150 bin eserimiz kaçırıldı
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlAnadolu'nun Gözyaşları adlı kitapta Türkiye'den yurtdışına kaçırılan ve bizim eserlerimizle açılan müzeler tarihi belgelerle anlatılıyor.
İnşaat mühendisi Yaşar Yılmaz, 1830-1922 yılları arasında yurt dışına kaçırılan 80 bin tarihi eserin perde arkasını "Anadolu'nun Gözyaşları" kitabında topladı.
Avrupa ve Amerika'daki müzelerde sergilenen eserlerin envanterini çıkaran Yılmaz, “Batılıların sultan verdi, biz taşıdık sözü doğru değil. Belgeleri masaya koyup, inceleyip yanıtlama vaktimiz gelmiştir" diyor.
Yeni Şafak'tan Seray Şahinler Demir'in haberine göre inşaat mühendisi Yaşar Yılmaz, Anadolu’dan yurt dışına kaçırılan kültür mirasımızın peşine düştü. 20 yıldır eserlerin izini süren Yılmaz, 1830-1922 yılları arasında, farklı yöntemlerle kaçırılan, günümüzde Avrupa ve ABD'deki müzelerde sergilenen eserleri “Anadolu’nun Gözyaşları” kitabında topladı. Yem Yayınları’ndan çıkan çalışma bin eserin Batılılarca keşfi, taşınma öyküleri, Osmanlı'nın son döneminde Anadolu'da keşif ve kazı çalışmaları yürütmüş yabancı gezgin ve araştırmacıların notlarından ve tarihi belgelerden yararlanılarak anlatılıyor.
"BİZİM ESERLERİMİZLE MÜZE AÇIYORLAR"
Yurt dışındaki müzelerde 80 bin eserin yer aldığını, özel koleksiyonlar ve müze depolarıyla birlikte toplam 150 bin tarihi eserin kaçırıldığını belirten Yılmaz şunları kaydediyor: “Bergama kentimizi Almanlar 1867’den beri aralıksız günümüze dek kazmaya devam ediyor. Buradan 1870-90 arası 26 yıl boyunca gemiler dolusu taşıdıkları eserlerimizle Berlin’de Pergamon(Bergama) adlı müze açtılar. Bursaı her dokuz yılda bir milyar Euro para kazanıyor. Tersi olsaydı, Almanlar bugüne kadar sessiz kalır mıydı? İçimizi acıtıyor."
"KÜLTÜR MİRASÇISI BİZİZ"
“Batılıların söylediği sultan verdi, biz taşıdık sözü doğru değildir. İddia ettikleri belgeleri masaya koyup, inceleyip yanıtlama vaktimiz geldi” diyen Yılmaz, kaçakçılığının kültürel mirasımız açısından anlamını ise şöyle özetliyor: "Süleymaniye Camii'nin Ayasofya’nın mimari mirasçısı olduğunu, Osmanlı hamamlarının Roma'dakilerin devamı olduğunu, Anadolu halkının kültür mirasçısı olduğunu unutmuşuz. Ulusal bilinc inşa edilirken ırk temelli tarih yazımı yerine, coğrafya temelli olmalı. Anadolu coğrafyasında yaşamış herkesi kucaklayan bir tarih bilinciyle yetişseydik eserlerimizi sahiplenecektik."
"BATILI DEVLETLERİN GÜÇ GÖSTERGESİ"
Tarihi eserlerin Osmanlı'nın son döneminde savaş gemileriyle kaçırıldığını vurgulayan Yılmaz, eserlerimizin en çok Almanya, Fransa, İngiltere, Avusturya ve Amerika’da bulunduğunu söylüyor ve ekliyor: "Emperyalist güç göstergesi, halkına bu eserleri ayağınıza getirdim mesajı verdi. Osmanlı’nın zor günlerinden yararlanıp yasalara aykırı şekilde eserleri kaçırdı. Bu beş ülke müzelerini Osmanlı'nın Şam ve Bağdat vilayetlerinden ve Anadolu'nun dört bir yanından kaçırdığı eserlerle doldurdu."
"Osman Hamdi’nin mektupları açılsın"
"Bu coğrafyanın ikliminde yetişmiş eserlerdir. Mirasçısı bizleriz. Onları bizden sonraki zincirin halkasına devirle görevliyiz. Görevini yapmayan vebal altındadır" diyen Yılmaz, "Bu konu tartışılmalı. Osman Hamdi’nin mektupları, yazışmaları Alman Arkeoloji Enstitüsü'nün Gümüşsuyu’ndaki arşivlerinden araştırılmalı. Bilinciniz yoksa yaşadığınız coğrafyanın ve eserlerin değerini anlayamaz, zenginliğin farkına bile varamazsınız”
NELER VAR?
"Fransızlar, Söke civarındaki Mağnezya’dan ve Asos’tan (Behramkale) eserlerimizi, Paris'teki Louvre Müzesi'ne savaş gemisiyle taşıdı. Almanlar, özel donatılmış Loreley zırhlısıyla yıllarca Bergama, Priene ve Milet’ten eserlerimizi götürdü. İngilizler, Datça (Knidos) ve Bodrum Mozole (Halikarnas) eserleri 1856-58’de iki yıl boyunca donanma askerleriyle kazıp zırhlıyla kaçırdı."
Yeni Şafak
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol