Prof. Yalçın Tura: Musiki Bir Eğlence Aracı Değil, Eğitim Aracıdır

Prof. Yalçın Tura: Musiki Bir Eğlence Aracı Değil, Eğitim Aracıdır

Sevda-Cenap And Müzik Vakfı madalyasını alan Prof. Yalçın Tura, musikinin bir eğlence aracı olmadığını belirterek "Musiki insana Yüce Yaradan'ın bahşettiği...

Sevda-Cenap And Müzik Vakfı madalyasını alan Prof. Yalçın Tura, musikinin bir eğlence aracı olmadığını belirterek "Musiki insana Yüce Yaradan'ın bahşettiği akılla birlikte en önemli hasletlerden bir tanesidir. Çünkü musiki insanı insan yapan özelliklerden biridir. Musikide görmek isteyen gözler, Yüce Yaradan'ın güzelliğini görür, duymak isteyen kulaklar, eski Bizanslı bestecilerin müzikcilerin dediği gibi, meleklerin söylediği sesleri duyar. O bakımdan musiki eğitim aracıdır." dedi.

Sevda-Cenap And Müzik Vakfı 2015 Vakıf Onur Ödülü Altın Madalya Töreni, Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu'nda yapıldı. Ödül törenine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte katıldı. Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay'ın da katıldığı törende Vakıf Onur Ödülü Altın Madalyası, Prof. Yalçın Tura'ya verildi.

Sözlerine "Ben şanslı bir kul muyum; bilmiyorum." diyerek başlayan Tura, 11 yaşından 81 yaşına gelene kadar pek çok ödül ve madalya aldığını, ama bütün bunlar içinde Sevda-Cenap And Müzik Vakfı madalyasının hepsinin üstünde bir yeri olduğunu ve ayrı bir değer taşıdığını söyledi.

"Daha yakın zamanlarda müzikle ilgili devlet destekli kurumlarımızı lağvedip binbir güçlükle ve emekle yetişmiş binlerce sanatçıyı kapı önüne koymayı tasarlayan tasarıların sunulduğu; daha birkaç gün önce İstanbul'da musikinin haram; müzik, musiki dinlemenin yasaklanması, musiki dinleyenlerin cezalandırılması gerektiğini ileri süren bildirilerin dağıtıldığı bir dönemde Sevda-Cenap And Müzik Vakfı'nın sürdürdüğü çabaların değeri çok daha iyi ortaya çıkıyor." diyen Tura, çağdaş, çok sesli müzik sanatçılarının yeterince ilgi görmediğinden şikayet ettiğini dile getirdi. Tura, ilgi görüldüğünü ama bunun kendilerine az geldiğini, eserlerinin daha çok seslendirilmesini, daha çok geniş kitlelere yayılmasını istediklerini kaydetti.

Olanla yetinildiğini anlatan Tura, Atatürk'e yaptığı katkılardan dolayı teşekkür etti. Tura, şöyle devam etti: "Musiki bir eğlence aracı değildir. Musiki, insana Yüce Yaradan'ın bahşettiği akılla birlikte en önemli hasletlerden bir tanesidir. Çünkü musiki insanı insan yapan özelliklerden biridir. İnsana düşünmeyi, dinlemeyi, güzellikleri tanımayı, iyiyi, güzeli, doğruyu seçmeyi, tanıtmayı öğreten bir eğitim aracıdır. İnsanı yücelten bir araçtır musiki. Musikide görmek isteyen gözler, Yüce Yaradan'ın güzelliğini görür, duymak isteyen kulaklar, eski Bizanslı bestecilerin müzikcilerin dediği gibi, meleklerin söylediği sesleri duyar. O bakımdan musiki eğitim aracıdır."

Emeği geçen herkese teşekkür eden Tura, teşekkürlerin en büyüğünü ise "43 yıldır benim bütün kahrımı çeken, bana bütün o güzellikleri meydana getirmemde yardımcı olan, destek olan cefakar, vefakar, fedakar sevgili eşim." dediği Sabahat Tura'ya etti. Törenin ardından Vakıf Onur Ödülü Altın Madalyasını alan Prof. Yalçın Tura'ya ait eserler seslendirildi.

VAKIF ONUR ÖDÜLÜ ALTIN MADALYASI SAHİPLERİ

İlk kez 1989 yılında Cevat Memduh Altar'a verilen bu ödüle ilerleyen yıllarda Ahmet Adnan Saygun, Ulvi Cemal Erkin, Necil Kazım Akses, İlhan Usmanbaş, Leyla Gencer, Cemal Reşit Rey, İdil Biret ve Suna Kan, Nevid Kodallı, Hasan Ferid Alnar, Ferhunde Erkin, Ferid Tüzün, Prof.Dr. Kamuran Gündemir, Hikmet Şimşek, Faik Canselen, Ayhan Baran, Prof.Dr. İhsan Doğramacı, Ayla Erduran, Gülsin Onay, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, İlhan Baran, Muammer Sun, Gürer Aykal, H.Ü.Ankara Devlet Konservatuvarı, Ertuğrul Oğuz Fırat ve Ruşen Güneş layık görüldü.

PROF YALÇIN TURA KİMDİR?

23 Mart 1934'de İstanbul'da doğmuştur. Küçük yaşta müziğe ilgi duymuş, Seyfeddin Asal ile keman, Demirhan Altuğ ile armoni, Cemal Reşid Rey ile kontrpuan ve kompozisyon çalışmıştır. 1954'de Galatasaray Lisesi'ni bitirerek İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne yazılmış ve orada felsefe, pedagoji ve arkeoloji öğrenimi görmüştür.

1955 - 1976 yılları arasında bağımsız besteci olarak çalışarak pek çok filme ve tiyatro eserine müzik yazmış, bu arada çeşitli ödüller kazanmıştır. 1976'da İstanbul'da kurulan Türk Musikisi Devlet Konservatuarı'na öğretim elemanı olarak katılmış, 1982'de İstanbul Teknik Üniversitesi'ne bağlanan bu kurumda, doçent ve profesör olarak çalışmalarını sürdürmüş, Müzikoloji Bölümünü kurmuş, bölüm başkanı, yönetim kurulu üyesi ve müdürlük gibi görevler de üstlenmiş ve 2001'de emekli olmuştur. Başta TRT olmak üzere, çeşitli kurumlarda jüri üyelikleri ve danışmanlık da yapmıştır. Yapıtları ve çalışmaları için pek çok ödül kazanmıştır.

Başlıca yapıtları: Orkestra için altı senfoni, orkestra ve çeşitli solo çalgılar için beş konçerto. Solo keman ve on yaylı çalgı için Oyun Havaları. Orkestra için Süitler. Orkestra için Toccata. Yaylılar için Adagio. Yaylılar için süitler. Çeşitli oda müziği yapıtları, sonatlar. Keman ve piyano için Ballad. "Yaratılış"ve "Topkapı'da Bir Aşk Masalı" adlı iki bale müziği. "Sevmek Nedir? adlı melodram. "Karacaoğlan" operası."Fatih" Operası "Şeyh Galib'e Saygı"ve "Dört Kitabın Ma'nası" adlı iki kantat.. Çeşitli koro parçaları. Şarkılar. TV dizileri, film ve tiyatro için müzikler. Kitaplar, makaleler, bildiriler.