Zor günlerden geçiyoruz
Zor günlerden geçiyoruz.
İki karşıt gücün birbiriyle mücadelesini görüyoruz.
Karanlıkla aydınlığın, güzelle çirkinin, eril enerjiyle, dişi enerjinin, iyiyle kötünün mücadelesi gibi.
Hangisinin iyi, ya da hangisinin kötü olduğuysa baktığınız tarafa bağlı.
Bu gün aslında biraz konulara enerjisel olarak bakmaya çalışacağım.
Her şerde bir hayır var der, büyüklerimiz. Buna gerçekten inanmak istiyorum.
Kimle konuşsam, büyükten küçüğe herkes rahatsız, herkes memnuniyetsiz ve ülkesi adına endişe içerisinde.
Son zamanlarda gelişen olayları, aslında Amerika’ nın, Büyük Ortadoğu Planı’ nı kurgulaması için, yapılması gerekenlerin bir yansıması olarak nitelendirenler bile var.
Muhalefet partileri, tek tük kalmış kaale bile alınmayan, karşıt medya diye tabir edilen, küçük kanalların haber bültenlerinde umutsuzca bu minvalde düşüncelerini söylemeye devam ediyorlar.
Aslında sapına kadar yandaş olup da, her an ibreyi kuvvetliden yana döndürmeye hazır, gözünü dünyevi hırsları bürümüş, aydın ve demokrat gözüken, köşe yazarlarıysa, kos koca kuvvet komutanları ve generallerin tutuklanması karşısında, demokrasi kazanacak içimiz acıyor, vicdanımız vızvızlanıyor masalları anlatmaya devam ediyor, timsah gözyaşları dökmeye devam ediyorlar.
Her halde yarın öbür gün, ortam değişirse, o gemide de kendilerine bir yer bulmak, her devrin adamı olmak, zevahiri kurtarmak adına…
Ortada büyük bir oyun oynanıyor, yazarı, çizeri, aydını, karanlığı hepsi aslında bir tarafa bir düşünceye hizmet ediyor ve yüzlerdeki maskeler birer birer düşüyor.
Kabukları kırmak, tabuları çatlatmak o kadar da kolay değil.
Belki zaman zaman birbirine aslında zıt gibi gözüken iki ayrı güç, iki ayrı enerji bazen, aslında aynı gemide olduğunu fark ediyor ama gemiyi ilerletmek için, birinin rotayı istediği yöne çevirmesi gerekir. Gidilecek yolu belirlemesi gerekir.
Realite böyle olunca, mücadele tüm hızıyla devam ediyor.
Elimde gündemle ilgili bekleyen röportajlarım var, yapmak istemiyorum.
Şu an içinde bulunduğumuz duruma, kendi adıma hizmet etmek istemiyorum.
Bu oyunun bir parçası olmak istemiyorum.
Son dakika gelişmelerle ilgili yazmak, konuşmak, yorum yapmak istemiyorum. Çünkü gerçekten içim eziliyor, tarifsiz bir acı hissediyorum.
Taraf olmak istemiyorum.
Biliyorum ki, ne tarafta durursak duralım, bir tarafın karşısında olacağız.
Bu bölünmenin içinde olmak istemiyorum.
Kendi içimde bölünmek istemiyorum.
Tam tersi insanların vicdanlarının sesini duyup, önce kendi içlerinde, sonra toplumsal huzur adına, her türlü çıkar hesabını, hırslarını bir tarafa bırakıp, bir an önce, sakinleşmeye ve bütünleşmeye doğru gitmesini diliyorum.
Elimden sadece bu geliyor….