Müşerref Oldum

Güncelleme:

Değerli okurlar büyük medyanın görüntülediğinin aksine, sisli ufuklara doğru yol alıyoruz. İzninizle, şimdiden bazı konulara değineyim ve okur-yazar olarak toplumsal sorumluluğumu yerine getireyim. Bu haftaki analizi not edip etmemek hürriyeti size ait.

Fazla Rastlantı :

Bence Başkan Bush’un geçen hafta Kongrede yaptığı yıllık halka sesleniş konuşmasında bir yorum çok ilginçti. Bush’a göre Amerika ‘Genişletilmiş Orta Doğu’ya’ demokrasi getirmek arzusunda. Bence bunun bir tek anlamı var. Bu iş Irak’la bitmez. Hükümetin başta Suriye olmak üzere, İran ve S. Arabistan’la ilgili planları var. Bütün Orta Doğu’yu bir ‘Zero Sum Game = Sıfır Bakiye Oyun’ olarak düşünürsek, bazı ülkelerde mevcut anti-demokratik rejimlerden daha demokratik rejimlere geçmek için, diğer ülkelerde ‘light’ faşizme geçmek gerekebilir. ABD’nin oyun planını önümüzdeki aylarda göreceğiz.

Fikri Sabit :

Şu anda ABD hükümetinin güvenlik ve terörizm konusunda harcadığı efor ve kaynak, tarihte görülmemiş büyüklükte. Amerika konuya kilitlenmiş. Geçmişte insan hakları, demokrasi ve bağımsızlık konusunda dünyaya liderlik yapmış ABD, bugün bu değerlerinden taviz vermekte. Zaman zaman Amerikan hükümetinin başını çevirip, görmemezlikten geldiği uluslararası skandallar az değil. Dünyanın en saygın gazetelerinden Washington Post’ta Pazar günü çıkan baş makalede, Bush hükümeti bu konuda örnek verilerek eleştirildi. Azerbeycan’da yaşanan şaibeli seçimlerle devlet başkanı olan küçük Aliyev’e, Amerika’nın niçin kayıtsız kaldığı eleştirildi.Makalede her türlü yolsuzluk, yoksulluk ve anti demokratik ortama rağmen ABD’nin Bakü’ye yeşil ışık yakması beğenilmemekte. Bakü’deki iktidarın Amerika’ya terörizm ve güvenlik konusunda yardımcı olması anti-demokratik güçleri desteklemek için yeterli mazaret olarak görülmemekte.

Kardeş Ülkemiz :

Pakistan’da darbe ile başa gelen Beşiktaş’lı General Müşerref diğer bir örnek. 11 Eylül saldırılarından sonra ABD, anti-demokratik olmasına rağmen kendi güvenlik planları çerçevesinde Müşerref’i adeta kucakladı. Pakistanlı Paşa bir taraftan ABD’nin Afganistan operasyonlarına destek verirken, diğer taraftan Hindistan’la Pakistan arasında ‘yılan hikayesine’ dönmüş, Kaşmir sorununa da çözüm arayışı içinde. Amerika bu tür büyük adımları politikacıların atamayacağının bilincinde. Amerikan hükümeti Pakistan için kesenin ağzını açtı. Yeter ki Taliban’ın ve el-Kaide’nin kökü kazınsın.

Arka Bahçemiz :

Türkiye’nin etrafında ilginç olaylar olmakta. Irak’ta Şii dini lider Sistani ABD idaresinin meşruiyetini zorluyor. Kuzey’de Kürtler en azından otonomi peşinde. Kıbrıs’ta çözüm beklentisi yüksek, Gürcistan ayrı bir alem. Çevremizde bütün bunlar olurken içerde de enteresan kıpırdanmalar var. AK Parti iktidarının samimiyetine güvenmeyen ciddi bir grup bulunmakta. Bu gruba göre Kıbrıs’ta ve Kuzey Irak’ta verilecek tavizler sadece ve sadece AKP iktidarının Batı dünyasından alacağı sigorta poliçesinin bedeli. Değişik şemsiyeler altında toplanan bu cepheye göre AKP iktidar süresini ne kadar uzatırsa kendi
dünya görüşünü bir o kadar toplumun derinliklerine indirecek.
Bu konuda Silahlı Kuvvetler tarihinde görülmemiş bir şekilde bölünmüş durumda. Bu ayrılık o kadar bariz ki, Genel Kurmay Başkan’ı sadece ben ve benim ikinci başkanım konuşmaya yetkilidir der demez, bir kuvvet komutanı karşı demeci patlatmakta.

Desteyi Kim Kesecek ?

Değişik motivasyonlarla AB üyeliğinden medet uman değişik kesimler AB’den tarih alma peşinde. Dağıtılan kartlar, Kıbrıs, Kuzey Irak ve AK Partinin genel politikası. Önümüzdeki aylar içinde bu elin nasıl döneceğini göreceğiz. Bu tur başlamadan desteyi kesecek olan AB ve verecegi ( ya da vermeyeceği) tarih.
Amerika kendi güvenliğine tehdit oluşturmayan, terörizm konusunda işbirliği yapan, bölgede yaratılacak yeni oluşumlara fazla ses çıkarmayan iktidarlarla her zaman iş birliğine hazır. O kadar hazır ki her an ayağa kalkıp güçlü adamı “ Müşerref Oldum” diye kucaklayabilir.


Diğer Yazıları
Ne Seçimdi Ama…
Paris Olimpiyatları ve Tarihi Anılar