Okul müdürünün şiddeti
Okul müdürü A.S. konuyu sonuna kadar dinleyip müspet ya da menfi bir izahta bulunup birlikte çalıştığı öğretmenlere yardımcı olmak, okul adına talep edilen bir konuyu tahammülle dinlemek yerine yöneticilik vasıflarına yakışmayan, bulunduğu kurumunu temsil etmekten uzak bir edayla kaba sözler sarf ederek, hışımla yerinden kalkarak makamında bulunan öğretmenlere herhangi bir insanın sokakta bile yapmayacağı bir muameleyle bir öğretmeni tartaklayarak darp ettiği öğrenildi.
Elbette, bu tür olaylara sıkça olmasa da rastlanmaktadır. Bununla beraber, bazı okul müdürleri öğretmenlere karşı duygusal şiddet uygulayabilmektedirler. Okul müdürlerinin sıkça bu yola başvurdukları ifade edilmektedir.
Bu tür bir şiddetin öğretmenler üzerinde kalıcı etkisinin bulunması muhtemeldir. Özellikle, okul müdürlerinin fiziksel ve duygusal şiddetine maruz kalan öğretmenin okuluna ilişkin bir kimlik geliştirmeleri mümkün değildir. Bu durumda öğretmenin çevresiyle anlamlı bir ilişki kuramayacağı anlamına gelmektedir.
Böylece, öğretmenlerin çevresiyle anlamlı bir bütünlük kurumamasının öğrencilere olumsuz yansıması muhtemeldir.
Tabii ki, okul müdürleri tarafından fiziksel ve duygusal şiddete maruz kalan öğretmenlerinin öz güven düzeyi düşük olacaktır. Öz güven düzeyi düşük olan öğretmenlerin şu tutum ve davranışlarda bulunması mümkündür:
-Öğrencisine karşı otoriter davranma,
-Okul müdüründen gördüğü duygusal ve fiziksel şiddeti öğrencisine yansıtabilme,
-Öğrencisine söz hakkı tanımama,
-Grup sürecine ağırlık veren öğretim yöntemlerine başvurmama,
-Düz anlatım yöntemine sürekli başvurma.
Söylenmesi gereken en önemli husus örgüt olarak okulun etkililiğidir. Başka bir ifadeyle, okulun amaçlarının gerçekleştirime düzeyidir. Ancak, öğretmenine karşı fiziksel ve duygusal şiddete başvuran okul müdürünün örgütsel etkililiği sağlamak bir yana, okulu daha da etkisizleştirecektir. Çünkü okulun etkililiği bir ölçüde öğretmenin morali, iş doyumu ve güdülenmesine bağlıdır.