''Dün Erdoğan'ı izlerken içim çekildi, hatta kanım dondu''

''Dün Erdoğan'ı izlerken içim çekildi, hatta kanım dondu''
Güncelleme:

Korkusuz Gazetesi yazarı Can Ataklı, Erdoğan'ın Gezi düşmanlığının devam eden sözlerini köşesinden değerlendirdi. Erdoğan'ın sözlerini böyle eleştirdi.

Korkusuz Gazetesi yazarı Can Ataklı, AK Parti'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Gezi Parkı Davası'na beraat verilmesini eleştirmesini köşesinden değerlendirdi.

Bu kadar öfke ve nefretle nereye?
Lafı hiç çevirmenin alemi yok.

Dün AK Parti Meclis gru­bunda Erdoğan’ı izlerken içim çekildi, hatta kanım dondu desem yeridir.

Erdoğan, siyasette gerilimi çok seviyor.

Kendinden olmayanları “hain, terörist, alçak, darbeci” gibi sözler­le tanımlamaktan da hiç çekinmiyor.

Ama dünkü konuşma çok farklı.

Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin “bir numaralı” ismi, yargı kararı üzerinden inanılmaz bir nefret ve öfke saçtı.

“Cumhurbaşkanı” partisinin gru­bundaki konuşmasında Gezi direnişi sonucu açılan davada yargıla­nanların beraat etmesine şiddetle karşı çıkarak bir taraftan yargıyı suçlarken, diğer taraftan Gezi’yi karalayan, aşağılayan sözler söyledi ve bunları da muhalefete ama özellikle CHP’ye bağlamaktan çekinmedi.

Erdoğan, Gezi olayları ile ilgili daha önce de çok sert konuşmalar yapmıştı.

Gezi’ye katılan milyonlarca insanı rencide eden beyanlarda bulunmuştu.

AK Parti’li trollerin çıkardığı kimi yalanları da savunmaktan geri dur­mamıştı.

Camilere ayakkabı ile girildiğini, içki içildiğini, kız­larla erkeklerin uygunsuz hareketler sergilediğini söylemiş ve bunun belgelerini de “bir-iki gün içinde” kamuoyu ile paylaşacaklarını iddia etmişti.

Aynı şekilde üstü çıplak, deri giysili kişilerin sırf türbanlı olduğu için on binlerce kişi içinde bir kadını hırpaladıklarını, üzeri­ne çişlerini ettiklerini de söylemek­ten çekinmemişti.

Ancak dünkü konuşma çok farklı.

Gezi direnişinin üzerinden tam 7 yıl geçmiş.

Mahkeme sadece 16 kişi hak­kında dava açmış, bu dava da önceki gün sonuçlanmış.

Mahkeme, savcının üçü için ağır­laştırılmış diğerleri için 16’şar yıl hapis istediği sanıkların beraatına karar verdi.

Erdoğan’ın öfkesi bu karara.

AK Parti Genel Başkanı’na göre Gezi olayları hükümeti devirmeye yönelik bir ayaklanma, bir darbe girişimi.

Ama unuttuğu bazı şeyler var.

Birincisi, cumhurbaşkanının en önemli sorumluluklarından biri ülkede adaleti kurma ve korumadır.

Elbette cumhurbaşkanı da olsa mah­keme kararlarını eleştirebilir ama dünkü konuşmasındaki gibi değil.

Dünkü konuşma bir yargı kararı­nı eleştirmekten çok öte, kin ve nefret duygularını öne çıkaran toplumun belli kesimlerini tah­rik ve teşvik eden biçimdeki bir konuşmaydı.

Ayrıca Gezi üzerinden 7 yıl geçmiş. O günler belki çok hararetli olsa bile Erdoğan’ın iddia ettiği hedeflerin hiçbiri gerçekleşmediği gibi, geçen süre içinde hiç kimsenin aklına benzer bir eyleme kalkışmak da gelmemiş.

O halde bütün televizyonların canlı yayınlamasından da yararlanarak adeta bir yara kabuğunu acımasızca deşmeye kalkar gibi bu kadar öfke sergilemenin bu ülkeye bir yararı olabilir mi?

Ama en önemlisi, beğenilmeyen yargı kararları en üst düzeyden ve bu kadar öfke, şiddet ve kin ile eleştirilecekse bu ülkede adaleti sağlamak artık asla mümkün olamaz.

Erdoğan’ın son günlerdeki haline dünkü konuşmasını da ekleyince söyle­yecek tek cümle buluyorum aslında.

“Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete.”

NOT: Erdoğan’ın “Gezi olaylarını yapanları affettirmeye kalktılar” sözleri de dehşet. Muhtemelen tem­yizin bu kararı bozacağını haber verdi şimdiden."

Can Ataklı'nın köşe yazısına gitmek için tıklayınız