İskoç Viskisi!

İskoçya referandum için sandık başında.

Birleşik Krallık’la yollarını ayıracaklar mı? 307 yıllık Birlik sona erecek mi?

Dünya’nın siyaseten ve ekonomik anlamda en pahalı “evet” veya “hayır”larından biri olacak..

...“İskoçya’nın Referandumu”.

İspanya’daki Katalanlardan İtalya’nın Kuzey’ini ve dahası Avrupa Birliği’ni etkileyecek.

Başka yerlerdeki “Ayrılıkçı akımlar”, “evet” çıkacak oyların oranına göre ahkam kesecekler!

İskoçya’da on yıldır Parlamento var ve referandumun berisinde ötesinde IRA benzeri bir terör örgütü yok.

Yok, ama, “bu işin geri dönüşü de yok” demeye getirdi geçenlerde Kraliçe…

Eski başbakan ve İşçi Partisi’nin önceki lideri Gordon Brown ise tarihi bir konuşma yaptı.

Üstelik, “hayır” diyen, Brown’ın kendisi de İskoç kökenli ve

Kamuoyu araştırmalarında (%52 hayır, % 48 evet) giden oyları Birlik yönünde etkileyebilir.

“Ya geleceğimizi birlikte kazanacağız, ya da ayrı ayrı kaybedeceğiz” diyor...

Tahrik edilen, kışkırtılan, korkulara dayalı duygularla oy verilmemesini diliyor...

Tarihsel referanslarla “İskoçya hepimizin, Birleşik Karlık hepimizin” diyor...

Sosyal adaletin, refahın, özgürlüklerin İskoçya’sı için 'bir' olunması gereğinin altını çiziyor.

Olası bir ayrılmanın Ada halkı için, işsizlik, pahalılık ve yatırımlarda gerileme anlamına geleceğini vurguluyor.

Bakalım gece yarısı kadehler kimin için kalkacak? Göldeki canavar kimin olacak?

Hiç kuşkusuz tarihsel, toplumsal, ekonomik koşullar bölünmeye hayır demeyi gerektiriyor.

Kent devletlerine bölünen başlarına da tiranlar geçen bir dünyanın daha az güvenlikli olacağı kesin!

Tabii bu vesileyle demokrasilerde bu gibi önemli referandumların, 

Tarihe sadakat ile gelecek kuşakların hakları arasındaki 'dengeyi' ne kadar yansıtabileceği sorusu da belirecek.