Müge Anlı hakkındaki suçlamalara cevap verdi
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlAleyna Çakır'ın ölümünde şüpheli sıfatıyla ifade veren Ümitcan Uygun'un annesinin ölü olarak bulunmasının ardından ailenin Müge Anlı’yı suçlamıştı. Anlı hakkındaki suçlamalara cevap verdi.
Aleyna Çakır’ın ölümünün şüphelisi olarak kamuoyuna yansıyan Ümit Can Uygun’un annesi Gülay Uygun ormanlık alanda intihar etti. İntihar sonrası aile durumdan Müge Anlı’yı suçlarken Uygun’un eşi karısının intihardan önce “Benim ölüm nedenim Müge Anlı’dır” notu yazdığını iddia etti.
Aleyna Çakır'ın şüpheli ölümüne ilişkin yayınlar yapan televizyoncu Müge Anlı, Çakır'ın ölümünde şüpheli olarak değerlendirilen Ümit Can Uygun'un annesi Gülay Uygun'un ölümünden kendisinin sorumlu tutulması hakkında açıklamada bulundu. Anlı, "Bu bir yıldırma politikası. Bu ne demek; bu işlerin peşini bırakın demek. Bırakmayacağız!" dedi.
Aleyna Çakır'ın ölümü ile ilgili bir televizyon kanalındaki programa canlı olarak katılan kişi, anne Gülay Uygun'un, "yurtlarda kalan kız öğrencileri kötü yola düşürdüğünü" iddia etmişti. Uygun dün gece ormanlık alanda başından vurulmuş halde bulundu.
Anlı'nın açıklamalarından satır başları şöyle:
-Ben çok üzlüdüm ne yalan söyleyeyim. Aleyna Çakır'ın ölümünü işlerken biliyorsunuz, (Ümitcan Uygun'un) annesi hakkında bir iddia ortaya atıldı. Aslında biz o iddiaya ekrana bile taşımadık. Yayına vermedik, kestik. "Yurt annesi" olduğu iddia edilen Ümitcan Uygun'un annesi hakkında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bir soruşturma başlatmıştı. Dün bunun bilgisini size vermiştim.
-Ben hanımefendinin ne vazifede bulunduğunu bilmiyordum. Aile fertlerinden biri kızları pazarlamakla suçlanıyor. Bununla ilgili mekan sahibi de dahil olmak üzere ifadeler ve görgü tanıkları var. Aile fertlerinden biri de devletin çocukları, genç kızları koruduğu bir yuvada çalışmış, daha sonra da engelliler ile ilgili çalışmaya devam ediyor. Aslına bakacak olursanız dünyanın neresinde olursa olsun zaten soruşturma başlatılırdı. Soruşturma başlatılması senin suçlu olduğun anlamına gelmez.
-İddialara göre, hanımefendi dün evden çıkıyor, bir akrabasına gidiyor. Kendisinden haber alınamıyor. Daha sonra ormanlık alana giderek şüpheli şekilde tek el silahla vurularak ölmüş olarak bulunuyor. Yapılan ilk tespitlere göre bu bir intihar ama olay yeri fotoğraflarına bakınca çok enterasan şeyler var. Hanımefendi ormanlık alana giderek intihar etmeyi düşünüyor ama ağzından maskesini de çıkarmıyor. Elinde poşetler... "
-Ben öncelikle baş sağlığı diliyorum. Söylenenlere göre 2 gün sonra ifadesi alınacaktı. Hanımefendi ne oluyor da konu onun üzerinde değilken şüpheli şekilde hayatını kaybediyor.
-Aslında beklenen oldu. Aleyna'nın ailesinin buraya geldiği ilk günden beri hem ATV hem ben, ailem, tüm konuşanlar tehdit ediliyordu. Bununla ilgili de elimde bir takım belgeler, yazışmalar var.
-Bu olayın ardından da yine suçlu olan ben oldum. Suçlamaları kabul etmiyorum, ben gazeteciyim kimsenin tarafı değilim. Ne hanımefendinin adını ne de fotoğrafını vermişim. Yapılan röportajları da hatta yayınlamadım kurumların zarar görmemesi için. Ben tarafsızım."
-Ne söylerseniz söyleyin ben bu yoldan da dönmeyeceğim Allah izin verdiği sürece. Kim tehdit ederse etsin benim için önemli olan Aleyna'nın ve onunla beraber ortaya çıktı ki onlarca genç kızın şantajla tehditle kötü yollara sürüklenmesi doğru bir şey değildir ve cezalandırılması gerekir. Başka Aleynalar ölsün istemiyoruz. Bu bir yıldırma politikası. Keşke olmasaydı, keşke hanımefendi hayatta olsaydı.
- Sosyal medyada bir hesap açılıyor. İddiaların ardından intihar etti deniliyor. O zaman herkes intihar etsin. Siz de benim hakkımda Allahsız demişsiniz. O zaman ben de gideyim intihar edeyim. Böyle bir şey var mı? Bu ne demek; bu işlerin peşini bırakın demek. Bırakmayacağız
NE OLMUŞTU?
Anlı'nın bir haftadır ATV'de yayımlanan programında işlediği konuyla ilgili, 15 Eylül Salı günü Ankara'dan bir kişi canlı yayına bağlandı ve şunları söyledi:
"Bizim burada yaklaşık 10 ay evvel bir düğün oldu. Düğüne gittik. Sonradan Ümit geldi, arkasından 6 tane 19 en fazla 21 yaşlarında kız geldi. Benim yanımda da Ümit'in annesi oturuyordu. Yanına gelen o kızlar 'Yurt anne' diyerek seslendi. Sordum 'neden yurt anne diyorsunuz?' diye. 'Bizim yurtta çalışıyor, o yüzden' dediler. 'Okuyor musunuz?' diye sordum, hani yurttan çıktıkları için. 'Hayır, yurt anne bizi 18 yaşından sonra alıp ev açıyor. İşe sokma adıyla götürüyor, oğlu…"
Yayına bağlanan kadının sesi burada programın yapımcıları tarafından kesildi.
Gülay Uygun'un, bir 'engelsiz aile yaşam ve rehabilitasyon merkezi'nde çocuk eğitmeni olarak çalıştığı belirtiliyor.
17 Eylül Perşembe günü Müge Anlı, konuyla ilgili soruşturma açıldığını; yaklaşık 20 kişinin de benzer iddialarda bulunmak için yayına bağlanmak istediğini; bu kişilerin ifadelerinin de soruşturmaya dahil edileceğini söyledi:
"Yayınımıza bağlanan kişilerle ilgili kanalımıza talepte bulunuldu. Kimliklerinin gizli kalması şartıyla bilgiyi paylaşacağımızı ifade ettik."
Programa çok sayıda video ve fotoğraf gönderilerek bu iddianın tekrarlandığını belirten Müge Anlı, "Gündeme gelen iddialar üzerine Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da soruşturma başlattı çok hızlı bir şekilde. O videoları da müfettişimize ulaştırdık" dedi.
Ancak iddialarla ilgili Gülay Uygun henüz ifade vermemişti, perşembe günü açıldığı belirtilen soruşturma kapsamında teyit edilmiş bir bilgi olup olmadığı da bilinmiyor.
Seçiniz...
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol