Sami Karasırt: Tanrı’nın Senatörü
Esas adı Sam Brownback. Ben kod adını direkt çevirdim, Sami Karasırt !!! ve gerçekten kendisini Tanrı’nın Amerikan Senatosunda görevlendirdiğine inanmakta. Kansas eyaletinde 281 kişinin yaşadığı bir köyün sınırları içinde olan babasının çiftliğinde yetişen Sam, 10 seneden beri Washington’da Senatör olarak Kansas’lı seçmenleri temsil etmekte. Sam 1994 yılında önce dünya başkenti Washington’da Kansas’dan seçilmiş olarak geldi. Çaylak senatör olarak önceleri sadece sağcı ve inançlı bir Hristiyan olarak yaşamını ve siyasi felsefesini sürdürdü. Karasırt Sami zamanla daha önceleri genç bir öğrenci ve stajyer olarak bulunduğu yıllardan tanıştığı ve hücre usulü faaliyet gösteren aşırı sağcı Hristiyan gruplara dahil oldu. Misyonlarının Hristiyanlığı ve Amerikanın gücünü birarada yaymak olan bu sağcı hücre gruplar ABD’nin başkenti Washington’da oldukça güçlü konumda bulunmaktalar. Sam Brownback 2002 yılında Evangelist Hristiyanlıktan Katolik Hristiyanlığa döndü ve Opus Dei cemaatine üye oldu. Ultraortodoks Opus Dei’i Da Vinci’nin Kodu isimli kitap ve filmdeki rahipten tanırsınız. ‘Karasırt Sami’ nin akıl hocası ve ‘şeyhi’ Nixon’un Watergate skandalında faturanın kesildiği vatandaş, Charles Colson. Colson 7 ay hapis yatıp çıkınca dünya çapında ‘Ceza Evi’ Fellowship = Dostluk Grubu organizasyonunu kuruyor ve Amerikan sağının lider entellektüeli konumuna yükseliyor. Colson, Katoliklerlerle Evangelistler arasında birliği sağlayan ve cinselliğin kamuoyundaki kontrolünü Amerikan sağının bir numaralı gündem maddesi haline getiren kimse. Super Bowl gösterisi sırasında Janet Jackson’un elbisesinden fırlayan göğsüyle başlayan tartışmayı hatırlarsınız. Bu olayın sonunda ‘Yayın Ahlakı’ kanun teklifini hazırlayan ve kanunu geçiren kimse doğal olarak Sam Brownback’ti. Sam Brownback nam-ı diğer Sami Karasırt’ın genelde sağcı politikacıların çoğunda rastladığımız enerji lobileri ile sıkı fıkı ilişkileri bulunmakta. Amerikanın halka açılmamış büyük enerji şirketlerinden Koch grubu Sam’in arkasında. Bu aile şirketi Sam’i parasal olarak her seçimde desteklemekte. Sam’in kendi kurduğu ’İpek Yolu’ isimli projesi ile Orta Asya ülkelerini gezerek kendi ifadesi ile enerji kaynaklarının ’müslümanların eline’ geçmesini engellemeye çalışması herhalde tesadüf olmasa gerek. Global ısınmaya soğuk bakan Sam Amerika’nın Kyoto anlaşmasını imzalamaya da karşı. Sam Brownback, her öğlen kiliseye ibadete giden, çok az yemek yiyen, kadınların ailedeki yerinin evde olması gerektiğine inanan bir politikacı. Amerikan sağının en sağında. Kilisenin medya imparatorluğu tarafından pompalanan bir politikacı. Sam kürtaja karşı ve bunu ’holokost’ olarak nitelendirmekte. Sam eşcinsel evliliğede karşı. Kendisi ve arkadasları artık inanca dayalı demokrasiye inanmıyorlar. Sadece inanca inanıyorlar. Onlar için en iyi bürokrasi kendini imha edecek bürokrasi ve en iyi anayasa Tanrı’nın kelamı İncil. En mükemmel lider ise Tanrı’nın oğlu İsa. Bütün bu felsefelerin alt yapısını oluşturan iktisadi sistem de doğal olarak serbest piyasa ekonomisi. Sam, önümüzdeki seçimlerde Cumhuriyetçi partinin başkan adayı değil. Ama Sam Amerikan dış politikasını yönlendirebilecek etkin bir senatör. Sam Israil’in de büyük destekçisi. Tek seçmeninin Tanrı olduğuna inanmakta Sam. Değerli okurlar sizlere karmaşık Amerikan sisteminden bir örnek vermek istedim. Bu sistemi ne kadar yakından tanırsanız, ‘işkembeden sallama’ Amerikan politikası analizi yapanların cilasının altında yatan malzemeyi o kadar iyi değerlendirirsiniz diye düşünüyorum. Yine ilk defa burada, Haber3 siyesinde, ileride boyalı Türk medyasında okuyacağınız analizi sizlere sunmaktan mutluyum.