Kredi kartı dolandırıcılıklarında sorumluluklar yeniden belirlenmelidir

Son günlerde cep telefonları üzerinden (kredi kartı bilgilerinin ele geçirilmesi) suretiyle gerçekleşen banka hesaplarının boşaltılması ya da yurtiçi/yurtdışında internet siteleri üzerinden alışverişler yapılması şeklindeki dolandırıcılıklarda artış gözlemlenmektedir.

Cep telefonlarına gelen mesaj uygulamaları yoluyla veya iradeleri dışında kredi kart bilgileri kopyalanan mağdurlar, maddi zararlara uğruyorlar.

Olayın farkına varan ve hemen bankaları ile irtibata geçen kart sahipleri (işlem bekleme aşamasında iken bankalarına harcama itirazında bulunsalar bile) sonuç alamıyorlar. Bankalar çoğu zaman sorumluluk almaktan kaçınıyor, çözüm için emniyet birimlerine ve adli makamlara yönlendiriyorlar.

Kart sahiplerinin kişisel güvenlikleri açısından şifre ve kart bilgilerini korumaları, bilmedikleri link ve uygulamalara onay vermemeleri sorumlulukları gereğidir. Ancak, günümüz teknolojik gelişmeleri ve buna bağlı ortaya çıkan yeni uygulamalar, kart sahiplerini koruyucu yeni tedbirleri zorunlu kılmaktadır.

Kart şifrenizi kendiniz verdiğiniz ya da uygulamaya kendiniz onay verdiniz, o nedenle sorumluluk kendinizde diyerek bütün sorumluluğu kart sahibine (Tüketicilere) yüklemek adil olmamaktadır.

Bu nedenle, telefon operatörlerinden başlayarak, bankalara ve alışveriş sitelerine kadar uzanan bir sorumluluk ve güvenlik işbirliğine acil gereksinim duyulmaktadır. Özellikle harcama itirazlarının değerlendirilmesi ve sonuçlandırılmasında, kart sahiplerini koruyucu daha etkin uygulamalar devreye sokulmalıdır.

Bu kapsamda, kart sahiplerinin yanı sıra telefon operatörleri, bankalar ve alışveriş sitelerine sorumluluklar getiren yasal düzenlemelere, güvenlik açıklarını en aza indirecek müşteri uyarı sistemlerine ve güvenlik tedbirlerine ihtiyaç duyulmaktadır.

Kamuoyunun ve yetkililerin dikkat ve değerlendirmesine sunuyoruz.

Saygılarımızla.

Levent KÜÇÜK
Genel Başkan
Tüketiciler Derneği (TÜDER)