İnekler klasik müzikten anlıyormuş...
Bu gün Pazar olması dolayısıyla, ben bu günü bir ruhsal detoks günü olarak görüyorum.
Kuşkusuz hafta içinde, oradan oraya koşturuyoruz, trafikte strese maruz kalıyoruz. İnsanların, negatif enerjilerini almamaya çalışıyoruz ve hissetmesek de yoruluyoruz.
Mesela, ne kadar doğrudur bilmiyorum ama bir internet sitesinde, özellikle İstanbul’ da yaşayan insanların, kendi araçlarını kullanıyor ya da, toplu taşıma araçlarına biniyor da olsa, zaman içinde, yoğunluk sebebiyle ciddi rahatsızlıklara yakalanma şansının yüksek olduğu yazıyordu.
Yoğun stresin neden olduğu hastalıklar burada saymayayım, negatif enerji olmasın..
Geçen hafta içinde, değerli usta Zihni Göktay ile röportaj yapmak üzere, İstinye’ den Fenerbahçe’ ye geçeceğim diye, kara kara düşündüm, ya köprü üzerinde trafiğe yakalanırsam, saatlerce köprü üstünde tıkanır kalırsam diye.
Ama Allah’ tan yakalanmadım ve tam 10 dak. içinde, Fenerbahçe-İstinye arasını hızla geçmiş oldum. Sizler de, yarın inşallah o güzel röportajı okuyacaksınız..
Neyse, çok güzel bir haber okudum, hemen sizinle paylaşayım istedim.
Büyükşehir belediyesi’ nin, Avrupa Birliği projesi kapsamında değerlendirdiği, Sultanbeyli Çocuk ve Gençlik Eğitim Merkezi’ nde, 20 kadar sokakta çalışan çocuk, Beethoven, Vivaldi, Mozart çalarak rehabilite oluyor ve sokaklardan uzak duruyormuş.
Yaşları 7- 18 arasında olan çocuklar, Keman, kontrbas gibi müzik enstrümanlarıyla, klasik müzik çalmayı öğreniyor, hem bir meslek kazanıyor, hem de madde bağımlısı olmaktan korunuyormuş.
Muhteşem bir haber…
Bir diğer konu da, klasik müzik zaten gerçek anlamda, pek çok hastalığın tedavisinde yardımcı olarak, zaten yurt dışında uzun zamandır kullanılıyormuş.
Hatta belki size çok komik gelecek ama süt veren inekler üzerinde yapılan araştırmalarda, müziğin türüne göre, ortamın ışığının da etkisiyle, ineğin verdiği sütün miktarında ve kalitesinde değişiklikler oluyormuş.
Yani inek deyip geçmemek lazım, o bile müziğe bir çok insandan daha duyarlıymış. Acaba arabesk müzik dinlerse ne olur? Depresyona girip, sütü kesilir mi?
( Negatif bir enerji mi oldu acaba yazının bu bölümünde?)
Melodi ve ritm olarak müziğin cinsi, kanser, diyabet, depresyon gibi hastalıklarda, yani moral (benim deyimimle pozitif enerji) nin gerekli olduğu durumlarda, dinlendirici müzikler çok etkiliymiş, hatta ameliyata giren ve ameliyat sonrası hastalarda, sakinleştirici müziklerin ağrıyı azaltıcı etkileri bile olduğu belirlenmiş.
İnsan yaşamı boyunca, iki uçta yaşarmış, ya neşeli tarafı manik hali, ya da gamlı baykuş hali, depresif tabir edilen durumu.
Bu her iki durumu değiştirmede, müziğin rolü çok büyükmüş. Bu bilgiye bir de, ben bir ekleme yapayım; aldığı ışığın rengi, yani her zaman gün ışığı ve doğal ışık, insanın psikolojisini çok olumlu etkileyen bir durum. Beyaz ışıklar, florasan ışıklarsa, tam tersi uyarıcı ve rahatsız edici bir ruh hali yaratıyor. Oysa sıcak ışıklar, sarı ışık, mum ışığı ve gün ışığı, insanın doğasıyla uyumlu ışıklar.
Bu arada, Osmanlı döneminde, insanların Osmanlı müziğiyle tedavi edildiği yerler varmış, malum, pek çok Türk müziği makamı özellikle içinde ney olanlar insanları dinlendiriyor.
Geçenlerde, çok sevdiğim bir arkadaşım, ben akşamları televizyon seyretmiyorum, kötü haberleri öğrenmiyorum, zaten internete girmiyorum, sadece sevdiğim müzikleri dinliyor, tütsülerimi, mumlarımı yakıyorum, kahvelerimi içip, köpeğimle oynuyorum dedi..
Bir an düşündüm, ne güzel, kendini nasıl mutlu edeceğini bulmuş diye düşündüm. Diğer taraftan, bana uygun mu diye kendimi yokladım, ben internete girmek ve gündemi takip etmek zorundayım, zaman zaman, beni rahatsız eden negatif enerjisini boşaltmak isteyen insanların bu saldırılarını durdurmak zorundayım. Tam olarak böyle yaşayamam ama zaten herkesin yaşamı farklı, marifet o yaşam alanı içinde dengesini koruyabilmek ve yaşama sanatında ustalaşabilmekte…Keyifli bir Pazar ve keyifli bir hafta geçirmeniz dileğiyle.