Tarihe not düşüyorum
Enflasyon sadece ekonomide olmuyor, kavramlar üzerinde de bazen enflasyon olabiliyor.
Söz gelimi lider kavramı da enflasyonun etkisi altında, son yıllarda her parti başkanına lider denir oldu.
Oysa liderin özgüveni yüksektir ve çevresine güven verir hedeflerini gerçekleştirebilmek için risk alır, her türlü zorlukla mücadeleyi göze alır.
Açık ve net İletişime önem verir, belirsiz durumlara açıklık getirmeyi önemser ve aktif dinleyicidirler.
Saygılı nazik ve teşvik edicidirler.
Sorunlar karşısında çaresizlik yaşamaz, yol bulamazlarsa kendi yolunu açarlar, çözüm odaklıdırlar.
Sorunun çözümüne destek olacak liyakatte insanlara görev dağılımı yapabilecek bilgi altyapısına sahiptir.
Yol arkadaşlarına karşı merhametli muhtemel hatalara karşı sakindir, öfke kontrolünü bilir.
Yol arkadaşlarını rakip gibi görmez onları bilgi ve tecrübesiyle destekler gelişimlerine yardımcı olurlar. Bunun olabilmesi için yüksek bir bilgi birikimi ve donanımlarının olması gerekir.
Odaklandıkları hedefe yüksek bir enerji ile ilerler ve işlerini tutkuyla yaparlar başkalarının gündemine takılmaz kendileri gündem belirler.
Bütün bu özelliklerin tamamı genellikle çok nadiren bir bünyede toplanır ve genellikle doğuştan bahşedilir.
Partilerinin başında olanlara her ne kadar lider deniyorsa da bir liderde olması gereken dokuz temel özelliğin tamamını hiç birinin taşıdığı görülmüyor. Bu da onları lider olmaktan ziyade partilerinin başında olağanüstü yetkilerle donanmış, gücünü özelliklerinden değil, yasanın onlara sunduğu yetkilerden alan C.İ.O. ya da Genel müdür kıvamında yöneticiler olmaktan öte götürmüyor.
Türk siyasetinde uzun zamandır partileri yönetenler yönettikleri partileri, parti tüzüklerinden ve siyasi partiler kanunundan aldıkları güçle yönetiyorlar.
12 eylül darbesinden beri, yani 42 yıldır bu böyle. Türkiye’nin köklü partileri de dahil, yöneten kadrolar partilerini babadan kalma çok şubeli anonim şirketler ya da holdingler gibi yönetiyorlar.
Köklü siyasi akımların liderleri öldükten sonra, bu akımların başına yeterli donanıma sahip olmadan geçenler, hovarda patronlar gibi, akşamdan sabaha kafasına göre aldığı kararlarla, seçmen sermayelerini har vurup harman savuruyorlar.
Nasıl olsa partileri içinde onlardan hesap soracak bir yapı yok.
Onlar için siyaseten kaybetmek de yok, çünkü bu yapılarda ses yükseltmenin imkanı yok.
iktidarı ile muhalefeti ile gücünü başkalarından alan, üst akılların güdümünde sahte liderlerle, yıllar içinde ülkenin geldiği durum ortada.
Yıllardır “koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi” denilen bir ükenin vatandaşı olarak, Gelinen noktada İhanet diye tarif edilebilecek işler büyük bir aymazlıkla sergileniyorken;
küstah ve terbiyesiz üsluplar ortalıkta kol geziyorken;
millet fakr-u zaruret içindeyken;
İşte bu ahval ve şerait içindeyken;
Ümit ÖZDAĞ’a bakıyorum ve yol bulamadığı için yol açan gerçek bir liderin yıllar sonra ayak seslerini duyuyor ve tarihe not düşüyorum.