Seçim ‘23’ün ardından
Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı, artı bir fazla oy alan seçilecek.
Meclis çoğunluğu Cumhur İttifakında, Millet İttifakı ise “doğurgan”.
Ne ki bu aritmetik Anayasa’da kapsamlı bir değişime olanak sağlamaz.
Hele ki ilk 4 maddesi asla ama asla tartışmaya bile açılamaz.
Bu bakımdan hayırlı oldu.
İkinci turda Kemal Bey seçimi alırsa, bir yıl sonraki yerel seçimlerle birlikte yeniden seçime gidilebilir.
Ancak her koşulda bu Parlamento kendisini en fazla iki yıl taşıyabilir.
Siyasi partiler Yasası ve seçim sisteminde ivedilikle demokratikleştirme gerekiyor.
Gelelim seçimle ilgili diğer nesnel tespitlere:
- Seçimin kazananı seçmendir!
- Seçim, büyük uygarlığımıza yaraşır şekilde barış içinde geçmiştir. (Deprem bölgesindeki halk suçlanamaz, büyük afetlerde halk devlete sarılır. Devleti Hükümet temsil eder)
- Türk ulusu, -benim de mesafeli olduğum- Başkanlık sistemine bu aşamada ihtiyatlı bir uyum sergilemiştir. (konuyla ilgili rezervlerim hala geçerlidir)
- seçmen, terörle mücadele ve toprak güvenliği ile iktisadi sorunlar arasında öncelik tercihini vurgulamıştır. (Maslow’un ihtiyaçlar kategorisini okuyan da bu gerçeği bilir)
14 Mayıs’ta olduğu gibi muhtemelen ikinci turda da yurt dışından Türkiye’ye yönelik büyük ilgi devam edecek.
Partilere önerim, anket şirketleri ile halka yabancı danışmanlıklardan ve kerameti kendinden menkul kimi medya bülbüllerinden uzak durmalarıdır.
Ve tabii; bir iç disiplin anlayışıyla ve performans değerlendirmesi için, ıslak imzalı birleştirme tutanakları tespit edilip, resmi olanlarla karşılaştırılmalıdır. Böyle bir aritmetik sağlama her açıdan yararlı olabilir.
Kalkınan, ekonomisi gelişen, demokrasisi iyileşen, sosyal yaşamı ilerleyen, kültürel anlamda ve özgürlükler içinde dünyaya değer katan bir Türkiye hepimizin özlemidir.