Özel eğitimde denetimsizlik büyük sorun
Türkiye’de bir anda büyüyen bir eğitim kurumu var.
Adı Mektebim!
Adını Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim seferberliğinden aldığını söylüyorlar okul girişlerindeki ve resmi internet sitelerindeki tabelalarda.
Ümit Kalko, Mektebim Okulları Yönetim Kurulu Başkanı ve Ümit Kalko Vakfı Başkanı, Silivrispor Kulüp Başkanlığı da yaptı.
FETÖ il mücadeleden sonra el konulan okulların bir kısmını devraldı!
17 Eylül 2018 günü AKP’ye üye oldu.
Sonrasında AKP Silivri Belediye Başkan aday adaylığına müracaat etti!
Tesadüf bu ki; bir süre sonra Mektebim Okulları’nın kurucusu Ümit Kalko, sahibi olduğu Ümit Eğitim AŞ için konkordato istedi.
Fatsa ve Keçiören'deki Mektebim şubesi kapandı.
İnternette kısa bir araştırmada hızlı değişimler göze çarpıyor.
Mesela...
Mektebim Okulları’nı kuran Ümit Kalko, şirketin yüzde 30 hissesini Suudiler’e satmış.
Milli Eğitim Bakanlığı, yabancıların eğitimden çekilmesi kararından sonra yabancı Gelişim Eğitim Danışmanlık A.Ş’ye devretmiş..
Kalko, şirketin yüzde 30 hissesini ise Ethem Sancak’ın kardeşlerine satmış.
Kalko, bundan 2 ay önce de, sahibi olduğu hissesinin yüzde 25’ini Sancaklar’a devretmiş.
Tüm bunlar çok uzak zamanlarda olmuyor, yakın zamanda ve bir yıl gibi bir süre içinde!
İFLAS EŞİĞİNDEKİ İŞ ADAMI SİYASETE GİRİYOR!
Öncelikle borçlarını ödeyemediği için konkordato ( iflas anlaşması) isteyen bir firmanın sahibinin, ekonomiyi yöneten bir partiden aday olmasının bir açıklaması olmalı Sayın Ümit Bey’in zihninde.
Bir anda her şehirde kampüs açıp, kredi alan, müteahhitlerin parasını, öğretmenlerin maaşını, elektrik ve doğalgaz paralarını ödeyemeyen bir eğitim kurumun sahibinin neden siyasete atıldığının mantıklı gerekçesi olmalı!
Hasbelkader aday gösterilirse ( bu yazı yazıldığında adaylık belli olmamıştı ) Silivri halkına kendisini anlatması zor olacaktır.
Yönettiği kişisel veya kurumsal sermaye yapısı, eğer varsa aklındaki siyasi rant veya kişisel gelecek düşüncesi..
Bunların hiçbirinin benim aklımda, beyimde ve gözümde zerre bir değeri yok.
Benim sormak ve cevabını almak istediğim şeyler başka…
MİLLİ EĞİTİM NEDEN SUSKUN?
Sayın Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri,
Girin şikayetvar.com sitesine Mektebim ile ilgili şikâyetlere bir göz atın. Eminim Mersin, Fatsa, Ankara veya başka şehirlerden de şikâyetler vardır.
Çocuklar, kliması, doğalgazı olmayan buz gibi sınıflarda eğitim görmeye çalışıyorlar.
Öğretmenler aylardır ya maaş alamıyor, ya da elden aldıkları ücretlerle, ne öldürür ne güldürür şekilde geçiştiriliyor.
Soğuk odalarda okulu yönetmeye çalışan eğitimciler bile soğuktan hasta oluyor!
Ve Mersin Mektebim okullarını birçok siyasi aday, milli eğitim temsilcileri sürekli ziyaret ediyorlar!
Hiçbir veli, çocukları soğuk odalarda eğitim görsün diye para dökmez!
Bu kadar sıkıntı ve şikâyetin olduğu yerde ise Milli Eğitim Bakanlığının sessiz kalmasını anlamak çok zor!
Konkordato için Milli Eğitim elbette bir şey yapamaz, peki ya çocukların üşümesine neden sessiz kalıyor?
MEB ısıtma sorununu çözebilir ve gerekli yere fatura edebilir. Ümit Kalko bu okulu kuran bir kişi olarak siyasette “ben varım” diyorsa ısıtma giderlerine de “ben ortağım “demelidir.
Eğer Milli Eğitim Bakanlığı bu okulların açılmasına izin veriyorsa ve her belgesine onay veriyorsa, öğrenci ve veli mağduriyetlerinde de aracılık yapmalı ve çözüm üretmelidir.
Mektebim örneği de gösteriyor ki; özel okulların denetimsizliği Türkiye’nin kanayan bir yarasıdır. En büyüklerinden birisi olduğu için göze çarpıyor, kim bilir, dershaneden dönme özel okullarda neler yaşanıyordur?
PEKİ, YA ÇÖZÜM!
Maalesef çözüm yok. Bazı okullar kapatılırken, bazısı Haziran ayını bekliyor kapatılmak için!
Oysa bu çocuklar yüksek ücretlerle bu okullara kayıt yaptırıldı.
Yüksek rakamlarla, kitap ve kıyafet satışı yapıldı.
Endüstri 4.0, dendi. Çünkü revaçta bir slogandı!
Yüzme havuzu, buz pateni, spor salonu dendi. Robotik kodlama dendi!
İnsanlar kandırılırken, çocuklar soğukta eğitim görmeye çalışırken, fedakâr eğitimciler soğuk odalarda sözleşmelerinin biteceği tarihi iple çekiyorlar.
Yazık değil mi bu çocuklara!
Parayı geçin…
Vaatleri, unutun…
Türkiye’nin geleceği bu çocukların iç isyanını, yıkılmışlıklarını, geleceğe dair umutlarının yok olmasına neden sessiz kalıyorsunuz?