Reklam ve promosyon mevzuu..
Reklam ve promosyonlardan artık bana fenalık geldi.
Sinemaya gidiyoruz, film öncesi 20 dak. reklam. Film seyretmeye mi geldik, reklam izlemeye mi?
Televizyon izliyoruz, program aralarında 5 dak. da bir reklam.
Hem de öyle bir iki tane falan değil, onlarca.. Program toplasan 30 dak. geçmez, reklam neredeyse 45 dak.
Sonra , araba kullanıyoruz, yolda gidiyoruz cırt telefon mesajı.
Neymiş efendim, falanca saatle falanca saat arası, filanca arkadaşınla konuşursan, 5 dak. bedavaymış.
Bak bak, ben o satırlarca yazdığın gereksiz bilgiyi 2 saniye de çözecek kadar zeki olsam, önce o işletmenin başına geçer, vızır vızır müşterilere atılan mesajları keserim. Mesaj kutularımız sırf bu istem dışı gelen mesajlarla doluyor.
Bir sor bakalım müşteriye, bu bilgileri almak isteyen var mı diye?
Ne gezer? Bol bol gönderiyorlar.
Hani bazı insanlar vardır, promosyon meraklıları, kesinlikle eleştirmiyorum.
İşte oradan indirim kuponu, buradan bilmem ne, şundan iki tane alırsan, üçte bizden bedava diye, gider alışveriş yapar.
Bana çok komplike ve gereksiz geliyor.
Paran varsa alırsın, yoksa almazsın bu kadar basit.
Mesela benzinciye gidersin, diyelim benzin aldın, ıslak mendil bedava, ya da sabun.
Utanmasalar, bir sıkımlık diş macunu kazandın diyecekler. O derece yani.
Hayır ben başka marka kullanmak istiyorum ama bu sefer o beğenmediğim benzinci mendilini de atmaya kıyamıyorum. Sonuçta onu da bir firma yapmış, uğraşmış.
Böyle kumru gibi kara kara düşünüp duruyorum.
Strese giriyorum.
Bak yine girdim mesela…
Anneler Günü v.s bilimum alışveriş günlerinde, daha önce alışveriş yaptığım tüm mağaza, doktor her tür hizmet sektöründen tebrik mesajları gelir, yalnız yanında promosyon duyurularıyla.
Beni ben olduğum için seven yok mu bu dünyada? ( Burası şaka. Olduğunu biliyorum tabii)
Gelelim tv reklamlarının tarzlarına..
5 yaşındaki çocuk mu yazmış nedir o mantıksızlık öyle, koca koca ajanslar.
Geçmiş zaman, bir dönem Erberk Ajans’ a kayıtlı olduğumda, donmuş ürün firmasının görüşmesine gitmiştim.
Aslında görüşmelere gitmek istemiyor, genellikle de gitmiyordum. Çünkü işin ne olduğunu bilmiyorsun, sağa dön, sola dön, kendini anlat, hop çekim bitti..
Dediler ki, yok git, çünkü reklamda aradıkları tipe çok uygunmuşsun, seni özellikle istiyorlar.
İyi peki deyip gidiyorum.
Böyle şeker bir kız, kamerayı almış eline, bana yapmam gerekenleri anlatıyor.
İşte efendim, arkanıza dönüp, fırından bir şey alıyor gibi yapacaksınız.
Evet.
Sonra, onu masaya koyup kesip, bir lokma da ağzınıza götüreceksiniz, hımmm diyeceksiniz( lezzetli olmuş hesabı)
Eee.
Derken yanına kızın gelecek.
Evet..
Diyecekki sana; anne aşığım ben.
E ben ne diyeceğim ona?
Aah aah bilmezmiyim kızım bende bir zamanlar öyleydim. Dedikten sonra, uzaklara dalıp gideceksin.
Hoppala, oldu mu şimdi? Hiç bu olay bana uygun değil.
Kız kaç yaşında peki?
15 falan.
Nee ben reklamda 15 yaşındaki koca kızın annesini mi oynayacağım, benim de kendime göre bir karizmam var.
Tamam oğlum 18 yaşında iri bir adam olabilir ama zaten kimse onun benim oğlum olduğunu düşünmüyor.
Ben zannettim, 3-5 yaşında.
Ayrıca pandomim sanatçısı mıyım, hayali fırından börekleri çıkarayım, hiçbir malzeme yok, Oscar almış sanatçı bile zor oynar malzemesiz. Yapamam.
Sonra ben börek falan hiç yapmam, çok kalorili, kızım da öyle derse, sen dersine bak bakayım, ne aşkı meşki derim, bir de üstüne kızarım.
Yok ah ah diyecekmişim.
Tövbe, tövbe…
Tabii reklama beni seçmediler dememe gerek var mı bilmem…
Güzel reklamlarda var, diyelim emeğe saygı duyalım.
Ama ne olur biraz daha az ve mantıklı reklamlar, promosyonlar yapın, her yerden de karşımıza çıkartmayın.
Biraz sakinleyelim artık yahu..
Bıktık ölçüsüz reklam ve promosyonlardan..