Muhteşem Yüzyıl izlenmeye değer
Muhteşem Yüzyıl, medya polemiklerine muhteşem bir pencere açtı. Osmanlı sultanı Kanuni Sultan Süleyman neden aşk hayatı ile gündeme geliyor diye....
Bu nedenle RTÜK pek çok şikayet aldı denildi, senaryonun bazı muhafazakar kesimleri rahatsız ettiği söylendi.
Niye dili, mişli bir lisan kullandın derseniz, doğrusu insanımızın, bir diziyi bu kadar ciddiye almasına şaşırdığım ve inanmak istemediğim için diyebilirim.
Aslında Başbakan' ın heykeli beğenmeyipte Ucube demesinden ziyade, bir dizinin bu kadar eleştiri almasını tartışmak lazım. Ne kadar yersiz ve boş bir tavır olduğunu.
Her şeyden önce bu bir dizi, sanatsal ve ticari amaçlı yapılan bir çalışma. Bu kadar eleştiri alarak sanat yapılır mı? Ya da sanat bu kadar eleştirilir mi?
Haydi eleştirdik diyelim, diziyi kaldırmaya çalışmak yasaklamak hangi akla hizmeten, yaratıcılık yasaklanır mı?
Hayır tabii ki....
Tüm dünyada, krallarla, devlet başkanlarıyla, generallerle, sanatçıların özel hayatlarıyla ilgili pek çok film yapılıyor. Bunların içinde insanların ağrına giden, ya da toplumca kabul görmeyen pek çok konu ve sahne olabiliyor. Ama bunlar yasaklanmıyor, hatta konu bile edilmiyor. En basitinden, Tudor hanedanlarının entrikaları tüm dünyada dizi olarak gösteriliyor.
Bizde insanları saygı adına sembolleştirme alışkanlığı var. İnsanlıktan çıkarıp ilah gibi görme mantığı. Sanki padişah olduğu halde ve haremi olduğu halde, hiç bir kadınla ilişkisi olmamış gibi gösterilsin istiyoruz. Dünya gerçeklerinin dışında, anlamsız bir sansür. Ya da efendim, niye başarılarıyla gösterilmiyormuş?
İleride senaryoda Sultan Süleyman' ın başarıları yer alacak mı bilemiyorum ama yahu sadece özel hayatı yer alsa ne olur ki? Padişah insanlığından ve değerinden bir şey mi kaybeder? Bu bir dizi belgesel değil ki....
Hele ki yıkılmış ve sürgüne gitmiş bir devletin mensupları, sadece diziye konu olunca mı rencide oluyor? Ayrıca rencide olan kim, diziyi izleyen halk mı? Yoksa hanedanın torunları mı?
Bana bu eleştiriler çok saçma geliyor doğrusu.....
Eleştirilerin olumlu tarafı ise tekrar sultanları ve onların yaşamlarını bizlere hatırlama, araştırma fırsatı vermesi....
Mesela okuduğum kitaplarda sultanlarla ilgili unutulmuş ya da çok fazla dile getirilmeyen bilgilerin bazılarını hatırladım, bazılarını yeni öğrendim.
36 Osmanlı Padişahı içinde; Sultan 1. Mustafa iki defa tahta çıkıyor, genelde saray odasında hapis hayatı yaşadığı için akli dengesi zayıf durumda olduğundan toplamda 2 yıl saltanat sürebiliyor. Devleti de iyi yönetemediği için, Valide Sultan' lar yönetimde hakimiyet kuruyor. Ölmeden tahttan inen 2. Osmanlı padişahı olarak tarihe geçiyor ve hiç çocuğu olmuyor.
Saray odasında kapalı kalan pek çok şehzade öldürülme korkusuyla odalarından çıkamıyor, hem iyi eğitim alamıyor, hem de sinir sistemleri zayıf oluyor. Akli dengelerini yitirmelerinin nedeni sarayda hapis hayatı yaşamaları.
Özellikle çöküş döneminde, sadrazam ve valide sultanların iktidar savaşlarıyla yorulan, çeşitli beyliklerle savaşan Osmanlı sultanları savaş kaybettikleri zaman üzüntüden yaşamlarını kaybediyorlar. Yani öylesine gururlu ve devletlerine bağlı kimliklere sahipler.
Sultan 5. Murat akli dengesi bozulduğu için Şeyhülislam fetvası ile tahttan indiriliyor ve 93 gün süre ile Osmanlı tarihinin en kısa saltanat süren padişahı olarak tarihe geçiyor.
Osmanlı Devleti' nin son zamanlarında yani 1. Dünya Savaşı mağlubiyetinden sonra, hem 2. Abdülhamit, hem de Sultan Reşat üzüntüden arka arkaya vefat ediyor. Tıpkı dedeleri; Yıldırım Beyazıt, 3. Mehmet, 2. Ahmet , 2. Mustafa , 3. Mustafa, 1. Abdülhamit, 2.Mahmut, Abdülmecit gibi....
Onlardan sonra tahta geçen son padişah Vahdettin ise zaten mağlup bir devletin başına geçiyor.
Mondros Antlaşması ardından Sevr Antlaşması ve İngilizler' in İstanbul' u antlaşma şartları dışında işgal etmesi üzerine padişahın eli kolu bağlanıyor. Hemen ardından, Milli Mücadele günleri başlıyor, işgal kuvvetleri Anadolu' dan temizlendikten sonra da 1 kasım 1922 de Meclis tarafından resmen saltanat kaldırılıyor. Sultan Vahdettin sürgüne gönderildikten 4 yıl sonra İtalya' da son derece zor maddi şartlarda yaşama gözlerini yumuyor.
623 yıllık Devlet-i Ali Osman böylece tarihe karışıyor.
Tarihi bilgiler çeşitli kaynaklardan geldiği için çok çeşitli bilgiler içerebiliyor ama meraklısı olan pek çok kaynağı bir arada okuyarak unutulmuş ya da eksik kalmış bilgilerini tamamlayabilir. Buradan koskoca bir tarihi yazmaya imkan yok.
Fatih Sultan Mehmet' ten itibaren tahta çıkmış, son derece iyi yetişmiş, pek çok zaferler kazanmış Osmanlı padişahları var, beni en etkileyen ayrıntı ise hepsinin devletlerine yaşamları pahasına bağlı olmaları, yenilgiye düştüklerinde ise yaşamlarını kaybedecek derecede üzüntü duymaları.
Dolayısıyla 3 kıtaya hakim olmuş koskoca Osmanlı Tarihi öyle bir diziyle falan hafife alınamaz. Bu gereksiz konuşmalar olsa olsa dedikodu mahiyetinde kalır.....Onun yerine illa ki eleştirilecekse bir diziyi bahane edip tarihimizi, geçmişimizi okumak ve böyle saçma polemiklerden ziyade tarihle gerçekçi bir biçimde yüzleşmek lazım gelir. Dizi de Osmanlı Tarihi' ni tekrar gündeme taşıdığı için değil kaldırılmayı, sansürlenmeyi, gereğinin yapılmasını tam tersi bence daha fazla izlenmeyi hak ediyor....