Koronavirüs aşısı için tarih verildi: ''90 gün !''

Koronavirüs aşısı için tarih verildi: ''90 gün !''
Güncelleme:

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, Çin'in Vuhan kentinden dünyaya yayılan koronavirüs salgınıyla ilgili yeni gelişmeleri paylaştı. Müftüoğlu, koronavirüs aşısının 90 gün içinde kullanıma hazır olabileceğini belirtti.

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, NTV'de 'Koronavirüs aşısı yakında elimizde olabilir' başlığıyla yayımlanan yazısında "İsrail Bilim ve Teknoloji Bakanı Ofir Akunis'e göre İsrailli bilim insanları, koronavirüs aşısını geliştirmenin eşiğindeler. Her şey yolunda giderse, birkaç hafta içinde aşı kullanıma hazır hale gelebilecek. Yasal süreçler ve diğer aşamalar da dikkate alınırsa, aşının 90 gün içinde kullanıma hazır olması mümkün" bilgisini aktardı.

Müftüoğlu şöyle devam etti:

"İsrail'de araştırma merkezi MIGAL, daha önce tavuklardaki 'infeksiyöz viral bronşit'e karşı geliştirilen aşının, mevcut koronavirüse karşı da kullanılabileceğini açıklamıştı. MIGAL biyoteknoloji araştırma grubu başkanı Dr. Chen Katz, “Umarım birkaç hafta içinde aşı, hazır olacaktır" açıklaması yaptı. Bence yeni bir haftaya başlarken harika bir haber bu. 

Musibet mi nasihat mi?

Her atasözü yüzlerce yıllık tecrübelerin özeti, ortak aklıdır. Onlardan biri daha koronavirüs saldırısı sayesinde yeniden teyit edildi: "Bir musibet bin nasihatten evladır!"

Mesele şu: Mikrobik hastalıklardan hatta bedenimize ağız, burun yolu ile giren pek cok toksin ve kimyasaldan korunmanın en etkili ve ucuz yolu elleri temiz tutmak, hemen her fırsatta -tabii ki takıntı haline getirmeden- yıkamaktan geçiyor. El temizliği meselesi koronavirüs bulaşmasında da en etkin korunma şekli. Farkında değiliz ama sadece dakikalarla ölçülecek kadar kısa bir zaman aralığında en az 20-30 defa ellerimizi yüzümüz, burnumuz, ağzımız ile buluşturuyoruz. Çevreden elimize bulaşan mikrop ve toksinleri işte bu temaslarla ağzımızla, burnumuzla bedenimize sokuyoruz.

İşte bu nedenle el temizliği en etkili hijyenik yaklaşımlardan biri. Koronavirüs korkusu konunun önemini bir defa daha gündeme getirdi. Hatırlatalım: Elleri sık sık temizlemek ve bu işi 1-2 saat aralıklarla tekrarlamak bu günlerde çok ama çok önemli. Tavsiyem, ellerinizi en az 30 saniye, mümkünse bileklerinizden bile değil, dirseklerinizden itibaren bol sabunlu su ile iyice ovarak yıkamanız ve 'el temizliği' meselesini daima gündemde tutmanızdır. 

Evde ve işte koronavirüs önlemleri 

Elimizde ne yazık ki henüz koronavirüse karşı etkili bir ilaç yok. Yakın bir sürede de muhtemelen olmayacak. Bu nedenle korunma meselesi bir numaralı silahımız. Kişisel temizlik, beslenme, uyku ve diğer bildik yöntemler, bu salgından korunmada son derece etkili. Ağız, burun, boğaz bölgesi virüs için en önemli yerleşme, bulaşma ve bedene giriş alanları. Özellikle bu bölgelerin korunması en mühim nokta. Sık tekrarlanan ağız, boğaz temizlikleri, doğru ve dozunda yapılan (abartmadan) tuzlu veya tuzsuz su gargaraları kanaatime göre çok faydalı.

Peki ya diğer detaylar? Kısacası bugün de ana konumuz koronavirüs savunması. Buyurun.

Nasıl beslenelim?

Yalnızca koronavirüslere değil, diğer mikroplara karşı da en etkin gücümüz hiç kuşku yok ki bağışıklık sistemimiz. Sistemin en çok ihtiyaç duyduğu şeylerin başında protein zengini besinler var. Hayvansal ürünlerden sakatat, süt ürünleri, deniz ürünleri, yumurta (tabii ki iyice pişirerek), bitkisel besinlerden bakliyat ve kuruyemişler en etkili protein kaynaklarımız. Ama bize sadece protein yetmiyor. Bağışıklığın gücüne güç katan antioksidanları, vitamin ve mineralleri de (taze sebze ve meyveleri, tam tahıllıları, baharatları) her zamankinden daha düzenli yiyip içmemiz lazım. Özellikle sülfür ve terpen zengini sebzeler (lahana, karnabahar, soğan, sarımsak, turp, tere, roka, nane, fesleğen ) antosiyanin deposu koyu kırmızı, mor, siyah renkli sebze ve meyveler işe yarayabilirler. Propolisin antiseptik ve antioksidan gücü de akılda tutulmalı... 

Bir takviye lazım mı?

Hemen herkes “Bağışıklığım güçlü olsun" diyerek destek hapları peşinde. Kimi probiyotik, propolis, kimi C ve D vitamini, kimi de bitkisel çözümlerde çare arıyor. Kısacası bağışıklık destekleri neredeyse yok satıyor. Bu listeye daha önceki yayınlarda etkili olabilecekleri anlaşılan şu antioksidanlar da eklenebilir:

  • Selenyum
  • Çinko
  • Alfa Lipoik Asid
  • N Asetil Sistein

NOT: Bu antioksidanların özellikle solunum yolu mukozasının korunmasında ve akciğerlerde krize, solunum yetmezliğine sebep olan iltihabi yanıtların azaltılmasında etkili olabileceklerini düşündüren bilimsel veriler var. 

Yılgınlık ve panik yok

Koronavirüs meselesi önemli. Tamam ama 'enseyi bu kadar karartmanın' ve neredeyse bir tür yılgınlık ve panik duygusu denizinde boğulma hali yaşamanın da bir anlamı yok. Nedeni şu: Hem Dünya Sağlık Örgütü, hem de ülkemizdeki uzmanlar, eldeki ilaçlarla bile (klorokin ve oseltamivir) oldukça iyi neticeler alındığını, diğer bazı antiviral ilaçlar ile de ümit veren neticelere ulaşıldığını açıkladılar. 

Kolonya işe yarar mı?

Yarar! Sadece kolonya değil yüzde 60 ve üzerinde alkol içeren her türlü çözelti virüsü yok edebiliyor. Alkol içeren ıslak mendiller ve antiseptikler de zaten bu nedenle öneriliyor. Şüpheli her temastan sonra sıkı bir el yıkama ve mümkünse kolonya ya da başka bir dezenfektandan faydalanmak etkili bir önlem. 

İyileşenler daha fazla

Dün konuştuğum bir enfeksiyon hastalıkları hocamız da benimle aynı fikirde. Korkuyu abartmayalım. Koronavirüsten iyileşenlerin sayısının ölenlerden çok daha fazla olduğunu unutmayalım."