Umuda yolculuk! Ama... nasıl ?
Bir koca yıl daha geçti.
Yaşananlar ortada.
Toplumsal huzuru bozan terör.
Ard arda gelen şehit haberleri. Gözyaşları ve hüzün.
Bir yanda yıkılıp harabeye dönen kentler, ilçeler..
Bir yanda hergün onlarcası telef olan, çaresizlikleri gelecek için de tehdit oluşturan Suriyeli mülteciler.
Kuzey de, güney de ‘savaş tamtamları’.
Soma’da çilekeş işçilere toplu sözleşme ile reva görülen 3 liralık yemek bedeli!Akl-ı selimin gitgide az değer bulan söylemleri..
Sorulara ve sorunlara çağdaş dünyanın yaptığı gibi ‘ekonomi politik’ bir gözlükle bakma gerekliliği.
Doğrusu bu!
Ne siyaseti yaşamın dokusundan, ne de ekonomiyi toplumsal gündemden uzak tutabilirsiniz!
İç içe, kol kola..El ele..
İçeride turizmde Rus pastasının kaymağının gitmesi nedeniyle yaşanan telaş..
Hemen yapılması gereken; yeni pazarlara ulaşmak.
Cari açıkta tehlike sinyalleri.
Yabancı yatırımcı için’güvence beklentileri’.
FED’in faiz artışına direnen Merkez Bankası’nın ‘ne kadar özerk’ olabileceği tartışmaları.
‘Bizim Avustralyalılar’ın ‘içinde oldukları gemiyi’ batırma çabaları.
Görünürde sığınılacak bir liman olmadığını bile bile..
Ve siyasette ‘aynı şarkılar’.
‘Bu Ak’..
‘Yok bu kara’.
Hani pembe, kırmızı, yeşil, mavi..
Biraz farklı bir şey söyleyebilecek insanlara yakıştırılan yaftalar:
‘O zaten bölücü’.
‘Ülkenin bu şartlarında bizim partide mi gitsin’.
Canım koltuklar sağlam..
Nasıl giderse gitsin işler!
Yani..Değişim olmasın da, ne olursa olsun.
Oysa yaşamsal dönüşümün de, değişimin de temelinde elbette siyaset var.
Yazılarımı takip edenler hatırlar; ‘son seçimin mağlubu 3 partidir, CHP, MHP ve HDP’ demiştim.
Bunun lamı cimi yok.
Ama..Gören ve anlayan da..
Halktaki büyük değişim özleminin sözcüsü de yok.
Buna cesaret eden de..
Her gün halkın içindeyim; birkaç tespitimi paylaşayım:
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ak Parti gündemindeki Başkanlık sistemi daha tam anlaşılmış değil. O yüzden de büyük bir tepki yok. Halk konuşulmasından yana. Her kesimce ve çağdaş bir anlayışla.
HDP ‘Türkiyeli olma’ iddiası ile özellikle eski merkez sağ ve sosyal demokrat kesimden aldığı ödünç oyları kaybetmiş durumda. Şimdi olsa olsa 6-7 bandında.
MHP tabanında Meral Akşener bir heyecan yarattı. Doğru bir ekip anlayışı, merkeze yönelme ile yüzde 20’lere tırmanabilir. Ama..İzin çıkarsa!..
CHP’nin yeni söyleme ihtiyacı var ve yeni kadrolara. Halkın parti içinde hiçbir oy katkısı olmadığı halde ‘parti egemen’ Kürt - Alevi yapılanmasına tepki duyduğu ortada.
Daha önce de söylemiştim; şimdi de ifade ediyorum; yeni yılda yeni bir ‘siyasi oluşum’ yolda.
Huzur, umut ve barış vaat eden.
İçimizdeki fırtınalara, ‘kara kış’a bir de meteorolojiden kötü haber eklendi:
‘Soğuklar geliyor. Kar bastıracak’.
Allah fakir fukaranın yardımcısı olsun.
Karışık bir gündemle gelen, yüreğimiz ağzımızda bir yeni yıl.
Kafaya kukuletalar takıp zoraki mutluluk gösterileri ile ‘bir salondan bin kişi çıkarma’ arayışındaki eğlencenin tadı var mı?
Anlamı!
Ankara’nın bağları..
Al kızını, koy çuvala..
Ne bileyim, bugüne uymayan zorlama eğlence şarkıları..
Kışa rağmen sokakta ayakları çıplak göçmen çocuklar dilenirken..
Terör sürekli ‘bir yerleri vurma’ tehditleri savururken..
Toplum ‘koca kızın anneyi boğma’ travmasını tartışırken..
Her gün ülke ve millet sevdalısı gençlerin, polislerin, askerlerin, masum çocukların şehit haberleri manşetlere yansırken..
En güzeli; evde yarenlik galiba..
Dost, aile buluşması..
Her şeye rağmen.. Sevginin en çok yeşerdiği ortamda..
Belki geçmişin eksiklerini ve hatalarını da tamir ederek..
Dayanışma, paylaşım ve sevgi ekseninde..
Yeni yılda bir şeyler dilemek de alışkanlık olmuş.
Ne dileyeyim; Sevgi, barış ve huzur.
Her şeyin başı da sağlık elbette.
En çok ‘sağlık’.
Her anlamda..
Beden sağlığı..Ruh sağlığı..Akıl sağlığı..
Mutlu Yıllar..
Huzur, sağlık, barış, mutluluk…
Herkes için..
Gazeteci – Yazar, Siyaset Bilimci ve Uluslar arası Strateji Uzmanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik e. Bakanı, 20. ve 21. dönem İzmir Milletvekili.