İçte dışta AKP

Güncelleme:
Türkiye'de asgari ücret 693 TL. Açlık sınırı 843 Lira. Türkiye’de açlık sınırında 14 milyon insanın yaşadığı söyleniyor. İşsizlik almış başını gitmiş, sadece İŞKUR rakamlarına göre yüzde 14. ortalama 3,5 milyon insanımız işsiz. İnsanların alım gücü iyileştirilemiyor. Enflasyon tek haneli rakamlara düşürülemiyor.
 
Özelleştirilme adı altında devletin köklü kurumları hiç pahasına satıldı. 7 Yıllık iktidarında kendi burjuvazisini yaratan hükümet, maden kazalarının önünün alacak uygulamaları hayata geçir(e)medi.
 
Gemicikler, bir anda zengin olan partili iş adamları, Ali Dibolar, Deniz Feneri davası...
Bitmek bilmeyen yolsuzluk dosyaları. Elde kalan 4 milyon domuz gribi aşısının akıbeti bile belli değil. Devletin tüm kurumları ile bir çatışma, iç bölünme ve hesaplaşmaya kadar gitti, gidecek..
 
Düne kadar terör karşısında kahramanca mücadele veren insanlar bugün terörist müdahalesi görüyor. Çürük elmalarla, sağlam elmaların karıştırıldığı bir hukuk anlayışı egemen oluyor. Her alanda kendi yandaşını yaratma çabası tüm gücüyle sürüyor.
 
Terör gün geçtikçe artmaya devam ediyor. İnsanlar kan ağlıyor, her gün bir şehit cenazesi bir ailenin ocağına alev topu gibi düşüyor. Burada özetlenmeyen daha çok sorun varken toz pembe gibi sunuluyor hayat.
İçi bizi yakıyor, dışı başkasını.
 
DIŞ POLİTİKA
 
Bu kadar başarısızlık arasında hükümet kalkmış, Filistin sorununa müdahil oluyor orta doğudaki bataklığı kurutmaya kalkıyor. Üstelik bizzat Arap ülkelerinin sessiz kaldığı bir meselede.
 
Tamam Filistin yok sayılmasın, tamam, İsrail’in yaptığı yanında kar kalmasın ama bunun yolu Türkiye’nin yüzünü Arap toplumuna dönmesi ile mi olacak? 21. yüzyılın medeniyet projesi olarak tanıtılan Avrupa Birliği idealinden vazgeçmiş görünen bir Türkiye var vitrinde. Bu hükümetin kendi ideallerini yok sayan, tarihi bir hatadır.
 
Kıbrıs’ı Türkiye’nin onuru durumundan çıkarmak dış politikadaki yeni strateji olmuştu bir süre. Şimdi Kıbrıs’ı tanımayan ve Kıbrıs'ta Türkleri işgalci kabul eden Filistin işçin nelerden vazgeçiyoruz. Kanalda, Osmanlıyı arkadan hançerleyen Araplarla yeni işbirlikleri yapıyoruz.
 
Çıkıyor birileri de diyor ki: 100 yıllık düşmanlık unutulsun artık. İyi de daha üç yıl önce tarihi kalemizi yıkıp yerine otel yapan krala şeref madalyası veren biz değil miydik?
 
Osmanlı sarayını yıkan krala şeref madalyası takıyorsak kinlerle yoğrulmamış genlerimiz. Sorun başkasında, başka taraflarda. Tarihinden ders almayan toplumlar yıkılmaya mahkum derler ya... Tarihini önemsemeyenler de tarihe kara harflerle yazılır.
Geçmişini unutmamak gelecek günlerin sağlamlığının garantisidir.
Budur.
 
İsrail ile sevgisiz birlikteliğin sonu başlıklı yazıyı buradan okuyabilirsiniz.
Diğer Yazıları
Bahçeli'nin tarihi çağrısı
Keşke ülkede muhalefet olsa
Bize yarınlar lazım
Atatürk'ün koltuğu işgal edilmesin
Bu yazıyı yirmi yıl sonra hatırlayacaksınız