Kanser tedavisinde umut veren adım

Merkezi sinir sistemine yayılmış olan kanseri tedavi etmek oldukça zordur. Ancak Los Angeles Kaliforniya Üniversitesi’ndeki (UCLA) araştırmacılar merkezi sinir sistemine yayılmış olan kansere ulaşmak ve tedavi etmek için kan-beyin bariyerini kıran bir ilaç dağıtım sistemi (nano kpsül) geliştirdiler.
 
Farelerde yapılan araştırmada, bilim insanları tarafından geliştirilen bir nano ölçekli kapsülün içindeki tek bir doz kanser ilacı, hayvanların merkezi sinir sistemine metastaz (kanserli hücrelerin salgıladığı enzimle etrafındaki kapsülü eriterek damarı geçmesi ve vücudun herhangi bir yerinde tekrar yerleşip çoğalabilmesi) yapan tüm B hücreli lenfomayı (kanserli hücreyi) yok etti.
 
Tüm kanserlerin yaklaşık yüzde 15 ilâ yüzde 40'ı sinir sistemine yayılır, ancak çok az tedavi seçeneği vardır ve bunlar sadece az sayıda hastada işe yarar. Tedavilerin etkisiz olmasının bir nedeni, zararlı hücrelerin beyne girmesini önleyen doğal bir savunma sistemi olan kan-beyin engelinin, birçok ilacı bloke etmesi ve merkezi sinir sistemine yayılmış kansere ulaşmasını engellemesidir.

Kansere en dirençli kan grubu belli oldu

Bilim insanları, kanser ilaçlarını merkezi sinir sistemine taşıyabilecek bir taşıyıcı oluşturmak için bir nanometre veya bir metrenin milyarda biri ölçekte bir kapsül ürettiler (Bir defter sayfasının kalınlığı yaklaşık 100 bin nanometre kalınlığındadır). Kapsül, 2-metakriloiloksietil fosforilkolin adı verilen bir madde ile kaplanarak, kan bariyeri tarafından engellenmesi olanaksız hale getirildi.
 
Araştırmacılar, kanserle savaşan ilaç rituximab'ı nanokapsüllere yükledi ve daha sonra bunları, kanserli hayvanların merkezi sinir sistemine uyguladı. Bilim adamları, tümörlerin dört aylık bir süre içinde nasıl büyüdüğünü veya küçüldüğünü takip ettiler.
 
İnsan deneklerde yapılan testler de dâhil olmak üzere ilave araştırmalar yapılmak üzere UCLA tarafından tasarlanan kapsülün, merkezi sinir sistemine yayılmış kanseri tedavi etmek için FDA tarafından zaten onaylanmış olan ilaçları taşımak için kullanılabileceği bildirildi.
 
Bu yaklaşımın sadece meme kanseri, küçük hücreli akciğer kanseri ve melanom gibi merkezi sinir sistemine metastaz yapan kanserler için değil, aynı zamanda birincil beyin tümörleri veya diğer beyin hastalıkları için de faydalı olabileceği açıklandı.