Türkiye'nin yerli otomobilinin ismi ne olacak ?

Türkiye'nin yerli otomobilinin ismi ne olacak ?
Güncelleme:

Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) Ceo'su Gürcan Karakaş Gebze'deki lansmanda marka isimlendirmesi ile ilgili olarak ''Bu markanın isimlendirme ve adlandırma sürecini önümüzdeki senenin ortasında tamamlamayı düşünüyoruz. Bunu yaparken hedef pazarlarımızla testlerimizi yaparak ilerleyeceğiz'' dedi.

Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) Üst Yöneticisi (CEO) Gürcan Karakaş, "Yeniliğe çıktığımız yolun aynı zamanda yeni bir lige de çıkmak olduğunun altını çizmek isterim." dedi.

Karakaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve pek çok devlet yöneticisinin katılımıyla Gebze'de bulunan Bilişim Vadisi'nde yapılan Türkiye'nin Otomobili Lansmanı'nda açıklamalarda bulundu.

Otomobili geliştirmek için çok doğru bir zamanda yola çıkıldığını anlatan Karakaş, otomotiv alanında dünyada oyunun kurallarının yeniden yazıldığını söyledi.

Otomobil kullanıcılarının beklentilerinin değiştiğini aktaran Karakaş, "Otomobil, akıllı bir cihaza dönüşmekte. Akıllı bir cihaza dönüşen otomobil yaşam alanı olarak kullanılabilmekte. Otonom gidebilen bir araç... Biz buna kısaca şöyle diyoruz: Cep telefonunun başına gelen otomotivin de otomobilin de başına gelecek." diye konuştu.

Karakaş, dünyada; sosyal, yasal ve teknolojik boyutta bazı mega trendlerin bulunduğunu ifade ederek, "zamanı doğru mu", "geç kalmadınız mı" sorusunun kendilerine çok sık sorulduğunu söyledi.
Otomotiv endüstrisinde yaşanan dönüşüm nedeniyle doğru bir zamanlama seçtiklerini aktaran Karakaş, şöyle konuştu:

"Otomotiv trendlerinden kısaca bahsetmek istiyorum. Otomotiv teknolojilerinde elektrikli araçların daha uzun menzilli, fiyat cazibesi açısından daha erişilebilir noktaya gelmesinden sonra nesnelerin interneti (IoT) ile bağlantılı otomobiller söz konusu. İnternetin otomobilde değil, otomobilin kendisinin internette olduğu bir dünyadan bahsediyoruz. Dolayısıyla şehirlerimiz de akıllandıkça, evlerimiz akıllandıkça, fabrikalarımız akıllandıkça otomobilimiz bir yaşam alanına dönüştü. Her bir şeyin iç içe girdiği, her şeyin bağlantılı olduğu bir alana dönüşüyor. Bu nedenle biz diyoruz ki doğru zamanda yola çıktık. Çünkü oyunun kuralları değişirken başarılı olmanın kuralları da değişiyor. Artık eskiden olduğu gibi büyükler değil, çevik olan, yaratıcı olan, iş birliği yapabilen ve kullanıcıyı faaliyetlerinin merkezine koyan şirketler, organizasyonlar başarılı olabiliyor."

"TÜRKİYE'NİN MOBİLİTE EKOSİSTEMİNİN ÇEKİRDEĞİNİ OLUŞTURMAK İSTİYORUZ"

Karakaş, yola çıkarken, fikri sınai mülkiyeti yüzde 100 Türkiye'ye ait olan, en güncel halde küresel bir marka yaratmayı hedeflediklerini söyledi.

Elektrikli araçlar dünyasındaki gelişmeleri değerlendirerek "doğuştan elektrikli" bir otomobil geliştirmek istediklerini anlatan Karakaş, "Sadece ülkemizde değil tüm dünyada otomobilimizi rekabet edebilir duruma taşımak istiyoruz... hedefimizin nihai kısmı da; biz 2022'nin ikinci yarısında piyasaya girdiğimizde Avrupa'nın küresel olmayan ilk SUV üreticisi olmak istiyoruz. İkinci hedefimiz, Türkiye'nin mobilite ekosisteminin çekirdeğini oluşturmak istiyoruz." dedi.

Gürcan Karakaş şöyle konuştu:

"Bir otomobilden fazlası' derken tabii ki biz de bir otomobille başlıyoruz. Önce konsepti geliştirmesi, üretimi, satış sonrası... Ama başından itibaren biz bu otomobili 2025'ten sonrası, akıllı cihazları düşünerek geliştiriyoruz. Elektrik-elektronik mimarisini şimdiden tasarlıyoruz. Dolayısıyla bu akıllı cihazlarımız akıllı şehirler içerisinde yeni çözümler üretebilen, artı, mobilite hizmetlerine baz oluşturabilen, veri tabanlı hizmetlerde iş imkanları sağlayan ve akıllı şebeke-şarj imkanlarıyla da daha fazla iş imkanı sunan bir sistemden bahsediyoruz."

Karakaş, "Nasıl başaracaksınız?" sorusunun kendilerine çok sorulduğunu dile getirerek, proje için yoğun bir mesai harcadıklarını kaydetti.

"Bu projeye başlamadan önce 18 şirketi inceledik." diyen Karakaş, "İyi yönleriyle, kötü yönleriyle. Neden başardılar, neden başaramadılar... Ve bu bağlamda 15 yıllık kapsamlı bir plan hazırladık ve hemen akabinde işinin ehli, işine adanmış, daha önce de dediğim gibi sadece bir akşama mahsus değildi biz aylardır heyecandan uyuyamıyoruz..." değerlendirmesini yaptı.

"BİZİM RAKİPLERİMİZ BÜYÜK ORGANİZASYONLAR DEĞİL, START UP'LAR"

Gürcan Karakaş, tüm faaliyeti müşteri, kullanıcı ve tüketiciyi ön planda tutarak yaptıklarını aktararak, şunları kaydetti:

"Bizim rakiplerimiz büyük organizasyonlar değil, start up-girişimci seviyesinde olan rakipler. O nedenle bizim de çevik bir organizasyon yapısına sahip olmamız gerektiğini düşünüyoruz. Tüm bunları yaparken ve küresel rekabetten bahsederken bizim dünyanın en iyileriyle çalışmaktan başka bir lüksümüz var mı? Yok. Dünyanın en iyilerini Türkiye'de bulduğumuz zaman Türkiye'de, henüz yoksa yurt dışından bularak know-how'ı transfer edene kadar beraber çalışıyoruz. Etrafımızda oluşturmaya çalıştığımız bu dünyanın en iyileri kimdir? Pazar ve müşteriden başlıyoruz. Hedef kitlemizi çok iyi bildiğimiz için araştırma şirketlerinde Türkiye'nin en iyilerinin Avrupa'nın da en iyileri olduğunu gördük. O şekilde başladık. İsimlerine girmemize gerek yok. Bize hala 'Siz ciddi misiniz? Sizin fabrika yapacak yeriniz var mı?' gibi sorular geliyor."
Aylardır Türkiye'deki yan sanayiciler ve tedarikçilerle beraber çalıştıklarına işaret eden Karakaş, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Şarj altyapısı ne durumda' konusunda bakanlıklarımızla beraber ortak çalışıyoruz. 2022 yılında Türkiye'nin şarj altyapısı sorununun çözüleceğine inanıyoruz. Buraya neden geldik? Bilişim Vadisi'ne neden geldik? Çünkü her şeyden önce Türkiye'deki otomotivin merkezi için Gebze-Kocaeli-Bursa... Oraya geldik. Fabrikamızı da çok yakınlara konumlandıracağız. Bilişim Vadisi'nde iş birliği olarak, girişimciler olarak ihtiyacınız olan altyapıyı bulduğumuz için de onlarla beraber Türkiye'nin mobilite ekosistemini burada kurup büyüteceğiz. Nelerde fark yaratacağız? Bizim farkımız ne olacak? Her şeyden önce biz ortaklık yapımızla bir ekosistem kurduk. Sıfır emisyon araçlar için sıfırdan başladık. Akıllı bir cihaz. Türk mobilite şirketi ilk defa Türkiye'de geliştiriliyor."

"SUV, BİR MARKA OLUŞTURMAK İÇİN DE EN UYGUN SEGMENT"

Karakaş, ürün gamında 15 sene içerisinde 5 model olacağını vurgulayarak, şu bilgileri verdi:

"İlk 2 senede SUV'la başlayıp, akabinde 18-24 ay içerisinde C segment sedanımızı getireceğiz. Bunların hepsini teknik olarak aynı platformda geliştireceğimiz için rekabetçi gücümüzü artıracağımızı düşünüyoruz. Neden SUV seçtik? Birincisi dünyanın en büyük segmenti. Türkiye'nin de önümüzdeki 5 senede büyüyecek en büyük segmenti. Şu anda yüzde 95'i ithal olan bir segment. Kullanıcılar tarafından en çok arzu edilen araç tipi. Aile için de uygun. Geniş ve konforlu. Bir marka oluşturmak için de en uygun segment olarak görüyoruz. Marka sürecini çok hızlı şekilde müşteri, hedef kitle ve profesyonel bir yaklaşımla araştırdık ve marka özümüzü tanımladık. Bunu yaparken müşterimizin bilinç altına indik, onların beklentilerini aldık. Müşterilerimiz; özgün, güçlü, özgüvenli, dönüşen-dönüştüren, samimi ve yenilikçi bir marka bizden bekliyor. Bu markanın isimlendirme ve adlandırma sürecini önümüzdeki senenin ortasında tamamlamayı düşünüyoruz. Bunu yaparken hedef pazarlarımızla testlerimizi yaparak ilerleyeceğiz."

"HIZSEVERLERİ RESMEN KOLTUĞA YAPIŞTIRACAĞIZ"

Karakaş, Türkiye'nin Otomobilinin özgün tasarıma değinerek, "Biz otomobilimize dışarıdan baktığımız zaman yalın ve prestijli, dinamik ve keskin, içerisine girdiğimiz zaman teknolojik ve yenilikçi, kültürümüzden ilham almış ögeleri barındıran bir tasarım çerçevesinde oluşturduk." diye konuştu.

Ürüne bakıldığında 200 beygir ve 400 beygirlik iki alternatifin olacağını ifade eden Karakaş, şunları kaydetti:

"Aracımızı arkadan itişli veya çift motor dört çeker olarak düşündük. 200 beygirli aracımız ile 7,6 saniyede, 400 beygirli aracımız ile 4,8 saniyede aranızdaki hızseverleri resmen koltuğa yapıştıracağız. 500 kilometre menzil ve hızlı şarj ile 30 dakikanın altında şarj imkanı sağlıyoruz. Akıllı bağlantı, yazılımların internet üzerinden güncellenmesi otomobilimizde standart olarak sunulacak. Aynı zamanda otonom sürüş seviyesi 3'e hazır bir teknoloji ile yola çıkıyoruz. En çok önemsediğimiz konulardan birisi sürüş güvenliği. Şimdiden 2022 yılında oluşacak teknik spesifikasyonlara hazırlanıyoruz. Bunu yaparken her türlü simülasyonları, öngörüleri başından itibaren düşünerek, ürün geliştirme sürecini de kısaltacak şekilde ilerliyoruz."

TÜRKİYE OTOMOBİLİ'NİN ENLERİ

Türkiye'nin Otomobilinin "en"lerine işaret eden Karakaş, "Segmentinde en uzun aks mesafesi olan otomobilden bahsediyoruz. En geniş iç hacme ve en yüksek performansa sahip olacak. Toplam sahip olma maliyetinde ise elektrikli araç olmanın verdiği avantaj ile en uygun araç olacak. 2022 yılında seri üretime başladığımızda bizim şirketimiz ödenmiş öz sermayesi en yüksek otomobil şirketi olacak." dedi.

Karakaş, teknoloji odaklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Teknoloji odağımızda özgün teknoloji var. Örneğin bataryasını sıfırdan geliştirdiğimiz, hiçbir yerden almadığımız, hiçbir yerden lisanslamadığımız tamamıyla bizim ihtiyaçlarımıza uygun bir teknoloji. Yetkinlik... Ülkemizde savunma sanayinde mükemmel mühendislerimiz var. Savunma sanayisindeki örneğin, bir helikopterin, uçağın modellemesini otomobilimize taşıdık. Otomobilimizin modellemesiyle bir sürü simülasyonu çok hızlı ve etkin şekilde yapabiliyoruz. Dönüşüm... Teknoloji ile beraber ilerleyerek ve gelecekteki tüketicinin ihtiyaçlarını düşünerek otomobilden fazlasını yapmak üzere dışarıda fuayede gördüğünüz, evinizdeki aletlerle bağlanabilen bir teknolojiden bahsediyoruz. Farklılaşma küçük teknolojilerle... Örneğin holografik asistan gibi, navigasyon sistemini ve ulaştırmadaki bazı bilgilendirme sistemlerini yerinden oynatacak sistemlerle farklılaşmak istiyoruz."

"DOĞRU YERDE YOLA ÇIKTIK"

"Türkiye'nin Otomobili' ne demektir?" sorusunu yanıtlamak istediğini vurgulayan Karakaş, "Her şeyden önce Türkiye'nin küresel bir markasıdır. Kararlarını bağımsız verebilen, direksiyonunda bizim oturduğumuz ve ekosistemini kendisi oluşturabilen bir şirkettir. Teknolojisini ülkemizin diğer teknolojileriyle birleştirerek bir sonraki seviyeye ulaşmasında liderlik, öncülük edebilecek altyapıyı ve uygulama alanlarını getirmektedir. Her şeyden önemlisi fikri sınai mülkiyet haklarının yüzde 100'ü Türkiye'ye ait olan bir otomobil demektir. Doğru zamanda doğru yola çıktığımızı söylemiştik, aynı zamanda 'Doğru yerde mi yola çıktınız?' diye sorarlar. Evet. Yetkinliklerimize, pazarımıza baktığımızda 'Doğru yerde yola çıktık' diyoruz. Yeniliğe çıktığımız yolun aynı zamanda yeni bir lige de çıkmak olduğunun altını çizmek isterim." şeklinde konuştu.