Kredibilite Sorunları

Güncelleme:

İlk Günden İtibaren :

20 Ocak 2001 tarihinde Başkan Bush göreve başladığında, seçimleri tartışmalı bir biçimde ve sadece 6 bin oy farkla kazanmıştı. Bush ilk günden üzerine gölge düşen Başkanlığının güven sorununu, Usame Bin Laden'in 11 Eylül saldırıları sayesinde düzeltmişti. 11 Eylül'den sonra savaş taraftarı ve saldırgan tavır alan Bush yönetimi

Amerikan halkının gözünde prim yaptı.

Afganistan'a yapılan askeri harekat hiç bir itiraz görmeden bütün ülke tarafından desteklendi. Bin Laden yakalanmasa da Taliban büyük darbe yedi. Taliban'ın tekrar ayağa kalkması imkansızlaştı.

Irak'ta İşler Karışık :

Afganistan'da yapılan askeri harekatın rüzgarı ile Bush idaresi Irak'a öncül müdahale girişimini gündeme getirdi. Savaş nedeni olarak 'Kitle İmha Silahları = K.İ.S.' gösterildi. Saddam gitti, Irak'ta sular durulmadı. Üstüne üstelik K.İ.S.'ten bir eser bulunamadı. İngiliz istihbaratının ABD istihbaratını yanılttığı, CIA ve FBI'in kendi aralarında doğru dürüst koordinasyon sağlamadığı gibi, bir dizi gerçek su yüzüne çıktı.

Pirinç Hanım Condi Rice'in savunmaların yetersizliği, Bush yönetiminin teorisyeni Wolfowitz'in iyimser tahminlerinin hiç birisinin tutmaması, yönetimi sıkıntıya soktu.

Irak'ta kurulan Iraklı güvenlik güçlerinin son çatışmalarda aldıkları tavır, daha doğrusu çatışmaya girmeyi red etmeleri, Savunma Bakanı Müşteşarı ve Amerika'nın Orta Doğu politikasının mimarı Wolfowitz'in, ne kadar gerçek dışı beklentiler içinde olduğunu ispatladı.

Irak'ta yaşanan olaylar tüm hızı ile bir din savaşına doğru yol alırken, Amerikalılar bütün ümitlerini, ılımlı dini lider Ayetullah Sistani'ye bağlamış bulunmaktalar. Tam bir ironi !!!

Amerika'da İşler Karışık :

İsrail lideri Sharon geçtiğimiz hafta Bush'u ziyaret etti. Bush Demokrat rakibi Kerry'in anketlerde yükselişini tedirginlikle izlemekte. Bush, Sharon'un ziyaretini bahane edip, seçimlerde kritik sayılan eyaletlerde Amerikalı Musevilerin oylarına göz kırptı. "Musevileri yok etmeye çalışan Müslümanlar'a hayat yok" mealinden konuşmalar yaptı.

Ohio, Michigan, Florida gibi eyaletlerde başkanlık seçimi kıran kırana geçecek ve kazanan burun farkı ile kazanacak. Bu nedenle genel toplam içinde yüzdesi azda olsa, yarışın başa baş gittiği eyaletlerde Musevi oyları, her iki başkan adayı için hayati önem taşıyor.

Durumun hassasiyetinin farkında olan kurt politikacı Sharon'da fırsatı değerlendirip Hamas'in çiceği burnunda liderini bertaraf etti.

Sharon'un ardından Washington'a gelen ikinci ziyaretçi yakından tanıdığınız çok daha ilginç bir politikacı. İngiltere Başkanı Blair. ( Arşivden bkz. 'Altar Boy' ). Hem Bush hem Blair, ülkelerinin kamu oyu araştırmalarında güven kaybetmiş durumdalar. 5 ay sonra tekrar baş başa buluşarak Irak konusunda ortak cephe oluşturmak için her iki lider inzivaya çekilip halvet oldular.

Bush'da Blair'de karşılaşacakları risklerin farkındalar. Irak'taki gelişmeler her iki liderin siyasi geleceğini belirleyecek. K.İ.S. konusu yeterince baş ağrıttı. Irak'ta ki çatışmalarda daha fazla kan dökülürse, her iki lider siyasi mevta olabilir. Anglo-Sakson dünyasının iki lideri baş başa verip, kendi kamu oylarına karşı 'ağız birliği içinde' inandırıcı olmanın provasını yaptılar.

Petrol Seçimlerin Anahtarı Olabilir mi ?

Son haftalarda Amerika'da benzin fiyatları rekor düzeyde. Yakın gelecekte fiyatların düşmesi beklenmiyor. Petrol fiyatlarının artışında değişik nedenler bulunmakta. Fiyatların üzerinde baskı faktörleri çeşitli. Küresel nedenlerin başında Çin'in aşırı hızla büyümesi gelmekte. Çinlilerin enerji ihtiyacı petrole olan talebini canlı tutmakta. İkinci küresel neden, OPEC üyelerinin konsesüsü ile petrol üretimini kontrol edebilmesi. Bu nedenlere Amerikalıların bitmez tükenmez büyük araç tutkusuda eklenince, benzin fiyatları göğe doğru yükselmeye devam etmekte. Pompanın başında homurdanan Amerikalı sayısı az değil.

İnsanlar ister istemez, Irak savaşı öncesi, Irak petrollerinin gürül gürül akıp dünya petrol fiyatlarını düşüreceği konusunda yapılan öngörüleri hatırlamaktalar. Amerikan tüketicisin kızgın duygularına Bush yönetiminin savaş yanlısı üst yöneticilerinin petrol ve enerji şirketleri ile yakınlığı eklenince, seçmenin petrol konusunu seçimlerde öne çıkarması sürpriz olmayabilir.

İşte değerli okurlar Amerika'da Bush yönetimine karşı, dipten gelen bir güven krizi şekillenmekte. Irak savaşı ve Irak'ta yaşananlar bu kredibilite sorununa katelizatör olmakta. Petrol fiyatları günlük yaşamın vazgeçilmez parçası olarak güven konusunda siyasi tartışmaların sembolü olma yolunda. Bütün bu açılımları önümüzdeki haftalar içinde göreceğiz. Bu arada Bush yönetimine güvensizliğin halk arasında ifade bulan en muzip sloganlarından birisini, geçtiğimiz günlerde Manhattan'da bir genç kızın tişörtünün üzerinde gördüm. "The only Bush I trust is, mine"


Diğer Yazıları
Ne Seçimdi Ama…
Paris Olimpiyatları ve Tarihi Anılar