Şeyma mağdur kızı oynamak istiyormuş
Şeyma Şubaşı geçtiğimiz günlerde kendisine yöneltilen kameraya, oyunculuk yapabileceğini ve de mağdur kızı oynamak istediğini söylemiş. Bence insanların aklıyla dalga geçiyor bu yorumu ile. Kendisi Acun Ilıcalı’ dan kazandığı yüksek meblağlı nafakaya güveniyor ve bu ilişkiden galip ayrıldığını düşünüyor olabilir. Kimine göre güçlü kadın denilebilir. Hakikaten okumuş insanların bile iş bulamayıp üç kuruşa çalıştığı düşünülürse Şeyma onlardan biri gibi yaşarken, bu evlilik sayesinde itsediği pırıltılı ve lüks hayata kavuşmuş olabilir. Bu da bir başarı sayılabilir ama sonuçta kocandan ayrılıp, yüksek nafaka alınca başarılı kadın olmuyorsun. Başarının anlamı çok daha kapsamlı bir şey. Bir şeyleri başarmaktan geçiyor. Yani eğer bir şekilde; ‘çok para kazanmışsan’ bunu bir işi iyi yaptığın için kazandığın paradan olması lazım. Gez, eğlen, estetik yaptır, zengin ama yakışıklı olmayan senden bir hayli yaşça büyük kocandan ayrılıp bol sıfırlı nafaka alınca güçlü kadın olunmadığını birilerinin Şeyma’ ya söylemesi lazım. Dolayısı ile ilginç bir senaryoya evet diyecekse kendi hayatını anlatan bir film ona çok daha fazla yakışır.
Ömür Gedik’ in tuvaleti deve kuşu tüyümüymüş
Ömür Gedik geçenlerde kızını evlendirmiş ve düğünde deve kuşu tüyünden hazırlanmış kıyafet giymiş ve bunların sahte olduğunu söylemiş. Modacı Gülşah Saraçoğlu’ da bir magazin programına bağlanıp; hayır o tüyler sahte değil gerçek demiş. Bunun sebebi de Ömür Gedik’in kendisini gerçek kürk giydiği için eleştirmesiymiş. Gedik Saraçoğlu için o kadına gidip bir dünya paralara tuvalet diktirmeyin ki kürk alacak para bulamasın demiş. Bunu duyan Saraçoğlu benim konforumu ve hayat standartımı devam ettirmek için çalışmaya ihtiyacım yok demiş. Bu ne kadar kendini beğenmiş bir açıklama gerçekten, hani bu devirde değil Gülşah Saraçoğlu , Paris Hilton bile çalışmayıp hazır yese o paralar günün birinde suyunu çeker, eskilerin bir lafı vardır; Hazıra dağ dayanmaz. O yüzden insanları küçük düşüreyim, rencide edeyim, egomu şişireyim yollu açıklamalar yüzünden ancak kendimiz küçük düşeriz, bunu unutmamakta fayda var.
Özlem Yıldız topuklu ayakkabı giymeyecekmiş
Bir alışveriş merkezinde gazetecilere rastlayan Özlem Yıldız bir ödül gecesinde sunuculuk yaptım 9 saat topuklu ile ayakta durdum uzun süre topuklu giyemeyeceğim düz ayakkabı giyeceğim demiş. Bu da haber olmuş. Haber değeri var mıdır, yok mudur diye sormayacağım tabii ki yok. Diyeceksiniz ki e sen neden yazıyorsun o zaman. Çünkü biz de doğru düzgün magazin haberciliği yapılmıyor. Normal habercilik de pek yapılmıyor doğrusu ama o bu günün konusu değil. Bu gün magazin üzerinden gideceğim. Böyle bir takım yarışmalar, ödül geceleri falan yapılıyor hep aynı tipler bu yarışmalar da, ödül gecelerinde boy gösteriyor. Ve bu işleri yapanlar da pek de fazla nitelik aranmıyor. Sadece bir takım sponsorlara yakın isimler olsun yeter. Hep aynı kadınlar, kendini göstermek üzere bu gecelerde yer alıyor, aynı sunucular bu geceleri sunuyor, katılımcılar ve sponsorlar da hep benzer kişiler oluyor. Siz de zannediyorsunuz ki falanca kişi çok başarılı ödül almış. Öyle değil zaten bu kişiler de artık herhalde işin biraz mizahına girmiş 45. Ödülümü aldım falan diyor. Yani konu başarı değil, o size söylenen kısmı…Ne sunucusu, ne ödül vereni, ne de ödül alanı kendini göstermekten başka bir şey yapmıyor. Keşke öyle olmasa ama öyle bazı şeyleri çok kafanızda büyütmeyin. Unutmayın gerçekten iyi şeylerin bağırmaya ihtiyacı yoktur.
Sözün Özü; Aşkın hikayesini durmaksızın feryad eden bülbüllere değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor.
Rumi