Prigojin suikastı sonrasında neler olabilir?
Rus paralı asker şirketi Wagner’in patronu Yevgeni Prigojin’in uçağı geçen hafta mafya filmlerine taş çıkaran acımasız bir operasyon sonunda düşürüldü. Prigojin en yakın çalışma arkadaşlarıyla beraber öldü.
Operasyonun arkasında Rus devlet kurumlarının olduğu muhakkak. Filmin yönetmeni büyük olasılıkla Rusya’nın güçlü adamı Vladimir Putin. Daha zayıf olasılıkla, örtülü operasyon yeteneğine sahip bir Rus devlet kurumu; mesela Çeçen savaşında örneklerini gördüğümüz gibi.
Ne var ki, suikastın ayrıntılarını kamuoyu muhtemelen hiçbir zaman tam olarak öğrenemeyecek.
Prigojin iki ay önce bir isyan girişimi başlatmış ama 24 saat içinde Kremlin’le anlaşarak kalkışmaya son vermişti.
Rusya Savunma Bakanlığı aylar önce Wagner’i daha sıkı kontrol altına almak amacıyla desteğini ve silah akışını kesmişti. Batı medyasının yoğun ve abartılı yorumlarının aksine Prigojin’in amacı Moskova’da iktidarı ele geçirmek değil, şikayetlerini merkeze taşıyıp mümkün olduğu kadar ödün koparmak, büyük çıkarlarını ve statükoyu korumaktı.
İki ay önce Prigojin-Kremlin arasında yapılan anlaşmanın ayrıntıları kamuoyuna tam olarak açıklanmadı. O nedenle, anlaşmanın uygulamasıyla ilgili bir ihtilaf olup olmadığını da bilmiyoruz.
Prigojin hiçbir zaman gerçek bir iktidar seçeneği olmasa da, başlattığı isyanın kendisi, merkezden bağımsız hareket eden bir güç odağı olduğunun kanıtı idi. Esasen sonunu getiren bu basit gerçek oldu.
Dünya kamuoyunun ilgiyle izlediği suikast sonrası için üç gözlemde bulunabiliriz.
- Prigojin sonrasında, Moskova’nın paralı asker şirketi Wagner’i beslemeye ve korumaya devam edeceği anlaşılıyor.
Rus devletinin daha sıkı kontrolünü sağlamak amacıyla bu kez işin başına Kremlin’in daha güvendiği bir isim getirilebilir. Şirketin ismi de değişebilir.
Son haftalarda Moskova; Afrika, Ortadoğu ve başka yörelerdeki Wagner müşterilerine Rusya’nın desteğinin devam edeceği güvencesi veriyordu. Rusya Savunma Bakan Yardımcısı’nın Prigojin suikastından sadece günler önce Libya’yı ziyaret etmesi ve ülkenin doğusundaki güçlü adam General Halife Hafter’le görüşmesi bunun işaretlerinden biriydi.
- Suikast Ukrayna savaşının gidişini pek etkilemeyecek.
Bu yılın ilk yarısında Rusya’nın doğu Ukrayna’daki Mahmut (Bahmut) şehrini almak için başlattığı ve aylarca süren taarruzda Wagner en ön planda görev yaptı ve çok ağır zaiyat verme pahasına da olsa hedefine ulaştı.
Ama Ukrayna’nın 4 Haziran’da başlattığı büyük karşı taarruz karşısında, Rusya şimdi savunmada ve “yıpratma savaşı” taktiği uyguluyor.
Savunmada ve taktik kaygıların öne çıktığı durumlarda, kolayca gözden çıkarılan paralı askerlerden çok disiplinli ve düzenli ordulara ihtiyaç vardır. Rus ordusu Ukrayna’nın büyük taarruzu karşısında savunma ve taktik savaşını şimdilik iyi götürüyor.
Rus ordusunun şu ara Ukrayna’da Wagner’e pek ihtiyacı görünmüyor. Zaten çok sayıda Wagner askeri Rus ordusuna alındı.
- Önemli bir husus, Prigojin suikastı, Rusya’daki değişik güç odaklarının çok büyük ölçüde sertlik yanlısı, aşırı milliyetçi ve fanatik çevreler olduğunu bir kez daha hatırlamamıza vesile oldu.
Prigojin’in nükleer silah kullanmaktan yana olduğunu açıklamıştı. Aynı düşünceyi paylaşan ve açıkça savunan başka etkili kesimler de var. Mesela Moskova’nın en itibarlı strateji uzmanlarından ve Ukrayna’da taktik ölçekli de olsa nükleer silah kullanmadan kesin zafer kazanmanın çok zor olduğunu açıkça ileri süren Sergey Karaganov gibi.
Suikastta ölen Prigojin’in sağ kolu ve Wagner’in ikinci adamı Dmitri Utkin, Nazi Almanyası hayranıydı. Adolf Hitler’in çok sevdiği besteci Wagner’e atfen, paralı asker şirketine Wagner adını veren Utkin idi.
Bir başka örnek, geçen ay tutuklanan Rus askeri istihbaratından (GRU) emekli albay ve şimdilerin fanatik milliyetçi siyasetçisi İgor Strelkov.
Albay Strelkov 2014’de doğu Ukrayna’da Donbas bölgesindeki Rus ayrılıkçıların lideri olarak şöhrete kavuştu. Düşen Malezya yolcu uçağını vuran kişi olarak biliniyor. “Strelkov” esasen sonradan kullanmaya başladığı lakabı; Rusça “nişancı” veya “vurucu” anlamına geliyor.
Strelkov şimdi genel seferberlik ilan edilmesini ve Rusya’nın bütün gücüyle Ukrayna’nın üzerine çökmesini istiyor. Putin’i “yumuşak ve korkak” davranmakla suçluyor.
Benzer örnekler çoğaltılabilir.
Putin’in koltuğu şu veya bu nedenle boşalırsa, mesela savaş açık başarısızlıkla son bulursa, Moskova’da iktidara büyük olasılıkla sertlik yanlısı aşırı veya fanatik milliyetçiler gelecek.
Aslında benzer bir durum Ukrayna için de geçerli. Savaş Ukrayna için açık başarısızlıkla son bulursa, Batılı karar verici çevrelerin beklentilerinin tersine, Kiev’de iktidar büyük olasılıkla aşırı ve fanatik milliyetçi çevrelerin eline geçecek.
Ukrayna’daki aşırı ve fanatik milliyetçi çevreler ayrı bir yazıda daha ayrıntılı bir incelemeyi hak ediyor.
Bu durumun şaşırtıcı tarafı pek yok, çünkü savaşlar hemen her zaman aşırı ve fanatik çevrelerin elini güçlendirir.
Özetle, aslında kolayca engellenebilecek bir savaşın sonunda muhtemelen ya Ukrayna ya Rusya’da fanatik milliyetçileri iktidarda göreceğiz. Belki her ikisinde de.
Batılı karar vericiler ve yorumcular yaygın şekilde, savaş sonrasında Rusya’da Batı yanlısı bir iktidarın işbaşına gelebileceğini umut ediyor. Aynı çevreler Ukrayna’da ise tıkır tıkır işleyen bir demokrasi beklentisi içindeler, hatta neredeyse buna eminler!
Ancak gelecek günlerde Batılı karar vericiler ve yorumcular, hem Rusya’da hem Ukrayna’da derin hayal kırıklıkları yaşayabilir.