Uygar Yaşam Ve Eğitimde Gericilik

Güncelleme:

Uygarlık, bir halkı başka halklardan ayıran, onun özgün yanını ortaya koyan, yaşayış biçimlerinin, kullanılan aletlerin çalışma biçiminin yöntemlerinin, inançların, düşünsel ve sanatsal etkinliklerin, sayısal ve toplumsal örgütlenme biçimi olarak bilinmektedir. Uygar topluluk içinde gelişme yolunda hayli ilerlemiş; ideal ölçülere çok yaklaşmış bir topluluk olarak anlaşılmaktadır.

         Uygarlık yaratılırken, eğitim en az diğer toplumsal kurumlar kadar önem taşımaktadır. Kurum olarak eğitim, toplumsal, ekonomik ve ekonomik işlevleriyle çağdaş yaşama katkı sunmaktadır.

         Eğitim alanı, bilinçli tüketiciler yetiştirerek ekonomik, bilinçli seçme seçilme yaşantıları sağlayarak, toplumsal normları aktararak toplumsal düzeni sağlama ve yenilikçi bireyler yetiştirerek çağdaş yaşama katkı sağlamaktadır. Cumhuriyet değerlerini koruma ve çağdaş uygarlığı sürdürmede, eğitim sistemimiz, Atatürk dönemi hariç, genel olarak muhafazakâr hükümetler döneminde darbe almıştır.

       Atatürk, cumhuriyetin ilk yıllarında, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmada, var olan toplumsal kurumların ve yapının yenilenmesine inanmıştır.  Atatürk bu nedenle, toplumsal, ekonomik, siyasi kurumlara ek olarak eğitimde yenilenmenin, önem taşıdığını, uygulamalarıyla gösterdiği görülmektedir. Süreç içerisinde, geleneksel özü karşısında devrimci, ilerici bir kimlik kazanmıştır. Atatürk dönemi sonrası, genel olarak, muhafazakâr hükümetler döneminde, eğitim açısından, uygarlık adına ne varsa bilinçli olarak, adım adım yok olduğuna tanık olmaktayız.

      Uygarlık yolunda, eğitimde gerici hareketlerin, 1950-1960 tarihleri arasında fiilen Demokrat Parti(DP) döneminde başlatıldığı, yapılacak bir inceleme sonucu ortaya çıkabilir. Gerçekten de bu dönemde, imam-hatip okullarına hız verilmesi, Halk ve Odaları gibi Türkiye cumhuriyetinin kök salmasına ve devamına yönelik bu kurumlar kapatıldığını görmekteyiz. Yine, bu dönemde, Yüksek İslam Enstitüsü açıldı. Eğitimde yaşanan olumsuzlukların en acı gerçeği, ülkemizin toplumsal ve ekonomik yaşamına uygun bir model olan köy enstitülerinin kapatılmasıdır.

     1960 Askeri yönetim döneminde birtakım olumlu gelişme hariç, özellikle 1980 sonrası muhafazakâr hükümetler döneminde de, eğitimde olumsuz gelişmeler, görülmektedir. Dini eğitimin yaygınlaştırılması, denetim dışı kuran kurslarının açılması, uygar yaşamın temel ekseni olan laikliğin içini boşaltılması, yoğunluklu olarak bu döneme rastlamaktadır.

      Diğer taraftan, AKP döneminde, diğer muhafazakar hükümetler döneminde görülmeyecek kadar eğitimde gerileşme hareketleri kendini göstermiş ve devam etmektedir. Bu eğitimsel gerici hareketlerin olumsuz sonuçları, uygarlık adına sorgulanmış, eleştirilmiş ve eleştirilmeye devam edilmektedir. AKP hükümetleri döneminde, çağdaş yaşam açısından eğitimsel gerileşme hareketleri kitap/kitapları  kapsayacak  içeriktedir.. Bu nedenle, izleyen satırlarda bu eğitimsel değişmelerin belli başlılarına değinilmektedir.

       Eğitimde dinselleştirme uygulamaları, AKP döneminin dinselleştirme uygulamaları bu dönemin temel özelliklerinden biridir. Yine, pedagojik açıdan çok ciddi sakıncaları bulunan kuran kurslarında, yaş sınırı kaldırılmıştır. Yine, AKP Milli Eğitim Bakanlığı döneminde, dini kitaplarıyla tanınan yazarların kitapları, öğrencilerin alıp okumaları özendirilmiştir. Kutlu doğum haftası, geçtiğimiz yıllardan itibaren, Milli Eğitim genel gesyle uygulanarak dini siyasete alet edilmiştir. İlköğretim e başlama yaşında, çocuğun zihinsel gelişimi yanında, fiziksel, toplumsal ve psikolojik gelişmesi dikkate alınmayarak ilköğretime başlama yaşı öne çekilmiştir. Başka bir ifadeyle, bilimsel gerçekler bilinçli olarak göz ardı edilmiştir.             

            Soruyorum? Özellikle muhafazakar partilerin oluşturduğu bu ortamda, çağdaşlık adına yeterli ölçüde bilinçli, üretici, tüketici, seçmen ve seçilen olabilir mi? Başka bir ifadeyle, uygar yaşam için çaba gösteren bireyler olabilir mi? Yine de yasaklamalara rağmen Mersin, Mezitli’deki Muhittin Develi İlköğretim okulundaki çocukların,23 Nisan’da Atatürk tişörtleri ve bayraklarla yürüyen öğrencileri görünce geleceğimiz için çağdaşlık uygarlık adına umudumuzu yitirmeyelim diyorum.  

Bilim Uzmanı ( Eğitim Yönetimi ve Denetimi) Hasan Güneş [email protected]

 

Diğer Yazıları
Analitik beceri ve yöneticiler
Öğrencide akademik özgüven
Adalet sever insan yetiştirme üzerine
Kendini gerçekleştirme
Özgürleşmek üzerine