Ulusal kalmak, evrensel durmak !

Güncelleme:

Bu makalemi sabahın 4.30'unda yazıyorum.

Uyku bana haram, çünkü Türkiye büyük tasam!

Tasam' evet; hem derdim hem umudum, hem çilem hem yarınım bu vatan...

Ne ki, iki ucu değişik değnekler, karmaşık denklemler ve oynak mı oynak kimi dengeler arasında kaldık.

Çağımız budur; bu çağın yolcusuyuz, 
Ve gemimiz karaya oturmamalı ve trenimiz raydan çıkmamalı; 

uygarlık yolunda, ikinci sınıfa düşmeden ve hukuk ve ekonomi ve demokrasi değerleri açısından diskalifiye olmadan ilerlemeliyiz. 

İşte bunun için "denge ve denetleme" mekaniği çok önemli...

Beni gün ağırmadan klavye başına oturtan naçizane işte bu denetleme saikidir; bir yurttaş, bir yazar olarak sınırlarımı bildiğim ve bu makalemle de kısmen icra ettiğim...

Dengeleme" edimi ise haddimi aşar, o çok daha karmaşık kamusal bir sanattır; mesela:

Ulusal kalmak ve evrensel olmak;

Teknolojik pazarı Kuzeyden Asyaya okumak;

Ekonomide sanayi ve tarımı bir birine ezdirmemek;

Demokraside devlet ile vatandaşın hak ve sorumluluklarını hakkaniyete yaraşır şekilde işler kılmak...

Dengelemek" deyince ve yaptırım gücü de olan dev gibi kamu mekanizması alanı içinden bakınca beliren yakıcı görev ise şudur:

Türkiye, ekonomik gelişme ve demokraside ilerlemek, yol almak için; çağdaş hukuk devleti zeminini mutlak anlamda tahkim etmek zorundadır.

Bunu yaparken özüne bağlı, muktesabatına saygılı bir duruşla, fakat Dünyanın gerçekliğini her zaman doğru bir okuyuşla evrensel değerler setinden de yararlanmalıdır. 

Evet en önemli iş; ulus-devleti korumak ve onun şemsiyesinin altında Uluslararası arenada top koşturmaktır...

Bu zor ve zorunluk, 
hukuk başta,  "kurumsallık" demektir ve böyle bir kurumsallık,, hepimizi aşağıdaki gerçekliği düşünmeye davet etmektedir:

Elbette uluslararası an(d)laşmaların kendi Anayasa hukukumuz üstünde kabulü,, uygar dünyanın bir bileşeni olmamızın bir gereğidir. 

Ancak, uluslararası kurumlarda demokratik işleyiş ve saydamlık ile ilgili sorunlar vardır...

İletişim çağında 'yeni dünya düzeni benzeri tasarımların' fiilen ulus-devletlerden güçlü hale gelmesini isteyen çevreler "etkilidirler"...

Ekonomik sömürü, kitlesel göçler, bölgesel savaşlar, mRNA hedefiyle aşılar, biyolojik tuzaklar...

Nihayet bu tabloda, bu mekanda, bu zamanda ve bu durumda;

ilk önerilerim şunlardır:

1. Dünya Sağlık Örgütünün devletleri bağlayıcı olası yeni bir anlaşma taslsğına asla imza atmayalım.

2. 'İkiz Yasaları' TBMM tarafından tez elden kaldıralım...

Elbette ticaret, bilim, insan hakları sistemlerine saygılı bir katılım ile bu sistemlere ulusal birikimimize dayalı bir katkı, 

bizim için de Dünya için de çok daha evladır...

Ancak ve ancak:
Ulusal kalmak, evrensel durmak zorundayız...

Tüm kurumları ve işleyişi ile Türkiye denilen ve beni sabahın köründe yazı nöbetine diken bu kara sevda evet;

Ulusal kalmalı gururla, evrensel durmalı vakarla!

 

Diğer Yazıları
Anayasa'ma Dokunma!
Kıpkırmızı çizgiler
Türkiye'nin emperyalizmle sınavı...
Büyük Göç.. Büyük Gözaltı !..
Dana'sını bırakıp ''Ana'sıyla'' uğraşmak!