Tükenmez Tüketici
Bu haftaki analizimizde, tekrar 'sade' konulara değineceğiz. Ekonomi, büyüme, işsizlik v.s.Gerçekten, genel anlamda dünyada iyimser rüzgarlar esmekte. Dünya ekonomilerinde, bazı düzelme belirtileri var. En azından, temkinli bir iyimserlik gerçek dışı olmaz. İyimserlik devam ederken, global büyümenin itici motoru Amerikan ekonomisi ve ekonominin can damarı tüketim konusunda bazı değerlendirmeler yapmak isterim.
Amerikan Tüketicisi :
Tüketici güven endeksi bugün ( 26 Eylül ) beklenmedik bir şekilde düşük çıktı. Ekonomistlerin tahminleri 88.5 iken, endeks 87.7 çıktı. Ağustos ayının yüksek değeri 89.3'ten, 87.7 gibi bir değere düşüş, tüketicinin ruh halinde bir kayma olduğunun göstergesi. Gerçi tarihsel perspektiften baktığımızda, durum çok vahim değil. 2003 Mart ayında Irak savaşı başladığı zaman, endeks 77.6 düzeyinde idi. Ayrıca Eylül ayı değeri, 12 aylık ortalamanın üzerinde seyretmekte. Tüketicinin güveninin azalmasında, başlıca üç neden bulunmakta.
1) Emek piyasalarının güçsüzlüğü :
Özellikle imalat sanayinde büyük çaplı işten çıkarmalar devam etmekte. Ekonomi düzelirken yeni iş imkanları yaratılamamakta. Geçtiğimiz aylarda yaşanan resesyon nasıl ki eski tiplemelere uymuyorsa, içinde bulunduğumuz ekonomik büyüme de, aynı şekilde iş yaratmadan gerçekleşmekte.
Ekonomistlerin endişesi, iş yaratamayan ekonomik büyümenin hızının, çabuk kesileceği.
Bu noktada ufak bir uyarıda fayda görüyorum: Ekonomistler, genelde olayların nasıl gelişeceği konusunda iyi yorumlar yaparlar. Eksik kaldıkları nokta, olması gerekenlerin ne zaman olacağı konusunda sınıfta kalmalarıdır. Tüketicilerin ruh hali ile davranışları Amerika'da da ekonomistleri yanıltmaya devam ediyor. Evet, tüketiciler endişeli fakat aynı zamanda 'hararetli' bir şekilde alış verişe devam etmekteler. Morali bozuk hanımlar alış-veriş merkezlerinde stres atıyor olmalı !!!.
2) Irak :
Irak'ta yaşanan sorunlar, iki alanda, Amerikan kamu oyunu rahatsız etmekte. Petrol fiyatları ve ölen askerler. Petrol fiyatları savaş sonrası beklenen şekilde düşmedi çünkü, Irak petrol üretimi kendine gelemedi. Irak'ta Amerikan askeri güçleri tam hakimiyeti sağlayamadı, bu nedenle her gün bir iki asker öldürülmekte. Irak'ta köşeye sıkışan Amerika, BM'yi devreye sokup asker isterken savas öncesi tutumdan farklı davranıyor.
Savaş öncesi, tek başına Irak'ı kontrol altına alacağını sanırken şimdi, yüzseksen derece dönüş yapmış gözükmekte. Bush, geçtiğimiz günlerde yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, savaş öncesi konuşmalarının içeriğini değiştirmiş gözükmekte. Sonuçta Amerikalılar, bir şeylerin istenilen gibi gitmediğini hissediyorlar.
3) Ve Irak :
Bush'un Irak ve Afganistan'da ek harcamalar için ilave 87 milyar dolar harcama yetkisi, istemesi kendi partisi dahil bütün politikacıları ayağa kaldırdı. 87 milyar Amerikan ekonomisi için belki büyük bir rakam değil, ama sembolik olarak önem kazanmış bir rakam.
Amerika yavaş yavaş başkanlık seçimi havasına girmiş bulunmakta. Muhalefetten, Irak savaşıyla ilgili yorumların sesi yükselmekte. Kongre üyeleri, seçim bölgelerinde baskı altındalar.
Bütçe açıklarından dolayı, eğitim, sağlık v.b. konularda kısıntılara gidilirken, 'dipsiz kuyu' Irak'a neden harcama yapılıyor sorusu, ağızdan ağıza dolanıyor. Bugün açıklanan, başka bir ekonomik göstergeye göre, Amerika'da fakirlik artmış durumda.
Sonuç olarak, iyimserliğe dikkatli bir şekilde devam.
26 Eylül 2003 Wash.D.C.
[email protected]