Öğrenci ve şiddet
Hemen hemen her gün okullarda şiddete ilişkin haberler medyaya yansıyor. Maalesef, en başta söylenmesi gereken çocuklar neyi öğreniyorsa onu uyguluyor. Elbette, kadınlar önemli ölçüde şiddetle karşı karşıya geliyor. Böyle bir durumda elbette, uygulanan fiili ve sözlü şiddet biçimlerinin çocuklar tarafından taklit edilmesi ve öğrenilmesi kaçınılmaz bir hal alıyor.
Orta öğretim dönemine denk gelen ergenlik dönemi, bazen akran gruplarının değerlerini aşırı vurgulaması çeteleşme ve bu durumda da ve bu durumda şiddet nedeni oluyor. Yine, ergenlik karşı cinslerin birbirine yakınlaşma dönemi olup erkek çocukları kavga edebiliyorlar.
Yine şunu belirmek gerekiyor: Öğretmenin şiddete başvurması veya otoriter tutumu öğrencide öz güven düzeyinin düşmesi olarak beliriyor. Bu da şiddete neden oluyor.
Özellikle, kayıtsız şartsız itaat isteyen, ceza sistemine sık sık başvuran, övgüye çok az yer veren, notu bir silah olarak kullanan öğrencilerle ilişkilerle mesafeli; dersi kendisi hazırlayan ve kendisi yürüten: öğrencilerin görüş ve düşüncelerine çok fazla önem vermeyen öğretmen şiddete neden olabiliyor.
Bildiğiniz gibi itaat eninde sonunda tepkiyi beraberinde getiriyor. Bazı öğretmenler sınıfta sözüm ona otoritesini kaybetmemek adına öğrencilere yine otoriter davranıyor.
Diğer taraftan; öğrencinin arkadaşına uyguladığı şiddette medyanın yeri önemli. Televizyonda şiddet içeren öğelerin gösterilmesi taklide ve dolayısyla örenmeye yol açtığından şiddet nedenleri arasında yer alıyor.
Çocukların şiddete yönlendiren saldırganlık güdülerini önleyecek olanakların yetersizliği de şiddete yol açıyor. Öyleki çocukların oyun oynayacağı oyun alanları yetersiz.
Diğer taraftan, internet oyunlarının eğitim bakımından yetersiz olması öğrenci şiddetini artırıcı bir etken olarak ortaya çıkıyor.