Sağlıklı ruh, sağlıklı insan

Güncelleme:

Bu aralar, gayet keyfim yerinde, yaşam koçum ve tıbbi etik uzmanı Iraz Savun" la yaptığımız sohbetlerde, şakayla karışık bana, bir psikolojik danışmana gitmek için, illa ki 8 leşin, 3 cinayetin olması gerekmiyor diyor. Ne kadar da doğru söylüyor, keşke tıpkı Amerika" da olduğu gibi, herkesin bir yaşam koçu veya psikologu olsa. Bayram haftasında, maalesef İstanbul" da, sadece 1 hafta içinde, 13 cinayet işlenmiş. Tecavüz, yaralama ve ensest haberlerini, her geçen gün daha sık okuyoruz. İnsanlar, birbirlerine karşı saygısız, duyarsız, uzağa gitmeyin, en basitinden, trafikte bile, kendiniz yol almazsanız, hiç kimse size yol vermiyor.

Bir yerde kazara, karşı karşıya gelirseniz, sanki yol babalarının yoluymuş gibi, nefret dolu bir bakış fırlatıp geçiyorlar. Herkes, her şeyin doğrusunu kendi bildiğini zannedip, ahkam kesiyor. Ben de bu durumları köşemden sakince izliyorum. Ortada, müthiş ego savaşları, negatif yaklaşımlar dönüyor. Sebebi ekonomik sıkıntılar mı desek, her geçen gün daha da, sorun haline gelen trafik mi , insanları çıldırtan . Doğal yaşamdan uzaklaştıkça, ruhun dinginliğinden, bilgeliğinden de uzaklaşılıyor. Düşünsenize fiziksel bir rahatsızlığımız olduğunda, kalkıp doktora gidiyoruz. Peki ruhumuz hastalandığında, bunun için bu durumu kabullenip doktora gidiyor muyuz? Tabii ki hayır, ne münasebet. Biz deli miyiz, ya da güçlü insanın ruh doktoruna ihtiyacı olmaz gibi bahanelerle durumu geçiştiriveriyoruz. Sanki sadece deliler ruh doktoruna gider miş gibi. Zihin, beden ve ruh, insanı oluşturan üç temel unsur. Biz sadece bedenimizle ilgileniyor, görünmeyen, bedenin içindeki tarafımızı önemsemiyoruz.

Ne kadar kişisel gelişim kitabı okuyoruz? Ya da aklımızın nasıl çalıştığını, vücudumuzu nasıl yönettiğini hiç merak ettik mi? Ruhumuzun , bedenimizle nasıl ilişki kurduğunu biliyor muyuz? Yaşamımız içinde, isteklerimizin ne kadarını gerçekleştirebildik? Hedeflerimize ulaşabildik mi? Hedeflerimiz ve yaşam kalitemiz yerinde mi? Yoksa, öyle yuvarlanıp gidiyor muyuz?

Tabii bu konuları, eşimizle dostumuzla sevdiklerimizle de konuşabiliriz ama bazen profesyonel bir bakış açısı, bizim aslında çözümünü bildiğimiz halde, basit bir nedenle göremediğimiz ufacık bir gerçeği bir anda gözümüze sokar. Her şey anında çözülür, hem de sadece biz çözeriz, terapistimiz bize küçük bir ayna tutar, kendimizi görebilmemiz adına.

İlla ki, depresyona girmemiz, büyük travmalar yaşamamız gerekmiyor. Yaşam kalitemizi arttırmak için, gerekli olmadan da, psikolojik destek alınabilir.

Yapılan araştırmalarda, maddi yetersizliklerin depresyona yol açtığı, zenginlerin daha mutlu olduğu belirlenmiş. Bunlar bilimsel gerçekler, sadece bununla da bitmiyor. Pek çok arkadaşımla konuştuğumda, herkes de bir bezginlik, rutin giden yaşamdan sıkılma, eşlerden şikayet, bir sürü sorunu olan insan var. Sizin de vardır etrafınızda, problemi olanlar. Sorun bakalım bu insanlara kaçı psikolojik destek alıyor diye, içlerinden yüzde onu bile çıkmaz. Yaşama pozitif bakmak istiyorsak, kendimizi tanımak, etrafımızdaki insanlarla daha kaliteli ilişkiler kurmak, daha başarılı bir iş kariyeri, tüm bunlar yerimizde oturarak olmaz. Sağlıklı olmak için, içten , dışa doğru hareket etmek lazım. Sağlıklı ruh, sağlıklı akıl, sağlıklı beden ve tabii ki sağlıklı toplum….