Ukrayna trajedisi (2) – Zelenski’nin önlenemez bitişi

Güncelleme:

Haber3.com yazarı Haluk Özdalga yazdı: Ukrayna trajedisi (2) – Zelenski’nin önlenemez bitişi

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’nin siyasi hayatı bitti, günleri artık sayılı. Bu yıl yaşanacak gelişmelere bağlı olarak, biyolojik hayatı da trajik şekilde son bulabilir.

Amerika’nın prestijli Time dergisi Kasım ayında Zelenski’yle uzun ve acı bir mülakat/yorum yayınladı. Zelenski’nin sonbahardaki Washington ziyareti başarısız geçmiş, bazı toplantıları Zelenski kısa kesmek zorunda kalmıştı. Amerikalı müttefiklerini Ukrayna’ya yardıma devam için iknaya çabalamaktan artık yorgun ve bezgin düşmüştü. Savaşı kazanmak için yeterince silah vermeyen Batı tarafından “ihanete uğradığını” düşünen morali bozuk Zelenski “Hiç kimse zaferimize benim gibi inanmıyor…” diye şikayet ediyordu.

En yakın danışmanlarından birinin Zelenski hakkında sözleri: “Kendisini aldatıyor… seçeneğimiz kalmadı. Savaşı kazanamıyoruz… Ama, hadi gel bunu ona söyle…”

Derginin çarpıcı yorumu: “İstanbul’da Rusya’yla yürütülen ümit verici barış müzakerelerini terk edip Batılı ‘ortaklarla’ sürdürmeye karar verdiği savaşın haşin gerçekleri, eski komedyenin aklını başına getirdi…”

Kaderin hüzünlü cilvesi, metni yazan editör Simon Shuster aynı derginin Aralık 2022’de Zelenski’yi “Yılın Kişisi” seçip kapak fotoğrafı yaptığında, ona bitmez tükenmez övgüler kaleme alan kişiydi. O günlerde Zelenski Amerikan medyasının süper yıldızı, Kongre’nin ortak oturumunda konuşan, Amerikalı politikacılar tarafından defalarca ayakta alkışlanan kahraman idi.

Bu kez sonbahar gezisinde araya etkili isimler koymasına rağmen Kongre politikacıları, Zelenski’nin konuşma isteğini geri çevirdi. Fox TV’yle mülakat yapmak istedi ama ret cevabı aldı.

*     *     *

Ukrayna demokratik deneyimi sınırlı bir ülke. Zelenski 2019’da Cumhurbaşkanı seçildiğinde, hiçbir siyaset ve devlet tecrübesine sahip değildi.

Televizyonda büyük ilgi toplayan “Halkın Hizmetkarı” adlı bir komedi dizisinin kahramanı olarak ün kazanmıştı. Bir zamanlar bizde izleyicilerinin büyük beğenisini kazanan “Olacak O Kadar” adlı TV dizisi ve Levent Kırca gibi.

Seçimlerde Zelenski’nin temel stratejisi, Rusya’yla barış anlaşması yapmak vaadi oldu. Söz verdiği bir başka husus, ülkenin Rusça konuşan veya Rusya’yla iyi ilişkiler isteyen nüfusu ile Ukrayna milliyetçileri arasında birlik ve beraberliği sağlamaktı.

Bunlar Ukrayna’nın en can alıcı sorunlarıydı. Zelenski doğru çözümler önerdi, seçimleri açık farkla kazandı.

Ama seçildikten sonra öyle yapmadı, Washington’un özendirdiği siyasete angaje oldu. Ukrayna’nın Amerika tarafından silahlandırılması ve NATO üyeliği yolunu seçti.

Putin yıllardır Ukrayna’nın NATO üyeliğinin kabul edilebilir olmadığını vurguluyordu ama Washington hiç aldırmadı. Nihayet 2021’in son aylarında Moskova, Ukrayna’nın NATO üyesi yapılmaması için Washington’a yazılı müzakere önerileri sundu. Aksi halde askeri güç kullanacağı aşikardı ama Biden yönetimi konuyu müzakereyi dahi ret etti.

Dmitri Trenin yaşayan en yetenekli Rus strateji uzmanlarından biri. Savaştan tam üç ay önce Kasım 2021’de Moskova Carnegie sitesinde, Rusya’nın bakış açısını veciz şekilde ifade eden tarihi bir değerlendirme yayınladı:

“Yoksa Putin blöf mü yapıyor? Birkaç şey çok açık. NATO üyesi olsun veya olmasın, Ukrayna’yı Rusya sınırına demir atmış, Moskova’dan sadece birkaç yüz kilometre uzakta, ABD tarafından kontrol edilen ve batırılması mümkün olmayan bir uçak gemisine dönüştüğünü görmek Kremlin için kabul edilebilir değildir – tıpkı diğer batırılması mümkün olmayan uçak gemisi Küba’nın yaklaşık altmış yıl önce Beyaz Saray için kabul edilebilir olmadığı gibi. Her Rus lider, elinin altında hangi araçlar varsa tümünü kullanarak, böyle bir demirlemeyi engellemeye çalışacaktır.”

Trenin’in seçtiği sözcüklere dikkat edilmeli. Sadece Putin blöf yapmıyor değil; Kremlin’de hangi Rus lider olursa olsun aynı şekilde davranacak ve “elinin altında hangi araçlar varsa tümünü kullanarak” karşı duracaktır.

Rusya’daki rejimi otoriter bulabilir, hatta isterseniz daha sert sıfatlar dahi kullanabilirsiniz. Ama realist dış politika, otoriter devletlerin de güvenlik kaygıları olabileceğini unutmamayı gerektirir – özellikle Rusya gibi büyük güçler söz konusu ise.

Esasen Washington yönetimi, Ukrayna’nın “batırılması mümkün olmayan bir uçak gemisine dönüştürülmesini” Rusya’nın kabul etmeyeceğini ve savaşa gideceğini iyi biliyordu.  Mesela Bush yönetiminin CIA’nin başına getirdiği eski Moskova büyükelçisi William Burns hatıralarında, Kremlin’deki en etkili isimlerden sokaktaki sıradan kişilere kadar Rusların hemen hepsinin Ukrayna’nın NATO üyeliğini “kırmızı çizgilerin en kırmızısı” olarak gördüğünü yazar.

Ama Zelenski önünde duran yalın gerçeklerin hemen hiçbirini göremedi.

Dünyanın en büyük stratejik silah stoğuna sahip güçlü komşusu Rusya’nın güvenliğine meydan okuyabileceği; Rusya’nın kendi güvenliğine Ukrayna’dan gelecek tehdidi kabul edebileceği; nüfus, ekonomi, askeri güç ve askeri endüstri açısından kendisinden defalarca daha güçlü Rusya’yı yabancı ülkelerin desteğiyle savaş alanında mağlup edebileceği hayallerine kapıldı. Amerika’nın Ukrayna’nın gerçek dostu değil, kendi küresel siyasetini yürüten bir büyük güç olduğunu idrak edemedi.

2022’nin ilk haftalarında Zelenski’nin yanılsamalar içinde olduğu belli olmuştu. O günlerde ve savaşın başlamasından bir ay önce yaptığımız öngörüler ne yazık ki gerçekleşti:

“Zelenski kampanya sırasında Rusya’yla barış sözü verdi. Seçildikten kısa süre sonra, sorunu askeri yoldan çözme hevesine kapıldı. O arada… en üst düzey görevlere kendisi gibi komedyen ve deneyimsiz yakın arkadaşlarını getirdi.

Korkarım Ukrayna komedyenler yönetiminde trajediler yaşayabilir. Stalin ve Hitler tecrübelerinden sonra, Ukrayna halkı bir kez daha en büyük bedel ödeyen taraf olabilir.”

Tabii Batı’da, ana akım medyada “Zelenski yakında zafere kazanacak” diye yürütülen, bizde de birçok çevreyi etkileyen dezenformasyon kampanyasının dışında kalan çok sayıda sağduyulu uzman vardı. Mesela bunlardan biri MIT profesörü Barry Posen henüz savaş başladıktan birkaç ay sonra, Foreign Affairs dergisinde “Ukrayna’nın mantıksız zafer teorileri – Rusya’yı mağlup etme fantezisi ve diplomasi seçeneği” diye savaş yerine müzakere ve barış çözümünü önermişti.

Savaş başlamadan beş gün önce, 19 Şubat’ta, barış fırsatı bir kez daha Zelenski’nin ayağına geldi. İki ay önce Almanya Başbakanı olan Olaf Scholz Münih’te görüştüğü Zelenski’ye, NATO üyeliğinden gönüllü olarak vaz geçmesini, askeri tarafsızlık ilan etmesini, Rusya ile Batı arasında yapılacak bir anlaşma çerçevesinde Ukrayna’nın güvenliğinin garanti altına alınmasını önerdi. Zelenski ret etti.

Rus işgali başladıktan birkaç hafta sonra barış fırsatı son kez Zelenski’nin kapısını çaldı, İstanbul ve Antalya’da mart ayında yapılan Ukrayna-Rusya görüşmeleri mutabakatla bitti. Mutabakat metni 29 Mart’ta Ukrayna Cumhurbaşkanlığı resmi sitesinde yayınladı.

Rusya askerlerini geri çekecek, 24 Şubat öncesi sınırlara dönülecek, buna karşılık Ukrayna NATO üyeliğinden vaz geçecek ama Avrupa Birliği üyesi olabilecekti.

Zelenski ve Putin’in buluşarak barış anlaşmasını imzalayacaklardı, ama Zelenski Amerika’nın bastırmasıyla son anda vaz geçerek ölümcül bir yanlış yaptı. Zamanın İngiltere Başbakanı Boris Johnson 9 Nisan’da aniden Kiev’i ziyaret etti; Ukrayna gazeteleri ABD’nin has adamı Johnson’un savaşa bir şans verme (!) konusunda Zelenski’yi ikna ettiğini yazıyordu.

Washington kaynaklı ikna argümanları “Putin bir savaş suçlusudur, yargılanması gerekir. Sözüne güvenilmez, onunla müzakere yapılmaz. Anlaşsanız bile biz o anlaşmayı desteklemeyiz. Ukrayna’ya ekonomik-askeri yardım sağlayacağız, Rusya’yı mağlup edeceksiniz” şeklindeydi.

Değişik batılı kaynaklar, şimdi Washington’un kapalı kapılar arkasında Zelenski’yi Rusya’yla anlaşmasını için iknaya çalıştığını, gerekirse toprak tavizi vermesini önerdiğini bildiriyor (Politico America, NBC, vs.).

Amerika’nın yeni yaklaşımının kamuoyuna dönük açık ifadesini Başkan Biden’in ağzından duyduk. Daha önce defalarca Ukrayna’ya yardıma “ne kadar sürerse sürsün” (as long as it takes) devam edeceklerini açıklayan Biden, artık yardıma “elimizden geldiği sürece” (as long as we can) devam edeceğiz demeye başladı.

Aşağıda verilen harita, 31 Aralık 2023 itibariyle arazideki durumu gösteriyor. Etrafı siyah çizgilerle çizilenler hariç, kırmızı alanlar Zelenski’nin İstanbul mutabakatından vazgeçtikten sonra Ukrayna’nın Rusya’ya kaybettiği topraklar. Muazzam bir alan. O günden sonra 200-250 bin Ukraynalı asker ve sivil öldü. Ukrayna mahvoldu, milyonlarca insan gurbet ellerine savruldu.

Zelenski bu korkunç faturanın hesabını nasıl verecek?

Yaşanan büyük felaketten sonra Kiev’de iktidara büyük olasılıkla aşırı milliyetçiler gelecek.

Zelenski’nin aşırı milliyetçilerin gazabından kendini koruyabilmesi için en garantili yol, Batılı istihbarat servislerinin koruması altında, muhtemelen Avrupa’da, başka bir ülkede yaşamak. O nedenle, Batılılar tarafından “ihanete uğradık” gibi düşüncelerini açıkça paylaşmaması gerekiyor. Bakalım kendisini kontrol edebilecek mi.

Şimdi Ukrayna’da ne olacak? O da gelecek yazımızın konusu.