"Çizginin Medyadaki Önemi"

"Çizginin Medyadaki Önemi"
Güncelleme:

Karikatürist Kadıoğlu:- "Çizgi romanın altın, gümüş, bronz ve modern çağı olmuştur"

İSTANBUL (AA) - Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesince, "Çizginin Medyadaki Önemi" başlıklı panelin dördüncüsü düzenlendi.

Çizgi romanların ele alındığı, karikatüristler Demirhan Kadıoğlu ve Muammer Erkul'un konuşmacı olduğu panel, TYB İstanbul Şubesinin Sultanahmet'teki merkezinde yapıldı.

Kadıoğlu, paneldeki konuşmasında, çizgi romanın medyanın vazgeçilmez bir parçası olduğunu belirterek, "Ben 1986-1990 arasında siyasi içerikli arka sayfa karikatürleri çizdim. Eleştirel ve mizahi açıdan değerlendirilecek çizimlerdi bunlar. İnternetin olmadığı dönemlerden bahsediyoruz. 'Devamı yarın' diye tabir edilen bant karikatürlerinden oluşan çizgi romanlar, günlük gazetelerin olmazsa olmazıydı" dedi.

Çizgi romanın 1930'larda Amerika Birleşik Devletleri'nde ortaya çıktığını belirten Kadıoğlu, şunları söyledi:

"Çizgi romanın altın, gümüş, bronz ve modern çağı olmuştur. Bunu kategorize eden de çizgi roman okurlarıdır. Altın çağı tetikleyen en büyük etken, 'Superman'in ortaya çıkışıdır. İkinci dünya savaşının en önemli aktörlerinden Hitler, Superman'in ilk sayısındaki kötü karakterdir. Çizgi romanların tarihine baktığınızda Amerikan çizgi romanları üzerinde çok durulduğunu görürsünüz. Halbuki İtalya, Fransa, Uzak Doğu'nun da çizgi romandaki katkılarını unutmamak lazım. Birçoğu süper kahraman hikayeleri olan çizgi romanlardır bunlar. Üzülerek söylemeliyim ki bizim böyle bir kahramanımız çok olmadı."

- "Bugünün cep telefonu neyse, çocukluğumuzun çizgi romanları oydu"

Muammer Erkul ise çocukluğunda kaldırımlarda çizgi roman satıldığını belirterek, "Önceden çizgi romanlar çok değerliydi. Okuyamadığımız bir çizgi roman varsa gider ikinci elini alır veya arkadaşımızla değiştirirdik. Bugünün cep telefonu neyse çocukluğumuzun çizgi romanları oydu. Hiç elimizden düşmezdi" ifadesini kullandı.

Çizme merakının çocukluğunda başladığının altını çizen Erkul şöyle konuştu:

"Ben okuldayken de çizebilenlerdendim. Bize arkadaşlarımız sürekli bir şeyler çizdirirdi. Teksas, Tommiks, Zagor çizerdik. O zamanlar hiçbir şey kolay değildi. Ne yapıyorsanız, zor koşullarda, imkansızlıklar içinde yapardınız. Biz de aynı zorluklarla çizmeye başladık. Şimdi bir akıllı telefonla anında yapabileceğiniz bir şey için, saatlerce belki günlerce uğraşırdık. Çizmek, aşk isteyen bir şeydi. Aşkla bakmayan biri o şartlarda çizemezdi."