Sonuçlar Gödel'e rahmet okuttu
“Bu Gödel de kim ola ki?”diyerek hemen sorgulamayın.
Modern zamanların en ünlü matematikçi, mantık ve dil bilimcilerindendir.
Üstelik Einstein'in kankasıdır.
Gödel'in tüm bildiğimiz matematik, bilgisayar dili vs temelini oluşturan bir kanunu var.
Nereden nereye…
Pazar günü referandum sonuçlarını görünce; ister istemez Gödel'in kanunu aklıma geldi.
Gödel kanunu diyor ki; 'Tastamam olan bir sistem tutarlı değildir, tutarlı olan bir sistem tamam değildir!'
Sizi yormadan özetle anlatayım…
16 Nisan halk oylamasında 'Evet' az farkla da olsa kazandı.
Ama sistem tam oturacak gibi gözükmüyor!
Ya da ters açıdan değerlendirmek gerekirse…
'Hayır' az farkla kaybetti ama ‘Hayır’ bloğu tutarlı değil.
Bugünlerde nasıl olsa sonuçlar üzerine aşırı dozda ahkam kesilecek, bu nedenle detaylara girmeden konunun esasına sadık kalarak birkaç kelam etmek isterim.
ETNİK SİYASETİN SINIRLARI VAR
MHP ve HDP referandum sonuçlarından, tabii eğer anlayabilirlerse, sadece etnisiteye dayalı siyasetin artık iktidar yolunda 'kıymeti harbiyesi' kalmadığını anlaması gerekmekte.
Olabilir mi? Biraz zor, çünkü siyasi partilerde, başkanları ve delegelerinin oluşturduğu birrant sistemi var.
Siyasi rant sisteminden adeta bürokrat gibi rant paylaşım maaşı alanların feragat etmesini beklemek, en hafifinden saflık olur.
CHP BAŞLI BAŞINA BİR VAKA
İlk bakışta ana muhalefet lideri yüzde 49'la başarı sağlamış gibi gözükebilir.
Ancak hepimiz biliyoruz ki gerçek öyle değil.
Karşıt görüşün oy oranı, tepki ve Erdoğan antipatisiyle beraber yüzde 49'a yükseldi.
Bu tablo CHP ve Genel Başkanı için aldatıcı bir başarıdır.
Yani 'Hayır' sistemi de kendi içinde tutarsız.
Öte yandan “Referandum sonucu CHP'de değişikliğe yol açar mı?” sorusuna yanıt arayanlar var.
Ben böyle bir ihtimale pek olanak tanımıyorum!
Yukarıda sözünü ettiğim 'maaşa bağlanmış rant paylaşımı' MHP ve HDP'de iktidarla gel-git halinde yaşanırken…
Aynı rant CHP'de kurumsallaşmış durumda.
Bu nedenle iktidar-muhalefet fark etmez!
CHP'de 'maaşlar' düzenli bir şekilde devam eder.
Daha açık ifade etmek gerekirse…
Bu işleyişi ‘kazanma motivasyonunu frenleyen bir olgu’ şeklinde niteleyebiliriz.
‘EVET SİSTEMİ’
Şayet 'Evet' sistemi tamsa, tutarsız!
Lidere bağlılık iktidarda kalmanın getirdiği rant paylaşımı vs vs tam anlamıyla bir ahenk göstermiyor.
Parti içinde ve dini bütün seçmenlerin arasında farklılıklar var.
Daha da önemlisi merkez sağda fire var.
Eğer 'Evet' sistemi tutarlıysa o zaman bütünlük göstermiyor.(eksik)
Dine yönelik çizgi içinde Saadet Partisi ‘Hayır’ diyor fakat Sünni Kürtler ‘Evet’ diyor. (Merkez sağ saha dışı.)
Evet bloğunda başka büyük bir tutarsızlıkta 'kanunla-hukuk' ilişkisinin bütünleşip tamamlanmamış olması.
Çoğunluk oyları hazır oldukça kanunu yapmak kolay, esas olan resmi gazetede yayınlanan kanunun evrensel hukuk değerleriyle tutarlı olması.
Hukuk dilinde buna 'İçtihat' diyorlar.
Tabiri yerindeyse…
Referandum sonuçları bizi toplumsal açıdan zurnanın zırt dediği noktaya getirdi.
'Evet' kazandı. Fakat yanıt arayan sorular var!
-Kanun gereği sistem değişebilir ancak bu kadar büyük itirazın varlığı değişimi adil kılar mı?
-Daha da önemlisi değişim kalıcı olabilir mi?
-Yoksa çivisi çıkan denge yaz-boz tahtasına döner mi?
Bazen, yüz sene önceki bir olay geçen hafta yaşanmış duygusun hakim olduğu coğrafyada yaşadığımız unutuyoruz.
O nedenle kabahat samur kürkte olsa üstüne alan yok.
Her iki cephede de kuyruklar havada.
Kuantum fiziğinde dengesi bozulan sistemlerin tekrar dengeye dönmesi için başka bir evrensel denge kanunları var ama, ben şimdi sizi kurallara boğup moralinizi bozmayayım.
Ne de olsa hakim kültürün itici gücü, yüz sene önce yaşananların geçen hafta yaşanmış gibiöcünü almaya çalışmak değil mi?
Hadi bakalım 'Kolay Gelsin Türkiye'