslarının kullanımının sonuçları ve yaşlanma belirtileri botoks enjeksiyonu sayesinde ameliyatsız bir şekilde tedavi edilebilir.
Cilt dokusunda bulunan kolajen, elastin ve hyaluronik asit miktarı zaman ilerledikçe azalır. Bunun sonucunda yüzün belirli bölgelerinde kırışıklıklar ve hacim kayıpları ortaya çıkar. Kırışıklıkların ve hacim kayıplarının sonucunda sarkmalar görülür. Buna ek olarak aşırı kilo alıp verme ve birtakım medikal rahatsızlıkların sonucu olan tıbbi etkenler nedeniyle de ciltte deformasyonlar oluşabilir.
Yaşlanmaya ve diğer etkenlere bağlı olarak yüzde ortaya çıkan kırışıklıklar ve çizgiler botoks enjeksiyonuyla kısa bir süre içinde giderilebilir. Estetik cerrahinin yanı sıra tıbbın birçok farklı alanında da kullanılan botoks prosedüründe Clostridium Botulinum bakterisinden elde edilen protein ayrıştırılarak ulaşılan Botulinum toksini kullanılır. Botulinum toksininin toz halinde bulunan ana maddesi uygulama yapılacak olan alanın sayısına ve kırışıklık seviyesine bağlı olarak belirli bir miktar serum fizyolojik ile karıştırılır. Aşı haline getirilerek enjekte edilir. Böylece uygulama bölgesindeki kasların hareket etmesini sağlayan sinir sisteminde asetilkolinin salınımı engellenir. Böylece kırışıklıklar tedavi edilirken yeni kırışıklıklar oluşmaması için de gereken önlemler alınmış olur.
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol