Kullanılmış giysilerin yeniden değerlendirilmesi satışı...
Geçtiğimiz günlerde bir panelde, İngiltere’de kullanılmış giysi satışı yapılan pazarların çok yaygın olduğunu öğrendim.
İstanbul’un birçok ilçesinde de komisyon karşılığı kullanılmış giysi satışına aracılık eden işyerleri bulunmaktadır. Eskiden “Bit Pazarı” olarak adlandırılan işyerlerinin yaygınlaştığını gözlemliyoruz.
Geçtiğimiz günlerde Bakırköy’de, içerisinde çok çeşitli giysilerin bulunduğu kullanılmış ürün satışı yapan bir işyerini tesadüfen ziyaret ettim. İşletmeci, “Kullanılmış giysilerinizi burada satıyoruz. Satış fiyatının % 50’sini komisyon olarak alıyoruz” şeklinde çalışma biçimlerini özetledi.
İğneden ipliğe her şeyin aşırı zamlandığı, kıyafetlerin çok yüksek fiyatlarla satıldığı bu günlerde, vatandaşların zorunlu olarak kullanılmış ya da ikinci el ürünlere yöneldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bazen ihtiyaçtan zorunlu olarak, kişisel kıyafet ya da eşyalarını satan kişilere de rastlayabiliyoruz.
Öte yandan, maddi imkanı olanlar yeni giysiler tabi ki satın alabilirler. Gönüllü olarak, kullanılmış giysilerini ihtiyaç sahipleri ile bedelsiz olarak paylaşabilirler.
Ayrıca, bazı yerel yönetimler ile STK’lar, sosyal sorumluluk anlayışları çerçevesinde, kullanılmış giysilerin ihtiyaç sahiplerine ulaşmasına aracılık ediyorlar.
Bilindiği üzere “İklim Krizi” konusu konuşulurken, gelecekte temiz su bulma endişesi hep gündeme gelmektedir. Giysi üretiminde kullanılan su miktarının çokluğuna dikkat çeken “Evimizdeki giysi dolabını, doğadan koparılan küçük bir göl olarak düşünebiliriz” sözü, üretilen giysilerin bilinçli bir şekilde değerlendirilmesi ve tasarruf anlayışının gereğini, en iyi şekilde ifade etmektedir.
Uygulamanın, kullanılabilir giysilerin yeniden değerlendirilmesi ve tasarruf bilincinin yerleşmesi açısından çok olumlu olduğunu düşünüyorum. İsteyen kişiler gönüllü bağış yoluyla, isteyen kişiler de satış yoluyla kullanılmış giysilerini yeniden değerlendirebilirler.
Kullanılmış giysilerin yeniden değerlendirilmesinde, yerel yönetimler ile STK’ların daha çok çaba göstermesi gerektiğine inanıyorum. Bu, toplumda tasarruf ve sosyal dayanışma anlayışının yerleşmesi açısından da çok önemli olacaktır.
Saygılarımla.
Levent Küçük
Genel Başkan
Tüketiciler Derneği (TÜDER)