ODTÜdeki Öğrencileri Kınamıyorum
Göktürk 2 uydusunun uzaya fırlatılması, Odtü yerleşkesine Başbakan’ ın gitmesi. Cumhurbaşkanı’ nın o gün oraya davetinin unutulması ihtimali.
Başbakan gelmeden önce kampüse 3000 tane molotoflu, gaz ve tam donanımlı polisin gelmesini, hiç gerekli ve demokratik bulmuyorum. Hatta yapılan yanlış bir siyasi manevra olarak görüyorum.
Hele ki, Odtü’ nün Türk siyasetinde çok önemli bir mihenk taşı olduğu düşünülürse, bu güvenlik önlemlerinin önceden alınması kanaatimce daha da düşündürücü olmuştur.
Öğrencinin Akp iktidarını istememesi ve slogan atmasına bile tahammül edemeyen ve üzerine polis gücü ile şiddet uygulayan bir iktidar partisi nasıl demokrasiden bahsedebiliyor hayretle karşılıyorum. Ve bu güne kadar yaptıkları en yanlış hareket diye görüyorum. Çünkü demokrasiye tahammülsüzlüğün çok net bir görüntüsü, Odtü’ de yaşananlarla ortaya çıkmış oldu…
Bir diğer taraftan bakacak olursak, bu kadar bir slogan atılmasından bile rahatsız olan bir iktidar acaba Deniz Gezmiş veya onun gibi 80 ihtilaline sahne olan üniversitelerde gün geçtikçe artan azılı öğrencilerin silahlı terör olaylarına maruz kalsaydı nasıl davranacaktı?
Ya da o günlerde insanların öldürülmesine varan şiddet olaylarına maruz kalan erkin yaptıklarını eleştiren bir insanın böylesine, demokratik hakkını kullanmak isteyen öğrenci ve öğretim üyelerine tavrını nasıl değerlendirmek lazım?
Bu iktidar gün geçtikçe tek ses, tek güç vs bir konuma doğru hareket ediyor. Bakıyoruz Başbakan çıkıyor falanca diziyi ahlak kurallarına aykırı diye eleştiriyor. Ertesi bölümde yapımcılar, dizi de şeriat hükümlerini yoğun olarak hissettiriyor.
Bir üniversiteye gidiyor, orada da polis eylem yapmak isteyen öğrencilere orantısız güç kullanıyor.
Yani ülkede çeşitli alanlarda yaygınlaşan bir baskı anlayışının egemen olduğunu görüyoruz. Bu gelişmeler çok kaygı verici.
Benim de evladım İstanbul Teknik Üniversite de okuyan bir çocuk, belki anne refleksi, belki başka bir duygu bilmiyorum. Ben çocuğumun kampüsünde 3000 tane teçhizatlı polis görsem tedirgin olurum, orada bulunmasını istemem. Çocuk eylem yapmasa bile, merakından orada bulunuyor olabilir, en yakın arkadaşları orada olabilir. Bu ne kadar güvenlik sarsıcı bir durumdur.
Bu köşe yazımı kaleme almadan önce konu ile internet ortamında yaptığım araştırmalarda Odtü de ki olaylarla ilgili 1 tek görüntü bulabildim samimi söyleyeyim buna da şaşırdım.
Tıpkı Ergenekon Soruşturması’n da, duruşmaların ve davanın televizyon kanallarında çok az yer bulması gibi. Yani tüm bunları birleştirdiğimizde bu davranışlar tuhaf ve anlamsız geliyor. Başka bir açıdan da çok anlamlı…
İzlediğim videoya gelecek olursak, orada öğrencilerde demir bilye ve Molotof kokteyli olduğu söylendi. Orada bir ayrıntı gözüme takıldı; polis Molotof kokteyli atıyor, öğrenci alıyor o Molotof kokteylini polise geri atıyor. Yani polisin önce saldırıyı başlatan taraf olduğunu düşünürsek belki öğrencinin elinde böyle bir teçhizat yoktu, polisin attıklarını geri attı.
Yok öyle değil de öğrenci Molotof kokteyli ile polise saldırmışsa o zaman da kampüse bu zararlı maddeyi nasıl sokmuşlar diye sorgulamak gerekir.
Özetle tam olarak durum netleşmediği için kesin bir analiz yapamıyorum. Ancak her şeye rağmen, polisin öğrenciye saldırmaktan ziyade, kendisini ve Başbakan’ ı koruması gerekir. Eğer korunacak bir durum olduysa…Saldırı olayın bir adım daha sonraki basamağı.
Bir de manevi taraftan bakmak lazım konuya bir Başbakan, böyle anlamlı bir günde üniversiteye gidiyor ve öğrenciler tarafından protesto ediliyor. Hiç kimse kimseye kendisini sevdirecek diye bir kural yok ama ben olsam olay neden buralara kadar geldi diye kendi kendime kaldığımda bir düşünürüm?
Bilmem anlatabildim mi?