Yiğit Bulut’a kızmayın efendiler!
Geçen hafta sonu Başbakan Erdoğan’ın medya ile kahvaltılı toplantısından beridir gündem Yiğit Bulut!
Yaptığı TV programının adı “SANSÜRSÜZ” olmasına rağmen gazeteye, gazeteciliğe sansür isteyen bir gazeteciyi tarih nasıl yazar merak ediyorum. Ayrıca, İnternet üzerinden yazıları yüz binlere ulaşan bir gazetecinin İnternet medyasını küçümsemesi tamamen sağlıksız bir yaklaşım!
Gazeteciliğin özüne aykırı olan bu fikir asla onaylanacak, desteklenecek bir fikir değil! Bunlar tartışılır, bunlar başka şeyler. Fakat Yiğit Bulut “dönmüş, eskiden şöyle düşünüyor, böyle yazıyormuş” derseniz... Kendinizle çelişirsiniz.
Yiğit Bulut biliyor ki; günün koşullarına ayak uydurmak lazım. Yiğit Bulut işini bilen, günü okuyabilen, uyanık bir gazeteci. Bunu kesinlikle ispat etti. Çalıştığı, ekmeğini yediği grubun iktidar ile sürtüşmesinin kendi düzenini de bozacağını düşünmüş olmalı.
Yiğit Bulut’un başbakana önerisi ipe sapa gelmez, tamam ama mesela siz, basında kalem oynatan zevatlar, bugünün iktidarına karşı istediğiniz gibi muhalefet olabiliyor musunuz ki, onun yandaşlığına sinirleniyorsunuz?
Yiğit Bulut, bugünün vurduğunu koparan iktidarın ve Başbakan Erdoğan’ın gözüne girmeye çalışıyorsa ona bu kadar kızmayın, yüklenmeyin.
Şu döneklik konusunda çevrenize hiç baktınız mı? Gazetelerde 80’li yıllarda Özal’a, farklı dönemlerde Demirel’e biat eden... Darbe yıllarında Evren’i alkışlayan ama devir değişince Evren’e sövüp-sayan! Kimi zaman adı yağdanlığa, kimi zaman yandaşa çıkan...
Her dönemin şartlarına ayak uyduran gazeteci büyükleri hala gazete köşe yazarlığından ekmeğini yemeye devam ediyor. Hem de “usta, büyük yazar, duayen” vb lakapları taşıyarak!
Bir haftadır gazete köşelerinde ‘düşene bir tekme misali’ Yiğit Bulut eleştirisi. Boş, anlamsız, gereksiz, sabun köpüğü yazılar, tartışmalar hepsi. Köşeye mıknatıslarla yapıştırılmış köşeciler, dün adı yağdanlığa çıkanlara ne yaptınız ki?
Bugün Yiğit Bulut’a kızıyorsunuz! Dün davasından dönenler hala gazete köşelerinde yazmıyorlar mı? Dün arkadaşını ispiyonlayanlar bugün usta, tecrübeli gazeteci olarak anılmıyor mu?
Gazetecilik onurunu sorgulayan köşe kadıları... Emin olun gazetecilik Yiğit Bulut ile ölmedi... Çevrenize bakın, gazeteciliğin katilleri ile aynı gazetede yazı yazıyorsunuz, belki de aynı masada yemek yiyorsunuz.
Kim bilir katil belki de aynada gizlidir! İlk taşı içinizdeki en günahsız olan atsın desek kaç taş gelir ki Yiğit Bulut’un kafasına. Eminim çok fazla taş gelmez!
Gazetecilik Yiğit Bulut ile mi öldü? Başlıklı yazı için lütfen burayı tıklayınız!